Başkan Tugay'dan grevle ilgili yeni açıklama: Sendika yalan söylüyor, neden İzmir ve CHP'li belediyeler?

Yerel 02.06.2025 - 12:59, Güncelleme: 02.06.2025 - 13:23
 

Başkan Tugay'dan grevle ilgili yeni açıklama: Sendika yalan söylüyor, neden İzmir ve CHP'li belediyeler?

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK/Genel-İş sendikası arasındaki İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir'de 23 bin çalışanı kapsayan TİS sürecinde anlaşma sağlanamazken grev beşinci gününde devam ediyor.
BEN HABER-Başkan Tugay, grev sürecine ilişkin yeni açıklamalarda bulundu. Tugay'ın açıklamaları şu şekilde; “Şube başkanı ve yanındakiler gelince bazı adımlar atmak zorunda kaldık. Ben grev yapıyorum. Sendika grev kararı alır, uyarsınız, uymazsınız. Gönüllük çerçevesinde greve katılıp katılmama hakkı özgürce kullanılan bir haktır. Grev hakkımı kullanacağım, çalışmayacağım derseniz maaşınız, sigortanız duruyor ve evinize gidiyorsunuz. Grevle ilgili böyle bir şey var. Hukuken budur durum… Greve katılmama kararı almış arkadaşlarımıza karışamazsınız, baskı kuramazsınız. Onlar ben çalışacağım dediğinde hayır yapamazsın diyemezsiniz. Çalışmak isteyene engel olursanız bu bir suçtur. Hem çalışanlarımız hem sendika hata yapıyor. Greve katılma hakkı var insanların ama katılmama hakkı da vardır. Sendika kimsenin babasının çiftliği değildir. Yasalarla sendikal haklar bellidir. Sendikadan atarım diyen varsa olay hukuki bir boyut alır. "SENDİKA YALAN SÖYLÜYOR, KİMSENİN ÇİFTLİĞİ DEĞİL!" "Sendika kimsenin babasının çiftliği değildir. Sendikal haklar yasa ile teminat altındadır. Grev kararı alındığından beri İzmir'de sendikanın şube yöneticileri ve Ege Bölge Başkanı aleni olarak çalışanları sürekli tehdit ediyor. Gönülden bir katılım var gibi görünse de bize gelen bilgi öyle değil. Tehdit edildiklerini söylüyorlar. Alanda görüntü vermek zorunda kaldıklarını söyleyenlerin sayısı oldukça fazla üzülerek söylüyorum. Çalışanın işini yapmasına engel oluyorlar. Belediye başkanlarımız çalışmalarına yol kapatılarak engel olunduğunu anlattılar. Bana çöpleri toplayamayacağımı söylediler. Neden diye sordum. Ben belediye başkanı olarak bir çaba göstermeye geldim. Kimseyi çağırmadım, zorlamadım. Duyulunca önce esnaftan sonra nihayetinde ilçe belediye başkanlarımızdan gelen destekle konu büyüdü. Halk haklılığımızı anlayıp destekledi. Herkese hatırlatmak isterim: Her zaman görüşme masamız açık. Dün de evvelsi gün de görüşüldü. Altı aydır anlattığımız şeyi anlatmaya çalışıyoruz. İzBB'nin masaya koyduğu rakamlar Türkiye'de belediyelerin koyduğu en yüksek rakamlardır. Eşit işe eşit ücret söylemiyle referans aldıkları tek şey önceki başkanın diğer sendikayla yaptığı ölçüsüz anlaşmadır.  