Gazeteci Erol Yaraş, “Bana göre Cemil Tugay, İzmir'de ‘Yalnız Kurt’ diyerek, son günlerdeki konuları farklı bir bakış açısıyla değerlendirdi.

İzmir gündeminin son günlerdeki ana konusu kooperatif davası, çöp ve yıllardır devam eden körfez krizi... İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, son yaptığı basın toplantısıyla da bu konulara kamuoyu önünde açıklık getirmeye çalıştı. Bu yaşanan süreçlerde Cemil Tugay’ın başta partisi CHP olmak üzere tek başına bir mücadele verdiğini ve yalnız bırakıldığını ifade eden Gazeteci Erol Yaraş, “Bana göre Cemil Tugay, İzmir'de ‘Yalnız Kurt’ diyerek, son günlerdeki konuları farklı bir bakış açısıyla değerlendirdi.
Son aylarda İzmir’in gündemi hep büyükşehir… Çöp krizi, kooperatif davası, körfez kirliliği, il başkanının tutuklu olmasından dolayı örgütlerdeki yapılanma sorunu dahil kentte bir karmaşa yaşanıyor. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?
Bu sorular ayrı ayrı cevaplanması ve değerlendirilmesi gereken konular...
İzmir’de yaşanan sorunlara bir cümle başlamak istiyorum ve bunu konuşmamızda açacağız. Ben Cemil Tugay’ı İzmir'de tek başına kavga veren bir yönetici olarak görüyorum. Bana göre Cemil Tugay, İzmir'de ‘Yalnız Kurt’. Çünkü İzmir’de ne CHP'li milletvekilleri, ne il başkanlığı, ne de bazı ilçe belediye başkanları İzmir'in gündeminde yer alan ana konularda Tugay'a destek vermiyorlar. Bunun yanında da AK Parti İzmir çok etkili bir muhalefet yürütüyor.
“AK PARTİ İZMİR GÜÇLÜ MUHALEFET YAPIYOR”
İzmir siyaset gündemine baktığımızda, İl Başkanı Bilal Saygılı, gündeme bir konuyu getiriyor ve yükleniyor. Ertesi gün, AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan gündem oluşturuyor, sonra İzmir Milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı, Mahmut Atilla Kaya, Şebnem Bursalı Cemil Tugay'a yaşanan olumsuzluklardan dolayı ağır eleştirilerde bulunuyorlar. Bu şekilde haftanın her günü AK Parti İzmir’den muhalefet anlamında Büyükşehir'i ve Cemil Tugay'ı yıpratıyor. Muhalefetin bu söylemlerine karşı bakıyoruz; CHP’den AK Parti’ye tek bir cevap veren ilgili ve yetkili kişi yok! Karşı taraftan gelen her salvoyu, Cemil Tugay tek başına göğüslemek zorunda kalıyor.
Bu siyaseten çok yanlış bir davranış şekli... Bu konuya “Cemil bey kendi kendini yalnızlaştırdı” eleştirileri yapanlar da var. Ancak sizin parti içi kavganız farklı bir şey, CHP açısından verilmesi gereken ortak siyasi kavga farklı bir şeydir. Siz Cemil Tugay ile siyaseten partiniz içinde anlaşamıyor olabilirsiniz ama başta AK Parti olmak üzere Cemil Tugay'ı eleştirenlere karşı beraber siyaset yaparak, onu korumanız lazım. Ne yazık ki bunu İzmir'de göremiyoruz.
İZMİR’DEKİ TABLOYU YARATAN ÖZGÜR ÖZEL’DİR
İzmir gündeminde bu kadar sorun ve sıkıntılar yaşanırken, CHP’li milletvekillerinden Cemil Tugay'a sahip çıkan ya da bir konuda onun arkasında duranı göremiyoruz. İl Başkanlığı da yok, İl başkanı zaten tutuklu, diğer il yöneticilerinin de varlığı yokluğu belli değil. İzmir'de bunlar yaşanırken Genel merkez de yaşananlara müdahil olmuyor ve Cemil Tugay’ı İzmir'de yalnız bırakıyor. İşte “Yalnız Kurt” diyerek bu yaşananları kastettim. İzmir'deki sıkıntılara ve birçok başarız ilçe belediye başkanlarına baktığımız zaman, bu tabloyu yaratan Özgür Özel’dir. İzmir'de bütün belediye başkan adaylarını Özgür Özel’in kendisi belirledi, hatta İzmirliler'i güldüren şöyle de bir cümle sarfetmişti; “Yapay zekaya da danıştım”. Yani Özgür Özel'in kendi zekası yetmedi, yapay zekaya da danışarak, İzmir'deki bu tabloyu yarattı.
