Aslanoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı!
Aslanoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı!
Savcılığa sevk edilen CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun emniyette verdiği ifadesi ortaya çıktı. Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı Özçelik’in “Kooperatiflere belirlenmiş kişilerin üye yapıldığı” iddiasına ise, ‘Sözleşmelerin iptali için elinden geleni yaptı” suçlamasında bulunarak, “Ben bıraktıktan sonra da inşaatlar devam etmiştir. Ortada dolandırıcılık konusu yoktur. Ayrıca inşaatın gecikmesi de hukuk davalarının konusudur. Benim burada gözaltında kalmam da adaletli değildir” dedi.
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun emniyetteki ifadesinin öne çıkan soru ve başlıklar şöyle:
SORU: S.S. İş İnsanları Örnekköy Konut Yapı Kooperatifi ne zaman ve ne amaçla kuruldu, kooperatifin yönetiminde kimler vardır detaylı ifadenizi veriniz?
CEVAP: İzmir ilinde Kentsel dönüşümler 2010 yılların başında Aziz KOCAOĞLU döneminde başlamıştır. Yani Büyükşehir Belediyesi gecekonduları hak sahipleri ile anlaşma imzalayarak onlara depreme dayanıklı evler yapmayı vaat etti. Yerinde uzlaşı, yüzde 100 uzlaşı prensibi ile o kentsel dönüşüm alanındaki herkes ile anlaşmalar imzaladı. Bunun yapabilmek için İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı ihalelere çıktı. İşin ekonomik olmaması müteahhitler için karlı olmaması nedeniyle müteahhitler ihalelere girmedi. Bu süreç uzun yıllar sürdü. Maalesef hak sahiplerine İzmir Büyükşehir Belediyesi depreme dayanıklı konut vaadini yerine getiremedi. Daha sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç SOYER oldu. Tunç SOYER’ de bu vaadi gerçekleştirmek için ihalalere çıktı. Ancak ihalelere giren olmadı. Daha sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşümleri kendi imkanları ile yapmaya karar verdi. Bunun için de Büyükşehir Belediyesinin kendi şirketi olan İZBETON marifetiyle inşaatların yapılmasına karar verdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi meclisi kararı ile, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON sözleşme imzaladı. Bu sözleşme gereği, İZBETON inşaatları yapacak ve hak sahiplerine ve İzmir Büyükşehir Belediyesine verilmesi gereken evleri verecek, geri kalan evler de İZBETON’un yapım faaliyetine karşılık İZBETON’a ait olacaktı. İZBETON bunu yapabilmek için kaynak arayışına girdi. İZBETON’ da müteahhit arıyor, İZBETON’ da inşaat yapacak müteahhit bulumayınca, projeler başlamadı. Örnekköy 3. Etap ve 4. Etapta İZBETON kendi gücüyle inşaat projelerini yaptırmaya çalışıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi inşaat ruhsatını almaya çalışıyor. İZBETON temel kazılarına başlıyor. Ama kaynak yetersizliğinden, yani parası olmadığı için inşaatı tamamlayamıyor.Bu esnada çözüm arayışları başlıyor. İzmir Ticaret Odasında çözüm ararken, kooperatifler komitesi meclis üyeleriyle ve komite üyeleriyle görüşüp çözüm arayışında bulunuyorlar. O görüşmelerde aslında bir yapı kooperatifi kurularak, bu yapı kooperatifini kuracak ve üye olacak üyeler bulunursa bu üyeler, bir kendilerinin, bir de hak sahibinin parasını öderse, hem kendisi ev sahibi olur, hem de pak sahibinin ev sahibi olmasını sağlar. Bu şekilde para kaynağı bulunabilir şeklinde düşünüldü. Yap sat işi yapan müteahhitler olmayacağı için, konut maliyetleri daha düşük olacağı için, kooperatif sahipleri daha düşük maliyete ev sahibi olurlar düşüncesi hakim olmuştur. Bu görüş İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON yetkilileri tarafından makul, uygun ve uygulanabilir bulunuyor. Böylece İZBETON tarafından kooperatiflere haber gönderilerek, inşaatı yapmak isteyen kooperatif olup olmadığı soruyor. Örnekköy 3. Etapta bir kooperatif İzmir Ticaret Odası meclis üyelerince kuruluyor. İZBETON ile kat karşılığı alt taşeronluk sözleşmesi imzalıyorlar ve projeye başlıyorlar. Ben şu ana kadar anlattığım kısmı sonradan öğrendim. Anlattığım bu kısma kadar benim kimse ile bu konuda bir irtibatım olmamıştır.