Çalışanlarımızın hakları bizim teminatımız altındadır ama şu an 23 bin kişi kapsayan sözleşmede o rakamları verirsek bütçenin bunu kaldırma ihtimali yok. Aradaki farkın zamanla düzeleceğini söyledim. Açıklamadıkları veya yalan söyledikleri konular var. TİS'te olmadığı halde geçen ağustosta yüzde 7'lik anlaşma imzaladık. Ek bir ücret olarak verildi. Bunun nedeni diğer sendika ile Genel İş arasındaki farkın kapanmasıydı. Bu artışı önümüzdeki altı aya yayalım dedik. Bu artışla yüzde 37-38'e denk geliyor. İki belediye başkanı aradı bugün özellikle ne kadar verdiklerini sordum. Bizim verdiğimiz rakam 20-25 bin daha fazla. Verebileceğimiz en iyi teklifi verdik. Bundan fazlasını vermek sorumsuzluk, hizmet edemeyecek duruma gelmek anlamına gelir. Bizim siyasi anlamda utancımız olur. Sendikanın bunu anlaması ve çalışanlar üzerinde baskı kurmayıp bize gelmesi gerekiyor." "PROFESÖRLER BU KADAR MAAŞ ALMIYORUZ" DİYORLAR "Üzülerek izliyorum, bu maalesef birilerinin siyasi fırsatçılığına dönüştü. İzBB'yi işçi hakları gözetmeyen bir belediye gibi gösteriyorlar. Belediyelerimize yapılan baskılar umurunuzda olmayacak, tutuklu başkanları önemsemeyeceksiniz, Türkiye'de herkesin umudu olmuş CHP'de, sırf CHP yönetimde olduğu için örgütlenebilmişken bu doğru değil. Siyaset fırsatçılığında olanlara sesleniyorum. On milyonlarca haksızlığa uğramış insan var. Profesörler 'biz bu kadar maaş almıyoruz' diyorlar. Doktorlar, öğretmenler, polisler... İzBB böyle bir ortamda sosyal destek verebilmek için mücadele ediyor. Kamu kaynağı halkın vergilerinden geliyor. Halkın parasını kullanırken şunu mu yapmamızı istiyorlar? Halka hizmet götürmeyelim mi? Sendikal hak savunuculuğu yapıyor gibi yapmasınlar. Duyguları istismar edilebilecek insanları kandırmaya çalışıyorlar. Sendika yöneticileri çok fazla yalan söylüyor. Bulabildikleri en düşük rakamlı bordrolar paylaşıyorlar. Ortalamayı paylaşsak yalanı görecekler. Bizim derdimiz işçimizi halka karşı karşıya getirmek olabilir mi? Hizmetimizi onlar yapıyor. Burası fabrika değil. Geliri sabit. Vatandaşın vergisinden belediyeye düşen pay. Ülkenin ekonomik sıkıntıda olduğu dönemde ülkenin her yerine içme suyundan kanalizasyona bir sürü konuda 30 ilçeye hizmet götürüyoruz. Biz bu hizmetleri yapmak zorundayız. Bu şehrin tüm insanlarına hizmet için üzerimize ne düşüyorsa yapacağız ama bu bütçeyi öyle yönetmeliyiz ki yerine getirebilelim. "BELEDİYE BAŞKANINA ENGEL OLMA HADSİZLİĞİNİ GÖSTEREMEZSİN" Ülkenin siyasi ve ekonomik buhran yaşadığı bir ortamda CHP'li belediyeler üzerinden siyasi fırsatçılık yapanlar azınlık olmaya devam edecek. Biz iktidara talibiz. Adaletimizi göstereceğiz. Hem masada hem sokakta çöp toplarken. CHP örgütünden kimse başka bir şey beklemesin. Yurttaşları kışkırtmaya çalışanlara dikkat etsinler. Neden İzmir? Neden CHP'li belediye? Her yerde ufak cılız eylemler dışında bir şeyinizi gören yok. Benim 500 bin oyum var ben Dağ'a versem sen seçilemezdin diyorlar.  İşçiye nasıl baktıklarının bir göstergesi bu. Dün şube başkanı bana sen çöp toplayamazsın diyor.  Belediye başkanına engel olma hadsizliğini gösteremezsiniz. İşçiye yalan söyleyemezsiniz. Lütfen şehrimiz bu yalanları görsün. Yalan, baskı, tehdit ve fırsatçılığa karşı dimdik ayakta bu şehre sahip çıkmaya devam edeceğiz. Halkı dayanışmaya davet ediyoruz. Bu yürekten bir çağrıdır. Bu şehrin iradesine karşı duran hatalı duruşa karşı bir çağrıdır."
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK/Genel-İş sendikası arasındaki İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir'de 23 bin çalışanı kapsayan TİS sürecinde anlaşma sağlanamazken grev beşinci gününde devam ediyor.

