ÇİĞDEM ÖZEN / BEN HABER-CHP milletvekillerin katılımıyla kentin tüm ilçelerinde yürütülecek program kapsamında 14 kişilik heyet; İzmir İl Başkanlığı'nda yapılan basın toplantısıyla saha çalışmalarını başlattılar. 14 isim, İzmir’in Bornova, Kemalpaşa, Karşıyaka, Menderes Buca, Karabağlar, Foça, Dikili, Bergama, Çeşme, Seferihisar, Urla, Bayındır, Tire ve Ödemiş’te; yurttaşlar, STK’lar ve iş dünyası ile buluşacak.
Basın açıklamasını CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun okurken, açıklamasında iktidarı sert sözlerle eleştirerek,"Halkımızı açlığa mahkum edenlerden, emekliyi yoksulluğa boğanlardan hesap soracağız. Demokrasiyi araç olarak görenlerden bu iktidarı devralacağız." şeklinde ifade etti.
“İL BAŞKANIMIZ ARAMIZDA OLSUN İSTERDİK”
"Cumhurbaşkanlığı aday ofisimizin hükümet programı açılmaları, parti programı çalışmaları, partimize ve belediyelerimize yönelik hukuk dışı operasyonlar karşısında halkımızı bilgilendirmek için çalışmaları yapmak üzere, Çanakkale Milletvekili İsmet Günaşhan, Antalya Milletvekili Aliye Coşar, Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, Mersin Milletvekili Talat Dinçer, Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, Antalya Milletvekili Sururi Çorabatır, Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Antalya Milletvekili Aykut Kaya, Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan’dan oluşan heyetle bugün bu haftaki çalışmalarımız yapmak üzere İzmir’de toplandık. Bugün İl Başkanımızın da yanımızda olmasını isterdik ama iktidar tarafından kendisi tutsak edildi”
“BU İŞİN GERÇEK ADI: SİYASETE DARBE”
Günümüz Türkiye’sinde adalet bir kesim için işletiliyor. Yaşananların hukukla bağdaşır hiçbir yönü bulunmamaktadır. İzmir dahil birçok ilimizde siyasi saiklerle devam ettirilen darbe sürecinde hukuksuzluklar yaşanmaya devam ediliyor. Masumiyet karinesi, seçme seçilme hakkı gasp ediliyor. Siyasi talimatlarla yürütülen bu davalar iradeye darbe haline geldi. Katillerin, baronların, suçluların devlete ifade vermeye çağrıldığı bir ortamda tolum tarafından sevilen başta İmamoğlu olmak üzere birçok belediye başkanımız, bürokratlarımız ve yöneticilerimiz adeta düşman hukuku uygulanarak şafak operasyonlarıyla ellerinden alınmakta. Gözaltı videoları çekilerek yandaş kanallara servis edilmekte.
“EKREM İMAMOĞLU BEDENEN TUSAK OLSA DA…”
"Tutuklanarak cezaevine götürülmekteler. Yapılan bu darbenin temeli baştan çökmüş, suçlamalar asılsız, sözde delileler ise yalandan öteye geçememekte. Sayamayacağım onlarca yalanla dosya oluşturulan bir süreçte Türkiye’yi felakete götürmeye kararlı bir iktidar ve anlayışıyla karşı karşıyayız. Son seçimlerde ağır yenilgi alan iktidar halkın gözünden, gönlünden düştükçe demokrasi dışı uygulamalarla ayakta kalmaya çalışmakta, aslında siyasi darbe günlerinden geçme olarak tanımlanır bu durum. Bu siyasi darbe yalnızca CHP’ye ya da Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu’na değil halkın iradesine yapılmaktadır. Darbeci anlayışa karşı Genel Başkanımız Özgür Özel’in öncülüğünde demokrasi adalet ve halkın iradesi için yürütülen mücadele büyüyerek sürmekte. 23 Mart 2025 tarihinde 15,5 milyon vatandaşımızın katılımıyla belirlenen Cumhurbaşkanı adayımız İmamoğlu bedenen tutsak edilse dahi siyaseti ve düşünceleri tutsaklık sınırlarını aşarak, bizlerle ve halkımızla yaşamaya devam etmektedir. Adayımız vizyonu ve kararlığıyla Türkiye’yi adil bir geleceğe taşımak için zindanda dahi çalışmalarını sürdürmekte. Partimizin tüm kurumları ile kararlı şekilde iktidar yolculuğuna devam etmekteyiz. Bu sadece iktidar yürüyüşü ile sınırlı değil, halkımızın iradesinin uygulanmasına dair adımlardır aynı zamanda."
“MUTLAKA HESAP SORACAĞIZ”
Ekonomideki tabloya da dikkat çeken Uzun, siyasi baskının bedelini dar gelirli yurttaşların ödediğini vurguladı: “19 Mart darbesi ekonomiye de ağır bir darbe indirdi Enflasyon beklentileri yükseldi. On milyarlarca dolar sermaye Türkiye’yi terk etmiştir. Oluşan 6 trilyonluk kayıp her yurttaşımızın cebinden 70 bin TL’nin uçup gitmesine neden oldu. Bu yükün tamamı düşük gelirli insanlarımızın sırtına yüklenmiştir. Bugünler geçecek, CHP olarak demokrasiyi, halkın iradesini savunmaya devam edeceğiz. İmamoğlu ile birlikte Türkiye’yi demokratik geleceğe taşımak için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. 20. YY’da uçak üreten Türkiye’yi 21. Yüzyılda mercimek satan Türkiye konumuna düşürenlerden devralacağız. Genç cumhuriyetin dişiyle tırnağıyla kurduğu fabrikaları satanlardan bu iktidarı devralacağız. Halkımızı açlığa mahkum edenlerden, emekliyi yoksulluğa boğanlardan hesap soracağız. Demokrasiyi araç olarak görenlerden bu iktidarı devralacağız. Halkımızı, doğamız, canlılar, zeytinimiz, ormanlarımız için alacağız. Biz haklıyız, biz kazanacağız, Türkiye kazanacak."