“SÜRECE SONRADAN DAHİL OLDUM”
Bu projenin fikir babası Şenol ASLANOĞLU dense de bu işin fikir babası ben değilim. Ben süreci sonradan öğrendim ve dahil oldum. Bu metod ile kentsel dönüşümün yapılabileceğini gören belediye yetkilileri yani kooperatifler vasıtasıyla bu işin yapılabileceğini kanat getiriyorlar. Ben İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu ve Meclis üyesiyim. 2009-2014 CHP belediye meclis üyesiyim. Ben de bunun üzerine bu şekilde kooperatif kurularak kentsel döşünüm yapılabileceğine kanaat getirdim. Bu süreçte kooperatif üyesi olacak kişinin 3 yıl içerisinde hem kendi evinin maliyetini hem de hak sahibinin evinin fiyatını nakit olarak ödeyebilecek gücü olan üyeler bulmaya karar verdim. Bir kooperatif kuralım diyerek yakınımdaki kişilere bu fikrimi söyledim. Bu şekilde ev yapmak için benimle birlikte 7 kişi ile birlikte kooperatif kurduk. Ancak benim bu kooperatif kurucularından hatırladıklarım Serpil OLTULU, Dilek COŞKUN isimli şahıslardır. Diğer şahısların isimlerini hatırlamıyorum. Kooperatif kurmak için o dönemde 200 TL para yatırmak gerekiyordu. Ancak bu kooperatif kurucularından peşinatı vermeyerek kuruculuktan ayrılanlar olabilir. Bu kooperatifin ismini S.S. İş İnsanları Örnekköy Konut Yapı Kooperatifi olarak belirledik. Ticaret odasına başvuru yaparak kuruluşu tamamladıktan sonra İZBETON yetkilileri ile sözleşme imzaladık. Bu kooperatifin kuruluşu hatırladığım kadarıyla 07.01.2022 tarihidir.
“GÖZALTINA ALINMAM DOĞRU DEĞİL”
Ayrıca belirtmek istediğim bir husus vardır. Kooperatif konusu ile ilgili olarak ben daha önce soruşturma kapsamında ifade verdim. Bununla ilgili İzmir 44. Asliye Ceza Mahkemesinde duruşmam görülerek 2024/5 esas ve 2024/267 karar sayılı ilamı ile hakkımda beraat kararı verilmiştir. Çevre Şehircilik tarafından basit usul ile yargılama olmaz denilerek itirazda bulunuldu. Tekrar yargılamam yapıldı. Tekrar beraat ettim. Dosyam Çevre Şehircilik tarafından itiraz ile istinafa taşındı. Yine beraat ettim. Sayın Bülent ARINÇ’ın Ankara’yı parsel parsel sattığını söylediği Melih GÖKÇEK’in oğlu Osman GÖKÇEK’in bir televizyon programındaki iddiaları nedeniyle Savcılık tekrar bir soruşturma başlatmıştır. Savcılık bu kez Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü marifetiyle savunmalarımızı ve ifadelerimizi almak istedi. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü savcılığın isteği ile bizleri davet etti. Ben yine kendi ayaklarımla giderek, bu kooperatif konusu ile ilgili sorulan sorularla ilgili ifade verdim. Mahkemenin kesinleşmiş kararlarına rağmen Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü aynı soruları sormuştur. Ben bu soruları cevapladım. Yani ben kolluk kuvvetleri tarafından ne zaman davet edilsem gecikmeksizin davete icabet etmiş, Savcılık tarafından benden istenilen ifadeleri gönüllü olarak vermişimdir. Ben Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı olarak her hafta bir sürü toplantıda, Sayın İzmir Valisi, Sayın İzmir Emniyet Müdürü ve Sayın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ile aynı protokolde oturdum. Ne zaman senin ifadene ihtiyacımız var denilse zaten gelirim. Benim yerim, işim, mesleğim ve toplumdaki yerim bellidir. Ben zaten çağrılsam gelirdim. Gözaltına alınmamın doğru olmadığını düşünüyorum.