BEN HABER-Başkan Tugay, grev sürecine ilişkin yeni açıklamalarda bulundu. Tugay'ın açıklamaları şu şekilde;

“Şube başkanı ve yanındakiler gelince bazı adımlar atmak zorunda kaldık. Ben grev yapıyorum. Sendika grev kararı alır, uyarsınız, uymazsınız. Gönüllük çerçevesinde greve katılıp katılmama hakkı özgürce kullanılan bir haktır. Grev hakkımı kullanacağım, çalışmayacağım derseniz maaşınız, sigortanız duruyor ve evinize gidiyorsunuz. Grevle ilgili böyle bir şey var. Hukuken budur durum… Greve katılmama kararı almış arkadaşlarımıza karışamazsınız, baskı kuramazsınız. Onlar ben çalışacağım dediğinde hayır yapamazsın diyemezsiniz. Çalışmak isteyene engel olursanız bu bir suçtur. Hem çalışanlarımız hem sendika hata yapıyor. Greve katılma hakkı var insanların ama katılmama hakkı da vardır. Sendika kimsenin babasının çiftliği değildir. Yasalarla sendikal haklar bellidir. Sendikadan atarım diyen varsa olay hukuki bir boyut alır.

"SENDİKA YALAN SÖYLÜYOR, KİMSENİN ÇİFTLİĞİ DEĞİL!"

" Sendika kimsenin babasının çiftliği değildir. Sendikal haklar yasa ile teminat altındadır. Grev kararı alındığından beri İzmir'de sendikanın şube yöneticileri ve Ege Bölge Başkanı aleni olarak çalışanları sürekli tehdit ediyor. Gönülden bir katılım var gibi görünse de bize gelen bilgi öyle değil. Tehdit edildiklerini söylüyorlar. Alanda görüntü vermek zorunda kaldıklarını söyleyenlerin sayısı oldukça fazla üzülerek söylüyorum. Çalışanın işini yapmasına engel oluyorlar. Belediye başkanlarımız çalışmalarına yol kapatılarak engel olunduğunu anlattılar. Bana çöpleri toplayamayacağımı söylediler. Neden diye sordum. Ben belediye başkanı olarak bir çaba göstermeye geldim. Kimseyi çağırmadım, zorlamadım. Duyulunca önce esnaftan sonra nihayetinde ilçe belediye başkanlarımızdan gelen destekle konu büyüdü. Halk haklılığımızı anlayıp destekledi. Herkese hatırlatmak isterim: Her zaman görüşme masamız açık. Dün de evvelsi gün de görüşüldü. Altı aydır anlattığımız şeyi anlatmaya çalışıyoruz. İzBB'nin masaya koyduğu rakamlar Türkiye'de belediyelerin koyduğu en yüksek rakamlardır. Eşit işe eşit ücret söylemiyle referans aldıkları tek şey önceki başkanın diğer sendikayla yaptığı ölçüsüz anlaşmadır.  Çalışanlarımızın hakları bizim teminatımız altındadır ama şu an 23 bin kişi kapsayan sözleşmede o rakamları verirsek bütçenin bunu kaldırma ihtimali yok. Aradaki farkın zamanla düzeleceğini söyledim. Açıklamadıkları veya yalan söyledikleri konular var. TİS'te olmadığı halde geçen ağustosta yüzde 7'lik anlaşma imzaladık. Ek bir ücret olarak verildi. Bunun nedeni diğer sendika ile Genel İş arasındaki farkın kapanmasıydı. Bu artışı önümüzdeki altı aya yayalım dedik. Bu artışla yüzde 37-38'e denk geliyor. İki belediye başkanı aradı bugün özellikle ne kadar verdiklerini sordum. Bizim verdiğimiz rakam 20-25 bin daha fazla. Verebileceğimiz en iyi teklifi verdik. Bundan fazlasını vermek sorumsuzluk, hizmet edemeyecek duruma gelmek anlamına gelir. Bizim siyasi anlamda utancımız olur. Sendikanın bunu anlaması ve çalışanlar üzerinde baskı kurmayıp bize gelmesi gerekiyor."

