ÇİĞDEM ÖZEN / BEN HABER - 9-16 yaş arasındaki özel gereksinimli öğrencilere eğitim verilen okuldaki, otizmli öğrencilerin sıralara bağlanarak ders işlendiği görüntüleri gündeme oturdu. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından konuyla ilgili inceleme başlatılırken KEDİ Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Dikmen, vicdanlara sığmayan bu durumu Ben Haber’e değerlendirirken, “Yetişkinlerde kışkırtma diye bir olay vardır, çocuk görmesi gereken davranışı görmediği gibi, sabır olmayan bir yaklaşım tutumu mevcut. Çocuğa baskı kurduğun zaman ki burada iş bağlamaya kadar gitmiş, o çocuk tabii ki tepki verir.” şeklinde üzüntüsünü dile getirdi.
“SINIFLARA KAMERA İSTİYORUZ, BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları ve Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliklerinde yer alan ilgili maddelerde yer alan dersliklere kamera koyulmasıyla ilgili başvurularının reddedilmesiyle ilgili olarak Danıştay’a dava açtıklarını da belirtti. Dikmen, “Milli Eğitim Bakanlığı sınıflara kamera koyulmasını kabul etmeyince Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurduk ve “güven tesisini kurmak zorundasın” denildi. Bunun için düzenlemeler yapması gerektiği açıkça söylendi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları ve Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliklerinde yer alan ilgili maddelerde yer alan dersliklere kamera koyulmasına yönelik kararın yürütmesinin durdurulması ve yargılama sonucu iptal edilmesi istemiyle Danıştay 8. Dairesi’nde dava açtık. Biz 2 seneden beri duruşma günü bekliyoruz. Bu çocukların güvenliğinden aileler olarak endişeliyiz. Bursa’daki olaydan da kameralara yansıdığını için haberimiz oluyor. Bu konular maalesef 2 dakika sonra da unutuluyor. Ancak dernek ve aileler olarak biz bu işin peşindeyiz, çocuklarımızın güvenliğinin sağlanması ve ne gerekiyorsa yapılmasını istiyoruz. Canlı yayın yapın demiyoruz, en azından bir sorun olduğu zaman geri dönülüp bakılabilme şansı olmalı” ifadelerine yer verdi.

“80 SAATLİK KURSLA ÖĞRETMEN OLUNABİLİYOR”
Özel eğitim sınıflarıyla ilgili velilerden oldukça şikayet geldiğini ifade eden Dikmen, “Çocuk vücudunda morlukla eve geliyor, ancak öğretmen arkadaş veya çocuğun kendisinin yaptığını iddia ediyor. Öğretmenlerin çoğu özel eğitim alanı öğretmeni değil, 80 saatlik kurslarla özel eğitimci olabiliyorlar. Aslında bu durumun özel eğitimci olmasıyla da çok ilgisi yok, özel eğitim öğretmeninin de çocuklara yaptığı şiddeti izledik. Yapılan idari soruşturmada suçlu bulunmuştu, ancak beraat etti, aldığı suç da kınama olarak kaldı. Aynı sınıfta aynı görevine devam etti.” dedi.
“HAKLARINIZI ARAMAKTAN ÇEKİNMEYİN”
Otizm çocuğuna sahip ailelere ve otizm derneklerine de seslenen Dikmen, “Herkes sınıflara kamera konulsun diyor ancak sadece şikayet ve serzenişte kalıyor. Derneklerin ve aileler in hukuki haklarını kullanmalarını istiyoruz. Biz davaları takip ediyoruz ancak duruşmalara suçtan etkilenen direkt biz olmadığımız için müdahil olamıyoruz. Bizim de savımız, o anda benim çocuğum olmasa da benim çocuğum bu tehlikenin içinde, bu nedenle direkt müdahil olmamız gerektiğini ifade ediyoruz.” şeklinde belirtti.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NA KAMERA SİSTEMİ İÇİN AÇILAN DAVA;