"GEREKEN HASSASİYETİ GÖSTERDİK”
Kooperatifin kuruluşundan haşlayarak resmi hesapları tüm üyelere verilmiş, ilan edilmiş ödemelerin bu hesaplara yapılması istenmiştir. Bilgim dahilinde üyelerin farklı bir hesaba para yatırması istenmemiştir. Ödemelerden sorumlu yönetim kurulu üyesi değilim. Bilgim, ödemelerin resmi hesaptan genel kurul kararları ve yapılan sözleşmeler doğrultunda yapıldığı yönündedir. Kooperatifin muhasebeci, mali müşavir bağımsız denetim firması sözleşmeleri mevcuttur. Bilgim dahilinde bu yönde bir ikaz ya da itiraz olmamıştır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Eski yönetim kurulu üyesi Serdar DENİZ e-mail olarak verdiği yazılı beyanında; “İnşaatın gecikme süreci, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı tarafindan arsanın bir kısım zemininde killi toprak tespit edilmesi ve bunun yapıya zarar vereceği kanaati nedeniyle, zemin iyileştirme çalışmalarını İZBETON'dan istemesi nedeniyle uzamıştır. İZBETON'un bu süreci tamamlaması inşaat ruhsatını alması ve kazıyı tamamlayıp sözleşmeye göre yeri bizim kooperatifimize teslim etmesi gecikmiştir. Bu da inşaatın başlamasını geciktirmiştir. Tüm süreç İZBETON ve İzmir Büyükşehir ile birlikte götürülmüştür. Bu süreç boyunca toplantılar yapılmış ve şantiyede de karşılıklı tutanaklar tutulmuştur. Bu kayıtların hepsi kooperatif arşivinde mevcuttur. Malum olacağı üzere ülkemizin deprem riski altındadır. Bu nedenle inşaatın en güvenilir ve sağlam şekilde neticelenmesi için gecikme süreci içerisinde ne İZBETON A.Ş. ne de Büyükşehir Belediyesi'nin zemin hakkındaki tespit ve kararlarına kooperatif yönetimi olarak muhalefet etmedik. İşin ehli olan İZBETON A.Ş. ve Büyükşehir Belediyesi'nin teknik kadrosunun tespit ve önerilerine uygun şekilde hareket etmeye çalıştık. Ancak hu süreçte de inşaatın bir an evvel başlaması ve zemin etüdü çalışmalarının en sağlıklı şekilde nihayete ermesi için gereken hassasiyeti gösterdik. Tüm bu sürece ilişkin kayıtlara İZBETON, Büyükşehir Belediye ve Kooperatif arşivinden ulaşılabilir.
“FATURASIZ KİMSEYE ÖDEME YAPILMAZ”
Kooperatifte ödemeler internet Bankacılık şifreleri elinde olan Pınar Hanım tarafından yapılırdı veya Banka talimatı ile Bankaya talimat verilirdi. Nelerin ödemesinin yapılabileceği hususunda Genel Kurul kararlarında üyelerce karar verilmiştir. Kooperatifimize kesilen faturalar Kooperatif Başkanı olarak benim de onayımdan sonraya Banka Talimatı ile (ki çift imza gerekir) veya internet Bankacılığı ile yapılır. Pınar Hanım'ın ” talimat ile yapardım internet Bankacılığı işlemlerini" demesi sanırım gelen faturaları görüp, son onayı Kooperatif başkanı olarak benim de onaylamanı nedeniyledir diye düşünüyorum. Kooperatifimizde fatura veya sözleşme olmadan herhangi bir kimseye ödeme yapılamaz, yapılmamıştır da...
