Tekrarlayan toplumsal travmaların ruh sağlığımıza etkileri
Tekrarlayan toplumsal travmaların ruh sağlığımıza etkileri
Son yıllarda ülkemizde ve dünyada toplumsal travmaların art arda yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Doğal afetler, yangınlar, kazalar, salgınlar, ekonomik krizler ve şiddet olayları hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ruh sağlığımızı derinden etkiliyor. Özellikle bu tür travmaların tekrar etmesi kalıcı duygusal izler bırakabiliyor. Uzm. Dr. Yaprak Arslan, "Tekrarlayan travmalara maruz kalan toplumlarda, geçmiş olayların olumsuz izlerine, geleceğe dair derin bir güvensizlik ve kaygı da eklenir" dedi.
Son olarak Bolu Kartalkaya'da yaşanan yangın faciasının ardından toplum olarak yaşanan travmaya dikkat çeken Psikiyatrist & Psikoterapist Uzm. Dr. Yaprak Arslan, "Toplumsal travma, bir grubun, toplumun ya da ülkenin geniş kesimlerini etkileyen, yoğun duygusal ve psikolojik strese yol açan olayları tanımlar. Ancak bir toplumun aynı türde olaylara tekrar tekrar maruz kalması, duygusal tepkilerde belirgin bir değişim ve süreklilik yaratır. Tekrarlayan travmalara maruz kalan toplumlarda, geçmiş olayların olumsuz izlerine, geleceğe dair derin bir güvensizlik ve kaygı da eklenir. Bu durum sadece bireysel değil, toplumsal bir yıpranmaya da sebep olabilir." dedi.
Psikiyatrist & Psikoterapist Uzm. Dr. Yaprak Arslan, tek bir travmatik olay bile insan psikolojisi üzerinde derin etkiler bırakabilirken, aynı türden ya da farklı travmaların sık sık tekrarlanması, bireylerin ve toplumun dayanıklılık kapasitesini sınadığını ifade etti.
Arslan, yaşanan bu durumun temel boyutlarını şu şekilde açıkladı;
1. Akut Travma Yerine Kronik Stres
Bir travmanın ardından kişi genelde olayın sona erdiğine inanarak iyileşme sürecine girer. Ancak travmaların tekrar etmesi durumunda bu süreç kesintiye uğrar ve travmatik stres kronik bir hale gelebilir. Bu tür durumlar ise güven hissini giderek zayıflatır ve “başına daha kötüsü de gelebilir” düşüncesi ile umutsuzluk yaratır.
Bu durum şu belirtileri beraberinde getirebilir:
- Sürekli bir tetikte olma hali (hipervijilans)
- Uyku bozuklukları
- Sinirlilik ve huzursuzluk
- Anksiyete bozuklukları
2. Toplumsal Umutsuzluk ve Çaresizlik
Tekrarlayan travmalar, bireylerde ve toplumda “yeniden başımıza gelecek” duygusunu güçlendirebilir. Bu duygu, güvensizlik, çaresizlik ve kontrol kaybı hissi yaratır, toplumun motivasyonunu ve sosyal dayanışmasını zayıflatabilir.
3. Psikolojik Dayanıklılık Üzerindeki Etkiler
Bazı bireyler ve topluluklar travma sonrası daha dirençli bir tutum geliştirebilirken, bazıları art arda gelen travmalar karşısında kırılganlaşabilir.
Uzm. Dr. Yaprak Arslan, tekrarlayan travmalar sonrası görülen ruhsal bozuklukları da şu şekilde açıkladı;
Kaygı Bozuklukları
Tekrar eden travmalar, bireylerin genel yaşam güvenliği hissini sarsar ve sürekli bir tehdit algısı yaratır. Bu durum anksiyete bozukluklarına yol açabilir.
Depresyon
Travmalar tekrarlandığında umutsuzluk ve çaresizlik hissi derinleşir. İnsanlar “değiştiremeyeceğim bir döngüdeyim” hissine kapılabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
Travma yaşantıları tekrarlandığında, olaylara dair hatırlatıcılar, kabuslar veya olayı zihinsel olarak yeniden yaşama durumu daha sık görülebilir.
Tükenmişlik ve Donma Hali
Bireyler tekrarlayan travmalar karşısında tükenmişlik veya “duygusal donma” hali yaşayabilir. Bu, olaylara artık tepki verememe, duyguları baskılama ya da kayıtsızlık şeklinde kendini gösterebilir.
Toplum Üzerindeki Uzun Vadeli Etkiler
Tekrarlayan toplumsal travmalar yalnızca bireylerin ruh sağlığını değil, toplumun ruhsal yapısını da etkiler:
- Güvensizlik: İnsanlar sadece geleceğe değil, birbirlerine olan güvenlerini de kaybedebilir.
- Sosyal Ayrışma: Toplumsal travmaların sık yaşandığı dönemlerde insanlar sıklıkla suçlayıcı bir tutuma girerek öfkeyi dışa yöneltebilir. Tahammülsüzlüğün artması, toplumda ayrışmayı artırabilir.
- Dayanışma Duygusunun Azalması: Sürekli travmaların yarattığı yorgunluk, bireylerin dayanışma ve empati kapasitelerini zayıflatabilir.
- İyileşmek ve Toparlanmak: Toplumsal Çözümler
Uzm. Dr. Yaprak Arslan, tekrarlayan travmaların etkilerini en aza indirebilmek için sürecin planlı ve bilinçli bir yaklaşımla ele alınması gerekli ve elzem bir konu olduğunu vurguladı. Arslan, uygulanması gereken adımları da şöyle ifade etti;
1. Psikolojik Destek ve Farkındalık
Tekrarlayan travmalar sonrası psikolojik destek öncelikli ve önemlidir. Toplum genelinde travmanın etkileriyle ilgili farkındalık oluşturmak, travmatik olaylarla ilgili konuşabilmek bu süreçte destek mekanizmalarının önünü açabilir.
2. Dayanıklılık ve Topluluk Desteği
Toplumun tüm kesimlerinin dayanışma içinde hareket etmesi önemlidir. Yardım kampanyaları, dayanışma projeleri ve gönüllü çalışmalar, bireylerin umutsuzluk hissini azaltır ve “yalnız değilim” duygusunu güçlendirir.
3. Güvenli Alanlar Yaratmak
Travmaların yoğun yaşandığı yerlerde güven hissini yeniden sağlamak amacıyla afet sonrası kriz yönetimi ve şeffaf iletişim mekanizmaları güçlendirilmelidir.
4. Travmayı İşleme ve Toplumsal İyileşme
Paylaşımı teşvik eden sosyal projeler, grup destek toplantıları bir araya gelerek iyileşme sürecini hızlandırır.
Uzman Dr. Yaprak Arslan, "Tekrarlayan travmalara rağmen, insanlık güçlü bir iyileşme potansiyeline sahiptir. Bunun için hem bireysel düzeyde duygusal destek almak hem de toplumun dayanışma gücünü geliştirmek önemlidir. Travmanın her tekrarında, artan kayıpların acısını hafifletmenin en güçlü yolu toplumsal dayanışma ve iyileşme çabalarıdır. Toplum olarak bir arada durarak ve birbirimizi destekleyerek iyileşebiliriz. Her şeyden önce, toplumsal dayanışmayı bir refleks değil, bir kültür haline getirmek uzun vadede en güçlü korunma kalkanımız olacaktır." şeklinde ifade etti.