Glütensiz beslenme bazı hastalıkları iyileştiriyor mu? Cevap tek bir kelimeden ibaret değil. Glüten bir hastalığı doğrudan “tedavi etmiyor”; ama eğer o hastalığı besleyen veya alevlendiren faktörlerden biriyse, onu devreden çıkarmak vücudun kendi iyileşme kapasitesini ciddi şekilde artırabiliyor.

Glüten uzun yıllardır soframızda, kültürümüzde, hatta çocukluk alışkanlıklarımızda yer alan bir şeydi. Ama son yıllarda birçok insanın fark ettiği ortak bir durum var: Glüten bazı bedenlerde sanki görünmez bir huzursuzluk yaratıyor. Büyük bir hastalık belirtisi değil belki ama sürekli bir şişkinlik, ufak bir yorgunluk, yemeklerden sonra garip bir ağırlık, zihinde hafif bir duman… İnsan “Ben böyle olmak zorunda değilim herhalde?” diye düşünmeye başlıyor.

Aslında son dönem araştırmaları da bunu destekliyor. Glüten herkeste aynı tepkiyi oluşturmuyor; bazı kişilerde bağırsak bariyeri, bağışıklık sistemi ve hormon dengesi glütenle karşılaştığında hafif ama sürekli bir alarm hâline geçiyor. Özellikle tiroidi hassas olan, Hashimoto gibi otoimmün bir süreç yaşayan ya da bağırsakları kolay etkilenen kişilerde bu alarm daha belirgin olabiliyor. Laboratuvar sonuçları büyük değişiklik göstermese bile kişinin bedeninde olan değişiklik çok net hissediliyor: Sabahları daha enerjik uyanmak, yemeklerden sonra balon gibi şişmemek, gün içinde odaklanmanın kolaylaşması ve ruh hâlinin toparlanması.

Glutensizbeslenme1

Bu duruma iyi bir örnek olarak Özge Özpirinçci’nin yaşadıklarını duyuyoruz. Röportajında “Glüteni bırakınca üzerimde bir sis vardı ve dağıldı” derken aslında birçok insanın deneyimini özetliyor. Enerjisinin artması, sindirimin rahatlaması, zihninin netleşmesi… Bunlar glüten hassasiyeti yaşayan bireylerde oldukça tipik bir örnek. Glütenin yarattığı küçük ama sürekli inflamasyon azaldığında vücut adeta “Oh, sonunda rahatladım” diyor ve sistemler birbirine yeniden uyumlanmaya başlıyor.

Tabii ki herkes glüteni kestiğinde bu sonuçları yaşamıyor. Çünkü herkesin genetik yapısı, mikrobiyotası, stres düzeyi ve dokusal duyarlılığı farklı. Bu yüzden yaklaşım hiçbir zaman “herkes glütensiz beslenmeli” değil. Ancak glüten gerçekten senin tetikleyicinse, onu devreden çıkarmak vücudunun dinlenmesine, sakinleşmesine ve toparlanmasına yardımcı olabiliyor. Burada önemli olan, kişinin bedeninden gelen sinyalleri fark etmesi. Çünkü bazen laboratuvar sonuçları kusursuz görünür, ama kişi kendini iyi hissetmez. Tam tersi de olur; tahliller çok kötü değildir ama beslenme düzenindeki küçük bir değişiklik kişinin günlük yaşamını dönüştürür.

Bu noktada bir gerçeği de unutmamak gerekiyor: Glütensiz beslenmek sadece “glüteni kesmek” demek değildir. Market raflarındaki birçok glütensiz ürün, normal ürünlere göre daha şekerli, daha yağlı ve daha kalorili olabilir. Asıl fark yaratan şey; sebze, bakliyat, meyve, karabuğday, kinoa, temiz protein kaynakları ve iyi yağlarla kurulan doğal, sade ve dengeli bir düzen. Glütenin yokluğu değil; vücudun yükünü hafifleten beslenme ritmi iyileştirici etkiyi yaratıyor.

8M96Xfsz4 Glutensizbeslenmerehberi

Gelelim en merak edilen soruya: Glütensiz beslenme bazı hastalıkları iyileştiriyor mu? Cevap tek bir kelimeden ibaret değil. Glüten bir hastalığı doğrudan “tedavi etmiyor”; ama eğer o hastalığı besleyen veya alevlendiren faktörlerden biriyse, onu devreden çıkarmak vücudun kendi iyileşme kapasitesini ciddi şekilde artırabiliyor. Özellikle tiroid sorunları, bağırsak hassasiyeti, kronik inflamasyon, sürekli yorgunluk, yemek sonrası şişkinlik gibi durumlarda glüteni bırakınca görülen değişim tesadüf değil. Vücut kendini toparlamak için alan buluyor.

Sonuç olarak glütensiz beslenme tek başına mucize değil; ama bazı insanlar için gerçekten bir dönüm noktası. Doğru kişide, doğru zamanda uygulandığında antikorların düşmesi, enerjinin yükselmesi, sindirimin rahatlaması, zihnin berraklaşması gibi etkiler tamamen mümkün. Bir anlamda glüten, o kişilerin biyolojisinde ateşi harlayan küçük bir odun parçasıysa; onu çektiğinde ateş sönmüyor, ama çok daha dengeli yanmaya başlıyor. Ve kişi yıllardır fark etmediği hafif yüklerden kurtulup “yeniden kendim gibiyim” hissine geri dönüyor.