Prof. Dr. Tanju Tosun: İzmir'de 'CHP'nin kalesi' gibi bir tablo yok

Politika 18.03.2024 - 10:25, Güncelleme: 18.03.2024 - 10:29
 

Prof. Dr. Tanju Tosun: İzmir'de 'CHP'nin kalesi' gibi bir tablo yok

31 Mart yerel seçimlerine 15 gün gibi kısa bir süre kalırken, adaylar da seçim çalışmalarına son sürat devam ediyor. Türkiye genelinde tablonun ne olacağı merak edilirken, özellikle ilk defa İzmir'de de rekabetin yüksek olduğu bir seçim dönemi hakim.
ÇİĞDEM ÖZEN / BEN HABER Türkiye genelinde sonucun ne olacağı merak edilirken, özellikle ilk defa İzmir'de de rekabetin yüksek olduğu bir seçim dönemi hakim. İzmir'de nasıl bir tablonun yansıyacağı, 'değişim' söylemiyle CHP'nin İzmir'den başlattığı hareketin sonucunun ne kadar başarılı ya da başarısız olacağını Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, Ben Haber'e değerlendirdi. Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “Yakın dönem seçimleriyle kıyaslandığında özellikle CHP ve AK Parti arasında rekabet düzeyi yüksek bir seçim olacak. CHP açısından hedefe ulaşma anlamında sorun olmayabilir ama daha zor bir sınav olacak.” dedi. İzmir'de ilk defa CHP ve AK Parti arasında rekabetin yüksek olduğu bir seçimin yaşanacağını ifade eden Tosun, bunun temel nedenini şöyle açıkladı; “CHP'nin küskün seçmenlerini belediye başkan adaylarıyla ilişkilendirmekten ziyade kentteki CHP belediyeciliğine yönelik son dönemde belirli kesimlerde yükselen itiraz üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Yoksa Cemil Tugay'ın kişisel niteliği bağlamında İzmirli seçmenin en ufak bir negatif yaklaşımı olduğu kanaatinde değilim. Karizmatik yerel siyasetçi olma anlamında Aziz Kocaoğlu, Tunç Soyer ve Cemil Tugay'ın birbirlerinden farkı yoktur. Dolayısıyla o isimler de CHP'nin seçim kazanmasında belirleyici bir faktör değil, bu kentin seçim sosyolojisiyle ilgili bir şeydi. Fakat bu seçim sürecine baktığımız zaman rakipler arasındaki rekabetin daha şiddetli olduğunu görüyoruz. Özellikle geçmiş dönem belediye hizmetlerinden memnuniyetsiz olanların değişim talebi, seçmende AK Parti adayına şans verme gibi bir eğilim var. Bu ne ölçüde tabloyu değiştirebilir? Tabloyu alt üst etme ihtimalini çok düşük düzeyde olduğu kanaatindeyim. Şayet olursa İzmir için büyük bir sürpriz olabilir. Ancak şunu belirteyim İzmir seçmeni özellikle 1995'ten bugüne herhangi bir sürpriz yapmadı” dedi. “TABLOYA BAKTIĞIMIZDA ORTADA 'KALE' YOK” Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “İzmir CHP'nin kalesi” söylemlerinin dışarıdan nasıl algılandığına dair değerlendirmede bulunurken, İzmir seçmeninin tercihlerinde, İzmir solun kalesidir ya da CHP'nin kalesidir şeklinde bahsedecek bir tablo olmadığını şu sözlerle ifade etti; “1961'den 2023'e İzmir genel seçimler örneğinde bakıldığında, 1995-1999-2002-2007-2011-2015-2018'deki iki seçim ve 2023, yani 9 seçimdir demokratik sol, sosyal demokrat partiler birinci durumda. Toplam sol oylar sağ oylarla karşılaştırıldığında sadece 6 seçimdir toplam sol oylar sağ oylardan daha fazla. Dolayısıyla İzmir seçmeninin tercihlerinde yani 'İzmir solun kalesidir ya da CHP'nin kalesidir' şeklinde hakedecek bir tablo ortada yok. CHP'liler de azımsanmayacak ölçüde kentin siyasi bir görüşle tanımlanmasına katılmıyorlar. Ancak sosyolojik gerçeklik içinde 1995'ten bugüne kadar yapılan seçimlerde demokratik sol, sosyal demokrat partiler birinci parti konumunda. Belki böyle bakıldığı için İzmir CHP'nin kalesidir diye adlandırılıyor. Böyle bir tanımla kenti analiz etmek için yeterli bir veri değil. Onun ötesinde sosyolojik, politik değerler, bir takım toplumsal dinamikler ele alınarak, bunlardan hareket ederek oy verme davranışı ya da bir partiyle bağı açısından anlamaya çalışıyoruz.” dedi. İZMİR'DE SEÇMEN KİTLESİ FARKLI İzmirli seçmenin oy verme portansiyelinde hangi dinamiklerin devreye girdiği konusunu açıklayan Tosun, şöyle ifade etti; “Özellikle sosyo-kültürel dinamikler çok etkili ve bu çerçeveden değerlendirmek gerekiyor. İzmir, dışarıya açık, göç alan ve göç yoluyla gelenlerin kent içinde entegre olduğu, daha batılı, daha eğitim düzeyi yüksek bir seçmene sahip. Toplumsal farklılaşma ve beyaz yakalıların yoğun olduğu, aynı zamanda siyasal değerler anlamında seküler değerlerin baskın olduğu, İzmir otoriteye karşı itiraz kültürünün her zaman revaçta olduğu bir kent. Bu dinamikler üzerinden kenti anlamaya çalışmak daha mantıklıdır.” şeklinde belirtti. OY PARÇALANMASI SONUÇLARI ETKİLEYECEK Öte yandan Prof. Dr. Tanju Tosun, 31 Mart yerel seçimlerinde CHP'de yer alan bazı ilçelerde değişim olabileceği konusundaki söylemlere dair şu değerlendirmede bulundu; “CHP açısından seçmende, ilçedeki belediye hizmetlerine yönelik memnuniyet ya da memnuniyetsizlik birinci faktör olacak. Çünkü o ilçelerde oy parçalanması mevcut. Örnek olarak Buca nezdinde bakıldığında, CHP'den bir aday adayının, İYİ Parti'den aday olması oy parçalanmasına yol açıp seçimin kaderini belirleyebilir. Çünkü oy parçalanması, partilerin adaya bağlı olarak, kendi içinde yaşadığı bölünme seçim sonuçlarını etkiliyor. Diğer ilçelerde de oy parçalanması olabileceği gibi, onun ötesinde AK Parti'ye baktığımızda, güçlü adaylarla seçime girdiği ilçelerde sosyolojik yapıya uygun, o ilçelerde seçmenle bağı güçlü olan bazı adaylar var. Dolayısıyla ilçe üzerinde değerlendirme yapmadan bir değişim yaşanacaksa bunlar belirleyici olacak dinamiklerdir.” dedi.
31 Mart yerel seçimlerine 15 gün gibi kısa bir süre kalırken, adaylar da seçim çalışmalarına son sürat devam ediyor. Türkiye genelinde tablonun ne olacağı merak edilirken, özellikle ilk defa İzmir'de de rekabetin yüksek olduğu bir seçim dönemi hakim.