CO WORKİNG VE DİLEK COŞKUN YANITI
Bana belirtmiş olduğunuz konuyu anladım. Co workingler modern iş hanlarıdır. İşletmelerin kira personel ısıtma soğutma, sekretarya, çaycı maliyetini kısmak amacıyla oluşmuş, modern iş merkezleridir. Yasa co workinglerde birden fazla yüzlerce, hatta binlerce şirketin aynı adres kurulmasına izin vermektedir. Her adreste, birden fazla şirket kurulamaz. Ama co workinglerde kurulabilir. Zaten her şirket ve kooperatif vergi dairesi memuru tarafından yerinde muayene edilip, işletme açılmasında sakıncalı bir durum olmadığını, yasal tespiti ile bir işyeri, kooperatif, limited şirketi kurulabilir. Dolayısıyla birden fazla kooperatifin, bir co workingde kurulmasının hukuksuz olduğu iddia edilemez. Burada da benim yönetim kurulu başkanı olduğum Örnekköy Yapı kooperatifi ilk olmak kaydıyla üyelerinin paralarını boşuna kiraya, ısıtmaya, soğutmaya, çaycıya, sekretere, şatafata harcanmaması amacıyla 2500 TL gibi komik bir rakama, işletmenin kuruluş yeri sorunu çözülmüştür. Bu rakama internet, masa, sandalyenin kullanılması, klimanın kullanılması hepsi dahildir. Denize nazır aylık 200.000 TL kirası olan bir sekreter, iki sekreter, iki çaycı çalıştıran bir kooperatif başkanı olmamak onur verici bir şeydir. Dilek COŞKUN, 7 Ocak tarihinde kooperatifin kuruluşunda vardı. Ancak 18 Ocakta yani 11 gün sonra yapılan kooperatifin genel kurulu yapıldığı anda yönetim kurulunda yer almamıştır. Yani kooperatiften ayrılmıştır. Dilek coşkun YILLAR ÖNCE bir şirket kurmuş, sanal ofis olarak da Smart Start co workingi kullanmış, bu konuda suç teşkil etmemektedir. Dilek COŞKUN kendisine ait bu şirketi Yıldırım KUROĞULLARINA hisselerini satmış, bundan çok sonra da Yıldırım KURUOĞULLARI kooperatifin yapım işine teklif vermiştir. Dolayısıyla yönetim kuruluyla, alt yüklenici CİTY arasında hiçbir belirli bağdan bahsedilmemektedir. Aynı adreste olmak sanki suçmuş gibi bir şüphe varmış hissi ile, televizyon programı magazinliği içerisinde dedikodudan ibarettir. Bana sorduğunuz soruda beni direkt CİTY isimli şirket ile ilişkilendiren hiçbir delil yoktur. Bana okuduğunuz tespitlerde bu şekilde bir belge de yoktur. Casamar şirketi ise, bana sormuş olduğunuz gibi tespitte beyanda bulunan kişilerin yalan beyanda bulunduğu aşikardır. Çünkü Casamar isimli şirket kesinlikle Smart Start kiracısı olmamıştır. Ben Gaziemir Yapı Kooperatifinin yönetim kurulu üyesi bile değilim. Yani karar vericisi ve teklif toplayanı değilim. Dolayısıyla Casamar isimli firmaya ihale edilme süreci ile ilgili bana suç isnad edilemez. Ablamın damadı olduğu söylenen kişi için de uzak hısımların, iş yapmasını engelleyici yasal bir mevzuat yoktur. Dolayısıyla suç değildir. Gaziemir ilçesinde işin geciktirilmesine ilişkin tarafıma okunan beyanatlardan, 2022 yılının Mart başında sözleşmeler imzalandı. 7 gün sonra 10 Mart 2022 tarihi itibariyle yer tesliminin yapıldığını görüyoruz. Yer teslimi yapmak demek, buraya konteyner koyabilirsin demek, halbuki yer tesliminden kasıt bir inşai faaliyete başlayabilme aşamasıdır. Bilirkişi raporlarından anlaşılan 29.03.2022 tarihinde İZBETON SGK numarası almıştır. İZBETON işyeri sicil numarası almadan, alt yüklenici işçi çalıştıramaz. Bu da sigortasız işçi çalıştırılması demektir. Bu durumda, iş tam bir yıl bir ay İZBETON tarafından geciktirilmiştir. Toplam inşaat süresinin 2-3 yıl olduğu bir işte, 1 yıl bir ay çok uzun bir süredir. Henüz İZBETON’un sözleşme hükümleri gereği ne zaman kazdığı ve görevini yerine getirdiğini bilmiyoruz. Burada suçlanacak birileri aranıyor ise, yapması gereken işi yapmayan Belediye yetkilileri gerekli açıklamayı yapmalıdır. Bilirkişi raporunda, kooperatifin kaç para topladığı ve topladığı paradan alt yüklenici CASAMAR’ e ne kadar ödeme yaptığı yazmamaktadır. CASAMAR’ ın alt yüklenicilerine kaç para, para ödediği de yazılmamıştır. Bir yıldan fazladır kooperatifin yöneticiliğini yapan insanların sokaktan geçen Mehmet Efendi gibi kooperatifin parası nerededir diye sormaları utanmazlıktır. Bir yıldır kooperatif defterleri elinde olan kooperatif yöneticileri, hangi hakedişe kaç para ödediğini biliyor olması gerekir. Eğer bir usulsüzlük tespit ettilerse bir suçlamaları olması gerekir. Bütün kooperatifler Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün de çok iyi bildiği gibi bağımsız denetim kuruluşları tarafından denetlenmek zorundadır. Bağımsız denetim kurulu raporlarının tüm üyelere sunulması gerekir. Yani kooperatifin muhasebe kayıtları bağımsız denetim kurulu tarafından denetlenmiş ve denetim raporunda bir usulsüzlüğe rastlanmamıştır. Dedikodu yapanların da çok iyi bildiği gibi denetim raporunda bir usulsüzlük tespit eden bir bağımsız denim kurumu zaten suç duyurusunda bulunur.