Şimdi yaşanan bu olaylara gelirsek…

“TUGAY KOOPERATİF KONUSUNDA YAPILMASI GEREKENİ YAPTI”
Kooperatif davasında elbette kim suçlu kim suçsuz mahkeme karar verecek, o bizi ilgilendirmiyor. Ancak mahkemedeki ifadelere ve geçmişte Tunç Soyer'in yanında yer alan kalemşörlerin yazılarına baktığımızda hepsi Cemil Tugay'ı hedef göstermeye çalışıyorlar. Cemil Tugay da bu konuda geçtiğimiz günlerde bir basın toplantısı yaptı, derdini anlatmaya çalıştı. Toplantıda açıkça söyledi; “İçişleri Bakanlığı'ndan gönderilen bir başmüfettiş, yaptığı incelemede aynı hususları raporladı. Bu raporlarda açıkça şunlar yazıyordu: 'İZBETON alt yüklenici olarak kooperatiflere inşaat veremez. Kooperatiflere devredilen işlerin ihalesiz yapıldığı tespit edilmiştir'. Biz bu kararı almamızın sebebi, bu ülkenin Sayıştay'ı dır, bu ülkenin Çevre Şehircilik Bakanlığı'dır, bu ülkenin İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu'dur. Onların bize yazdığı yazılar, burada hukuksuzluk var, burada yanlış var diye belirttiği şeyleri dikkate almak zorundayız. Ben bunları yapmasaydım sorumlu olurdum, ben ve arkadaşlarım mı tutuklansaydı?' dedi.
Tugay, bakanlığın dediklerini yerine getirdiğini belirterek yaşananlardan kendisinin ve belediyenin sorumlu olmadığını belirterek, çoğu kooperatifin 2023 ve 2024 yılında bitmesi gerekirken, kimi kooperatifin yüzde 20’lerde, bazılarının yüzde 4’lerde, kimisinin de hiç ruhsatının alınmadığını söylerek, “Ben zaten bunu kucağında buldum” dedi. Bu yaşananlara baktığımızda, “Cemil Tugay suçlusun kalk ayağa” diyemezsiniz. Öncelikle bu şehirde her şeyin doğruları toplumla paylaşılsın...
“SOYER’İN KALEMŞÖRLERİ TUGAY’A SALDIRIYOR”
Cemil Tugay’ın kooperatif konusunda bir yanlışının veya tutuklanmalara sebep olacak bir dahilinin olduğunu düşünmüyorum. Zaten İzmir'e bir yönetim baskısı var. Cemil Tugay da, haklı olarak kendisini ve ekibini korumak durumunda... Düzenlediği basın toplantısında konulara açıklık getirmeye çalıştı, ama ne yazık ki İzmir'deki bazı köşe yazılarına baktığımızda, neredeyse Cemil Tugay'ın söylediklerini hiç anlamamış gibi bir tavır içindeler. Tabii ki, bunları geçmişte sağlanan maddi bedellerin bugünkü geri dönüşü olarak kabul edelim.
İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARI DA TUGAY’I YALNIZ BIRAKTI
Cemil Tugay, seçildiği ilk günlerde ilçe belediye başkanlarıyla tam bir dayanışma halindeydi. Şu anda bu bütün parçalanmış durumda görünen o ki, ilçe belediye başkanları ile Cemil Tugay arasında bazı sıkıntılar söz konusu. Bunu nereden görüyoruz? Cemil Tugay’ın son aylarda gerçekleştirdiği etkinliklerde, Çiğli, Bayraklı, Karabağlar, Balçova, Güzelbahçe Belediye Başkanlarını artık göremiyoruz. Bu da kendi aralarında bir uyumsuzluk başlamış durumda.
Tugay, düzenlediği toplantıda “Çöp sorunu benim sorunum değil, ilçe belediye başkanlarının sorunu, ben bunu yok etmekten sorumluyum” dedi. Buna karşılık baktığımız zaman bütün oklar Cemil Tugay’ı gösteriyor. Sanki çöpleri Büyükşehir Belediyesi toplamıyormuş gibi bir algı oluştu.
