Okumak, sihir gibi bir şey!

Kültür Sanat 30.11.2022 - 15:35, Güncelleme: 30.11.2022 - 15:35
 

Okumak, sihir gibi bir şey!

İngiliz sanatçı Graham Carter'ın yazıp resimlediği Hikâye Hırsızı, kitapların hayatımıza kattığı güzellikleri paylaşarak çoğaltmamızı sağlayan serüven dolu bir arayış öyküsü.
Hikâyelerin HERKES okusun diye kaleme alındığına vurgu yapan kitap, bir hikâye hırsızının zamanla nasıl gelmiş geçmiş en iyi hikâyeciye dönüştüğünü anlatıyor. Kitapların gerçek birer ''hazine'' olduğunu kulağımıza fısıldayan Carter, hikâyeler sayesinde kafamızdaki fikirleri büyütüp geliştirebileceğimizi; dünyaya bambaşka gözlerle yeniden bakmayı öğrenebileceğimizi hatırlatıyor. Kendi hâlinde, utangaç bir çocuk olan Lulu kitaplara bayılıyor! Gelin görün ki yaşadıkları adaya ansızın bir Hikâye Hırsızı dadanıyor. Keyifle kitap okuyan her adalının kapısında hooop diye beliren hırsız şıp diye kitapları çıkınına indiriveriyor. Günler, geceler sonra adadaki tüm kitaplar Hikâye Hırsızı'nın eline geçiyor. Herkes ah vah edip sinirden köpürürken, Lulu cesaret edip bu işe el atmaya karar veriyor. Artık, hikâyelerde dinlediği şeyleri uygulama vakti! Şu amansız hırsızı yakalamak için acaba korkusuz bir deniz korsanı mı olsa? Ünlü dedektifler gibi iz mi sürse? Yoksa cesur kâşifler gibi keşfe mi çıksa? Zekice bir plan tasarlayıp hırsızı kıskıvrak yakalamalı. Peki ama nasıl?.. Graham Carter'ın incelikli çizimleriyle her sayfasında ayrı hikâyeciklere kapı araladığı Hikâye Hırsızı, kitapların ne kadar değerli olduğunu yineliyor; okuma sevgisi kazanmanın ve hayatı kitaplarla paylaşmanın önemine değiniyor.  İyiyle kötüyü karşı karşıya getirdiği anlatısının arka planında affetmenin yüceliğinden bahseden bu gizemli hikâye, her ne hata yaparsa yapsın herkesin mutlaka ikinci bir şansı hak ettiğini savunuyor.
İngiliz sanatçı Graham Carter'ın yazıp resimlediği Hikâye Hırsızı, kitapların hayatımıza kattığı güzellikleri paylaşarak çoğaltmamızı sağlayan serüven dolu bir arayış öyküsü.

Hikâyelerin HERKES okusun diye kaleme alındığına vurgu yapan kitap, bir hikâye hırsızının zamanla nasıl gelmiş geçmiş en iyi hikâyeciye dönüştüğünü anlatıyor.

Kitapların gerçek birer ''hazine'' olduğunu kulağımıza fısıldayan Carter, hikâyeler sayesinde kafamızdaki fikirleri büyütüp geliştirebileceğimizi; dünyaya bambaşka gözlerle yeniden bakmayı öğrenebileceğimizi hatırlatıyor.

Kendi hâlinde, utangaç bir çocuk olan Lulu kitaplara bayılıyor! Gelin görün ki yaşadıkları adaya ansızın bir Hikâye Hırsızı dadanıyor. Keyifle kitap okuyan her adalının kapısında hooop diye beliren hırsız şıp diye kitapları çıkınına indiriveriyor. Günler, geceler sonra adadaki tüm kitaplar Hikâye Hırsızı'nın eline geçiyor. Herkes ah vah edip sinirden köpürürken, Lulu cesaret edip bu işe el atmaya karar veriyor. Artık, hikâyelerde dinlediği şeyleri uygulama vakti! Şu amansız hırsızı yakalamak için acaba korkusuz bir deniz korsanı mı olsa? Ünlü dedektifler gibi iz mi sürse? Yoksa cesur kâşifler gibi keşfe mi çıksa? Zekice bir plan tasarlayıp hırsızı kıskıvrak yakalamalı. Peki ama nasıl?..

Graham Carter'ın incelikli çizimleriyle her sayfasında ayrı hikâyeciklere kapı araladığı Hikâye Hırsızı, kitapların ne kadar değerli olduğunu yineliyor; okuma sevgisi kazanmanın ve hayatı kitaplarla paylaşmanın önemine değiniyor. 

İyiyle kötüyü karşı karşıya getirdiği anlatısının arka planında affetmenin yüceliğinden bahseden bu gizemli hikâye, her ne hata yaparsa yapsın herkesin mutlaka ikinci bir şansı hak ettiğini savunuyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.