“İNŞAAT SEVİYESİNDEN BAHSETMEK CEHALETTİR”
Sürekli Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün algı yaratma hevesiyle inşaatın seviyesinden bahsetmesi sadece cehalettir. Kaç para toplanarak inşaat yapıldığı asıl sorundur. Yani topladığınız paranın inşaatın bugünlere geldiği seviyenin karşılığı olup olmadığıdır. Bir yüklenicinin usulsüz ve haksız kazanç elde edilmesi için ya aptalca hakkediş dışında bir ödeme alması lazım ya da hakkedişinin usulsüz olması lazım. Bir hakkediş nasıl usulü ya birim fiyatı, piyasa koşullarına göre fahiş yüksek olmalı veya yapılan işin metrajı şişirilmelidir. Yani yapılmamış iş, yapılmış gibi gösterilmelidir. Yani 10 metre duvar örüp, sanki 100 metre duvar örmüş gibi hakkediş düzenlemeniz gerekir. Yapılan her bir iş, ilk önce İZBETON kontrol mühendisleri tarafından kontrol edildiğine, ardından da Büyükşehir Kontrol mühendisleri tarafından kontrol edildiğine ve bunlar tarafından da bu işlerin eksik olduğunu beyan eden bir tutanak yazı, eleştiri hatta söz olmadığına göre, metrajlar ilgili bir usulsüzlüklerden bahsedilemez. Geriye sadece birim fiyat kalmaktadır. Birim fiyat özellikle söylediğiniz kooperatiflerde henüz kaba inşaat aşamasında olduğu değerlendirildiğinde, kaba inşaat, beton, demir ve kalıp işçiliğidir. Demirin fiyatı çeyrek altın gibi an ve an herkes tarafından bilinir. Betonun fiyatı da İzmir’ de herkes tarafından bilinir. Kalıp işçiliğinin fiyatının da iki farklı müteahhite sorulduğunda piyasanın yaklaşık değeri öğrenilir. 3,5 yıldır bu işle ilgili suçlanıyorum. Bugüne kadar demiri piyasa fiyatının üstünde hesaplamışsınız, betona ve kalıbı piyasa fiyatının üstünde para vermişsiniz diyen yok, hakkedişleri inceleyen bir bilirkişi yok. Bilirkişi neyi incelediğini bile bilmiyor. Eğer bir hakkediş yolsuzluğu yoksa neyin zararından kimin zararından bahsediyoruz. Eğer hesapları incelemiyorsanız, siyaset yapıyorsunuz demektir. Sırf bu iş gündemde temcir pilavı gibi magazinci Osman GÖKÇEK televizyon ekranlarında konuşturulsun diye 3,5 yıldır dedikodusu yapılıyor.
MÜHÜRLENEN İNŞAAT AÇIKLAMASI: GECİKMENİN SEBEBİ MÜHÜRLEME İŞLEMİ!