ÇİĞDEM ÖZEN / BEN HABER

Türkiye genelinde sonucun ne olacağı merak edilirken, özellikle ilk defa İzmir'de de rekabetin yüksek olduğu bir seçim dönemi hakim.

İzmir'de nasıl bir tablonun yansıyacağı, 'değişim' söylemiyle CHP'nin İzmir'den başlattığı hareketin sonucunun ne kadar başarılı ya da başarısız olacağını Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, Ben Haber'e değerlendirdi.

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “Yakın dönem seçimleriyle kıyaslandığında özellikle CHP ve AK Parti arasında rekabet düzeyi yüksek bir seçim olacak. CHP açısından hedefe ulaşma anlamında sorun olmayabilir ama daha zor bir sınav olacak.” dedi.

İzmir'de ilk defa CHP ve AK Parti arasında rekabetin yüksek olduğu bir seçimin yaşanacağını ifade eden Tosun, bunun temel nedenini şöyle açıkladı; “CHP'nin küskün seçmenlerini belediye başkan adaylarıyla ilişkilendirmekten ziyade kentteki CHP belediyeciliğine yönelik son dönemde belirli kesimlerde yükselen itiraz üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Yoksa Cemil Tugay'ın kişisel niteliği bağlamında İzmirli seçmenin en ufak bir negatif yaklaşımı olduğu kanaatinde değilim. Karizmatik yerel siyasetçi olma anlamında Aziz Kocaoğlu, Tunç Soyer ve Cemil Tugay'ın birbirlerinden farkı yoktur. Dolayısıyla o isimler de CHP'nin seçim kazanmasında belirleyici bir faktör değil, bu kentin seçim sosyolojisiyle ilgili bir şeydi. Fakat bu seçim sürecine baktığımız zaman rakipler arasındaki rekabetin daha şiddetli olduğunu görüyoruz. Özellikle geçmiş dönem belediye hizmetlerinden memnuniyetsiz olanların değişim talebi, seçmende AK Parti adayına şans verme gibi bir eğilim var. Bu ne ölçüde tabloyu değiştirebilir? Tabloyu alt üst etme ihtimalini çok düşük düzeyde olduğu kanaatindeyim. Şayet olursa İzmir için büyük bir sürpriz olabilir. Ancak şunu belirteyim İzmir seçmeni özellikle 1995'ten bugüne herhangi bir sürpriz yapmadı” dedi.