"PROFESÖRLER BU KADAR MAAŞ ALMIYORUZ" DİYORLAR

"Üzülerek izliyorum, bu maalesef birilerinin siyasi fırsatçılığına dönüştü. İzBB'yi işçi hakları gözetmeyen bir belediye gibi gösteriyorlar. Belediyelerimize yapılan baskılar umurunuzda olmayacak, tutuklu başkanları önemsemeyeceksiniz, Türkiye'de herkesin umudu olmuş CHP'de, sırf CHP yönetimde olduğu için örgütlenebilmişken bu doğru değil. Siyaset fırsatçılığında olanlara sesleniyorum. On milyonlarca haksızlığa uğramış insan var. Profesörler 'biz bu kadar maaş almıyoruz' diyorlar. Doktorlar, öğretmenler, polisler... İzBB böyle bir ortamda sosyal destek verebilmek için mücadele ediyor. Kamu kaynağı halkın vergilerinden geliyor. Halkın parasını kullanırken şunu mu yapmamızı istiyorlar? Halka hizmet götürmeyelim mi? Sendikal hak savunuculuğu yapıyor gibi yapmasınlar. Duyguları istismar edilebilecek insanları kandırmaya çalışıyorlar. Sendika yöneticileri çok fazla yalan söylüyor. Bulabildikleri en düşük rakamlı bordrolar paylaşıyorlar. Ortalamayı paylaşsak yalanı görecekler. Bizim derdimiz işçimizi halka karşı karşıya getirmek olabilir mi? Hizmetimizi onlar yapıyor. Burası fabrika değil. Geliri sabit. Vatandaşın vergisinden belediyeye düşen pay. Ülkenin ekonomik sıkıntıda olduğu dönemde ülkenin her yerine içme suyundan kanalizasyona bir sürü konuda 30 ilçeye hizmet götürüyoruz. Biz bu hizmetleri yapmak zorundayız. Bu şehrin tüm insanlarına hizmet için üzerimize ne düşüyorsa yapacağız ama bu bütçeyi öyle yönetmeliyiz ki yerine getirebilelim.

"BELEDİYE BAŞKANINA ENGEL OLMA HADSİZLİĞİNİ GÖSTEREMEZSİN"

Ülkenin siyasi ve ekonomik buhran yaşadığı bir ortamda CHP'li belediyeler üzerinden siyasi fırsatçılık yapanlar azınlık olmaya devam edecek. Biz iktidara talibiz. Adaletimizi göstereceğiz. Hem masada hem sokakta çöp toplarken. CHP örgütünden kimse başka bir şey beklemesin. Yurttaşları kışkırtmaya çalışanlara dikkat etsinler. Neden İzmir? Neden CHP'li belediye? Her yerde ufak cılız eylemler dışında bir şeyinizi gören yok. Benim 500 bin oyum var ben Dağ'a versem sen seçilemezdin diyorlar.  İşçiye nasıl baktıklarının bir göstergesi bu. Dün şube başkanı bana sen çöp toplayamazsın diyor.  Belediye başkanına engel olma hadsizliğini gösteremezsiniz. İşçiye yalan söyleyemezsiniz. Lütfen şehrimiz bu yalanları görsün. Yalan, baskı, tehdit ve fırsatçılığa karşı dimdik ayakta bu şehre sahip çıkmaya devam edeceğiz. Halkı dayanışmaya davet ediyoruz. Bu yürekten bir çağrıdır. Bu şehrin iradesine karşı duran hatalı duruşa karşı bir çağrıdır."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.