Bu suçlama Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından İzmir 44. Asliye Ceza mahkemesinden görülen davada şikayet konusu edilmiş, mahkeme sözlemeye aykırı olarak idareden izin alınmadan, inşaatların yapım işinin taşeron olarak, İş İnsanları Konut Yapı Kooperatifine verildiği iddiası yönünden ise, İZBETON A.Ş. nin İzmir Büyükşehir Belediyesinin yan kuruluşu olduğu, sanıklar müdafileri tarafından sunulan İzmir Büyükşehir Belediyesi meclis tutanakları, Büyükşehir Belediyesinin kamu oyunu bilgilendirme mesajları, açıklamaları, İZBETON A.Ş.’ nin İzmir Büyükşehir Belediyesine yazdığı belgenin ve diğer belgeler incelendiğinde, bu iki kurumun kentsel dönüşüm çalışmalarını baştan itibaren birlikte yürüttüklerinin görüldüğü, idareden İZBETON A.Ş.’ den izin verilip verilmediğinin araştırılmamış olmasının söz konusu olmadığı, ayrıca yönetim kurulunun genel kurul kararı olmaksızın İZBETON A.Ş. ile kat karşılığı inşaat yapım işi protokolü imzaladığı, sabit olmakla birlikte bu kararın 11 gün sonra 18 Ocak 2022 tarihli genel kurul kararı ile onaylandığı, bu haliyle sanıkların suç kastı ile hareket ettiklerinin de kabul edilemeyeceği, sanıkların üzerlerine atılı suçun maddi ve manevi unsurların oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Şeklinde beraat kararı verilmiştir. Bunun üstüne istinafta da bu karar kesinleşmiştir. Ayrıca mahkemem esnasında belirtmediğim ancak belirtmek istediğim bir husus vardır. Kooperatif inşaata başladığı andan itibaren içeri giren her bir işçi, her bir malzemeyi, her bir makineyi ilk önce İZBETON yetkileri görür ve onaylar. Ardından Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı yetkilileri görür ve onaylar. İnşaatlar kooperatif, kooperatifin alt taşeronu CİTY isimli firma ve onun alt taşeronları tarafından yapıldığını, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm yetkilileri tarafından her gün görülür ve her gün onaylanır. İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel dönüşüm daire başkanlığı eğer, benim haberim olmadan kooperatif 15 katlı binaları 400 daireyi benden habersiz yapmış, hiç iznim yoktu derse asıl dolandırıcılık bu olur. İnşaat faaliyeti Nisan 2022’ de başlamış, Kentsel dönüşüm daire başkanlığının inşaat faaliyetlerini durdurma yazısına kadar devam etmiştir. Herkesin gözleri önünde, bütün medyanın bilgisi dahilinde Kentsel dönüşüm daire başkanlığının himayesindedir. Yukarıdaki iddiada bile isteye, yargıyı yanıltmak vardır. Söylenen hatalı beton imalatı nedeniyle, kentsel dönüşüm daire başkanlığının işlem yaptığı kooperatif üçüncü etap Örnekköy projesidir. Benim başkanlığını yaptığım kooperatif kilometrelerce uzaktır. Hiç ilgimiz olmayan bir inşaat faaliyetinde sanki Örnekköy İş İnsanı kooperatifinin bir ilgisi varmış gibi, sanki hatalı bir işlem yapılmış gibi, kelime oyunlarıyla itibar zedelemesi yapmak alçaklıktır. Kaldı ki Çevre Şehircilik İL Müdürlüğü 3. Etapta hatalı imalat nedeniyle sadece 3. Etabı durdurmamış, keyfi ve siyasi bir karar ile alakasız olan 4. Etap şantiyesini de durdurmuştur. Yüklenicisi, tedarikçisi ve kaba inşaatçısı farklı olan bambaşka bir inşaatı durdurmak tamamen siyasidir. 45 gün inşaat faaliyeti durdurulmuştur. Bu kadar bir süre inşaatın durdurulmasından neticesinde yaklaşık 3 aylık bir kayıp söz konusudur. Çünkü giden bir kalıp ustasının tekrar temin edilmesi yaklaşık 3 ay sürmektedir. İnşaat durdurulduktan sonra bugün karşılaştığım suçlama inşaatın neden geciktiği ile ilgilidir. Zaten inşaatın gecikmesinin sebebi Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün mühürleme işleminden kaynaklanmaktadır.