Bu sıkıntılarda ilçe belediye başkanlarının bir suskunluğu söz konusu, çünkü kendisinden önceki başkan da CHP’li... Kamuoyu önüne çıkıp da, “Ben şu kadar borçla, bu durumla belediyeyi devraldım” diyemiyor. İster istemez belediyeler üretemedikleri işin hesabını verirken bazı gerçeklere de giremeyip, susmak zorunda kalıyorlar. Gerçi Cemil Tugay, ilçe belediyelerin dışında Soyer'in seçimler yaklaşırken nasıl binlerce eleman aldığını, nasıl bir borçlu belediye devraldığını açıklamıştı. Geneline baktığımızda CHP Genel Merkez'i de bu işlerden uzak kalınca, hakikaten İzmir kaderine terk edilmiş bir şehir havasında görünüyor.

CHP İZMİR MİLLETVEKİLLERİNDEN “BİR CACIK” OLMAZ
CHP’li İzmir milletvekillerinin şehre olan ilgisizliğine yalnız Büyükşehir Belediyesi ile sınırlı değil, mesela en çarpıcı örnek; 9 Eylül gibi İzmir’in ve Türkiye'nin en önemli günlerinden bir tanesinde kutlamalarda gözler tek bir CHP'li vekili göremedi. Aynı tarihte CHP’nin de kuruluş yıldönümü de kutlanıyor, ancak iki veya üç İzmir Milletvekili, Genel Başkan Özgür Özel’e “Sayın genel başkanım bize müsaade edin. İzmir'in de kurtuluş yıl dönemi, partimiz adına biz törenlere katılalım” diyebilirdi.
İzmir'de 13 milletvekili var, birinin bile aklına İzmirlilerle beraber Türkiye'nin bu en önemli tarihi gününü kutlamak gelmiyor! Şöyle toparlarsak, 9 Eylül'de yoksunuz, İzmir'de yaşanan birçok sıkıntının konuşulmasında tartışılmasında yoksunuz! O zaman CHP'li milletvekilleri olarak sizin İzmir'e ne gibi faydanız var. Biraz kaba olacak ama CHP'li vekillerden “Bir cacık bile olmaz”, bu kadar net söyleyeyim!
“KÖRFEZ KONUSUNDA ODA BAŞKANLARI NEREDE?”
İzmir'in neredeyse 50 yıllık sıkıntısı; Körfez, Körfez, Körfez... Bu konuda da tek suçlu Cemil Tugay gösterilerek ona yükleniliyor. Halbuki, Çevre Şehircilik Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi körfez temizliği konusunda el ele vermeleri gerekiyor.
Burada bir parantez açarsak; Peki, Körfez sorunu ve çözüm yolarını bulmak sadece iki kamu kurumunun mu sorunu mu? Tabii ki hayır, kağıt üzerinde 'evet' ama İzmir Ticaret Odası’nın, EBSO’nun, İTB’nin ve diğer sivil toplum örgütlerinin neden sesi çıkmıyor?
Körfez'in kirliliği, İzmir'in ekonomisini, ticaretini, turizmini, hatta soluduğumuz havayı bile ilgilendiriyor. İlla ki ben demiyorum ki, oda başkanları çıksın hükümeti veya belediye başkanlarını eleştirsin. Bu oda başkanları, en basitinden yapacakları açıklamalarla çözüm yollarına katkıda bulunacaklar ve değerlendirmelerle bu iki kuruluşa yardımcı olacaklar. Ama ne yazık ki sesleri çıkmıyor!
Sanayi Odası da sessiz, Ticaret Odası da sessiz, sivil toplum örgütleri de tam bir sessizlik içindeler… Körfez kirliliği, iki kurumun üzerinde dönüp duruyor. Oda Başkanları da ellerini kollarını bağlamışlar, bu kavgayı seyrediyorlar... Siz de çözüm önerici söylemlerde bulunun, projeler ortaya koyun. İllaki söylemlerde bulunmak muhalefeti veya iktidarı desteklemek değildir. Sonuçta İzmir Körfezi koktuğu zaman, İzmir Ticaret Odası’nın üyelerinin işletmeleri rahatsız olup müşteri kaybediyor mu, kaybediyor. Turizmcisi turist gelmiyor diye yakınıyor mu evet, ithalat ihracatta limanda ilgili sıkıntılar yaşanıyor mu yaşanıyor, bu sanayicileri ilgilendirmiyor mu, ilgilendiriyor. Ne Sanayi Odası Başkanı, ne Ticaret Odası Başkanı ne de Borsa Başkanı konuşuyor. Yani şehir tamamen Allah'a emanet edilmiş gibi bir durumda… Ama inanıyorum ki önümüzdeki dönemlerde bu koltuk sevdalısı birtakım insanlar değişir ve İzmir hak ettiği yatırımları, yapılması gereken projeleri gerçekleştirir.