“TABLOYA BAKTIĞIMIZDA ORTADA 'KALE' YOK”

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “İzmir CHP'nin kalesi” söylemlerinin dışarıdan nasıl algılandığına dair değerlendirmede bulunurken, İzmir seçmeninin tercihlerinde, İzmir solun kalesidir ya da CHP'nin kalesidir şeklinde bahsedecek bir tablo olmadığını şu sözlerle ifade etti;

“1961'den 2023'e İzmir genel seçimler örneğinde bakıldığında, 1995-1999-2002-2007-2011-2015-2018'deki iki seçim ve 2023, yani 9 seçimdir demokratik sol, sosyal demokrat partiler birinci durumda. Toplam sol oylar sağ oylarla karşılaştırıldığında sadece 6 seçimdir toplam sol oylar sağ oylardan daha fazla. Dolayısıyla İzmir seçmeninin tercihlerinde yani 'İzmir solun kalesidir ya da CHP'nin kalesidir' şeklinde hakedecek bir tablo ortada yok. CHP'liler de azımsanmayacak ölçüde kentin siyasi bir görüşle tanımlanmasına katılmıyorlar. Ancak sosyolojik gerçeklik içinde 1995'ten bugüne kadar yapılan seçimlerde demokratik sol, sosyal demokrat partiler birinci parti konumunda. Belki böyle bakıldığı için İzmir CHP'nin kalesidir diye adlandırılıyor. Böyle bir tanımla kenti analiz etmek için yeterli bir veri değil. Onun ötesinde sosyolojik, politik değerler, bir takım toplumsal dinamikler ele alınarak, bunlardan hareket ederek oy verme davranışı ya da bir partiyle bağı açısından anlamaya çalışıyoruz.” dedi.

İZMİR'DE SEÇMEN KİTLESİ FARKLI

İzmirli seçmenin oy verme portansiyelinde hangi dinamiklerin devreye girdiği konusunu açıklayan Tosun, şöyle ifade etti; “Özellikle sosyo-kültürel dinamikler çok etkili ve bu çerçeveden değerlendirmek gerekiyor. İzmir, dışarıya açık, göç alan ve göç yoluyla gelenlerin kent içinde entegre olduğu, daha batılı, daha eğitim düzeyi yüksek bir seçmene sahip. Toplumsal farklılaşma ve beyaz yakalıların yoğun olduğu, aynı zamanda siyasal değerler anlamında seküler değerlerin baskın olduğu, İzmir otoriteye karşı itiraz kültürünün her zaman revaçta olduğu bir kent. Bu dinamikler üzerinden kenti anlamaya çalışmak daha mantıklıdır.” şeklinde belirtti.

OY PARÇALANMASI SONUÇLARI ETKİLEYECEK

Öte yandan Prof. Dr. Tanju Tosun, 31 Mart yerel seçimlerinde CHP'de yer alan bazı ilçelerde değişim olabileceği konusundaki söylemlere dair şu değerlendirmede bulundu; “ CHP açısından seçmende, ilçedeki belediye hizmetlerine yönelik memnuniyet ya da memnuniyetsizlik birinci faktör olacak. Çünkü o ilçelerde oy parçalanması mevcut. Örnek olarak Buca nezdinde bakıldığında, CHP'den bir aday adayının, İYİ Parti'den aday olması oy parçalanmasına yol açıp seçimin kaderini belirleyebilir. Çünkü oy parçalanması, partilerin adaya bağlı olarak, kendi içinde yaşadığı bölünme seçim sonuçlarını etkiliyor. Diğer ilçelerde de oy parçalanması olabileceği gibi, onun ötesinde AK Parti'ye baktığımızda, güçlü adaylarla seçime girdiği ilçelerde sosyolojik yapıya uygun, o ilçelerde seçmenle bağı güçlü olan bazı adaylar var. Dolayısıyla ilçe üzerinde değerlendirme yapmadan bir değişim yaşanacaksa bunlar belirleyici olacak dinamiklerdir.” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.