DEĞERLENDİRME: “ALPHAN İMZASI HUKUKA AYKIRI”
Bilirkişi değerlendirmeleri ise şöyle:
İfadenin değerlendirme kısmında ise, “Her iki durumda da sonuçlar, işlemin kurulduğu andan itibaren geriye etkilidir. Açıklanan özel hukuk hükümleri çerçevesinde kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarında İZBETON A.Ş. ile kooperatifler arasında düzenlenen protokollerin şirket adına tek imza ile imzalanması, verilen vekaletlerle ikinci imzanın İZBETON A.Ş.’de kalan protokol nüshalarında yönetim kurulu üyesi olmayan Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Alphan Bozan tarafından imzalanmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği, protokollerin bu haliyle yönetim kurulu kararı ile onaylanmasının hukuki sorumluluğunun 30.03.2023 tarih ve 17 sayılı Kararı alan yönetim kurulunda olduğu, ancak ikinci imzanın protokollerin idarede kalan nüshalarında kullanılmasının hukuki sonuç doğurmayacağı değerlendirilmiştir” denildi.
KİRA YARDIMLARI KAMU ZARARI MI?
Açıklandığı üzere kira ödemesi, kesin miktarlı ve idarece hesaplanabilir bir sözleşme şartı olarak protokollerde fer’i hak olarak yer almaktadır. Protokollere göre borcu sona erdiren asıl neden yapım işinin tamamlanmasıdır. Kural olarak asıl borç sona erdiğinde, bu borca bağlı fer’i borç niteliğindeki ceza koşulu da sona erecektir. Bu sonuç, ek bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden gerçekleşir. Yüklenicinin protokolle belirlenen iş bitirme tarihinde yapım işini geçici kabule hazır hale getirmez ise ceza koşulunun ifası istenebilir hale gelecektir.
Dolayısıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İZBETON A.Ş. arasında imzalanan protokoller bakımından kira ödemelerine konu cezai şartın yükleniciden istenebilmesi için süre uzatımları dahil iş bitirme sürelerine göre yapım işlerinde geçici kabul aşamasına gelinmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak; İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İZBETON A.Ş. arasında imzalanan protokoller bakımından kira ödemelerine konu cezai şarta konu tutarlar 5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesi ile Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6’ncı maddesine göre İzmir Büyükşehir Belediyesi bakımından idare geliridir ve idare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması ve hukuken istenilebilir niteliğinin ortadan kalkması halinde kamu zararının varlığından söz edilebilecektir.
İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğinin 26.07.2024 tarih ve 51/7 sayılı Ön İnceleme Raporu ile Haziran sonu itibariyle toplam 27.969.250,92 TL hak sahiplerine kira ödemesi yapıldığı belirtilmiş ise de soruşturmaya esas olmak üzere İzmir Büyükşehir Belediyesinden iş bitirme tarihine kadar yapılmış toplam kira ödemesi tutarlarının hesaplanarak bildirilmesi ile teminat bedeli 41.935.079,38 TL’nin tahsilinin istenilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
“TELAFİSİ İMKANSIZ SONUÇLARA NEDEN OLDU”
Bilirkişiliğimizce Raporun yukarıdaki bölümlerinde açıklandığı üzere İZBETON A.Ş., kentsel dönüşüm alanlarında kat karşılığı anahtar teslim yapım işlerinde Belediyeye karşı yüklenicidir, yapı müteahhitliği marifetiyle ya işin tamamını kendisi ya da tabi olduğu ihale mevzuatı çerçevesinde işin belli kısımlarını belli oranlarda alt yüklenicilere yaptırmayıp işin tamamını kooperatifler eliyle yaptırmak suretiyle kusurlu davranmıştır. İZBETON A.Ş., bu eylemi dolayısıyla yukarıdaki tabloda gösterildiği haliyle işlerin tamamlanma yüzdeleri dikkate alındığında bu aşamadan sonra ne kendisi ne de mevzuata uygun olarak alt yükleniciler eliyle tamamlama imkanını yitirerek şirket adına telafisi imkansız sonuçlara neden olmuştur.
“ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN MAĞDURİYETİNE NEDEN OLDU”
Hukuka aykırı tercihinin birinci sonucu, Belediyeye karşı protokol ihlalleri nedeniyle hem asli borcu yapım işini geçici kabul aşamasına getiremeyerek fesihle karşı karşıya kalması hem de fer’i borç yüküne muhatap olmasıdır. İkinci sonucu da, kooperatiflerle anahtar teslim yapım işi protokollerinin mevzuata aykırı olarak imzalanması nedeniyle hükümsüz hale gelmesi ve imzalanmalarından çok sonra iptal edilmesi sonucunda şirketin ve üçüncü kişilerin mağduriyetine neden olmasıdır.
Bana belirtmiş olduğunuz konuyu anladım. Sanıyorum 7. veya 8. kez aynı soru soruluyor. Ben de 8. Kez aynı cevabı vermek zorunda kalıyorum. İZBETON ve kooperatifler arasında yapılan sözleşmede bir suçumun olup olmadığı konusunda mahkemem görülmüştür. Mahkeme sonucunda suçsuz olduğum yönünde karar verilmiştir. İZBETON A.Ş. ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasındaki kendi iç hukukları ile benim Şenol ASLANOĞLU olarak bir ilgim ve alakam bulunmamaktadır. Gaziemir, Uzundere 3., Uzundere 4. ve Örnekköy 3. Etap işini yapan kooperatifleri ile benim bir ilgim ve alakam bulunmamaktadır. Bu kooperatiflerin yöneticisi değilim. Gecikmeler nedeniyle belediyenin hak sahiplerine ödediği kira tutarlarına ilişkin gecikme süresi, gecikmenin kimlerden kaynaklandığı, gecikmeye ilişkin bir kasıt, bilinçli bir taksir, bilerek kooperatife zarara uğratmak gibi hiçbir kavramdan bahsedilmemektedir. Eğer bir gecikme tespitinde bulunulacaksa ilk önce bilirkişi eliyle gecikmenin kimlerden kaynaklandığını tespit edilmelidir. Belediye tarafından %32 si tamamlandığı belirtilen inşaatın, yeni kooperatif yönetimi tarafından bir başka bilirkişi raporu tarafından %55’lerin üzerinde bir oran tespit edilmiştir. Aradaki oran %23’ tür. Yani inşaatın dörtte biridir. Bu konuda bile bir netlik yok iken, inşaatın hangi sürede bitirileceğini kim nasıl karar vermiştir. Süresi daha tamamlanmamış. Ek süre talepleri olan işler, tartışmalıdır. Hukukun kararına muhtaçtır. Daha önce de belirttiğim gibi gecikmeden İzmir büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı ve İZBETON yetkili teknik personeli ve zamanında yapması gereken işi yapmayan, zamanında kazmayan, zamanında inşaat projelerini tamamlamayan İZBETON personeli, zamanında inşaat ruhsatını almayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm personelleri sorumludur. Gecikmenin müteahhitin yavaş iş ve işlemler yaptığına yönelik dosyada tek bir kanıt yoktur. Tüm iddialar kanıta muhtaçtır. Kaldı ki ben sadece bir kooperatifte, 7 Ocak 2022 ve Ocak 2023 arasında bir yıl kooperatif başkanı olarak görev yaptım. Benim sorumluluğum sadece görev yaptığım zamanda aldığım kararlara, attığım imzalar ile sınırlıdır. Bu bir yıl içinde bir gecikme olduğunu söyleyen ve ispatlayan da yoktur. Dolayısıyla bu işin hiçbir tarafından ben sorumlu değilim. Ayrıca kooperatif ortakları ben görevden ayrıldığım zaman, görev yaptığım bir yılı ibra etmişler, bana teşekkür eder veda etmişlerdir. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON’un bu işin başında ellerinde bir arsaları var iken, şu an arsalarının üzerinde, neredeyse Bir milyar TL’lik inşaatı tamamlanmış mülkiyetleri vardır. İZBETON ve Büyükşehir’in zararı nedir. Nasıl bir kamu zararında bahsedilebilir. Büyükşehir ve İZBETON para vererek inşaat yapmadıklarına göre, %50 si tamamlanmış bir inşaatın nasıl sahip olmuşlardır. Mülkiyet hukukuna göre kimin kime para vermesi gerekir. Eğer bir sözleşme feshinden basedilecekse arsa üzerine inşaat yapan alt yükleniciye para öde ödenmesi gerekir. Bunlar yapılmadan, ne kooperatifin ne de belediyenin zararında söz edilemez.
ÖZÇELİK: “BELİRLENMİŞ KİŞİLERİN ÜYE YAPILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı Ayşe Arzu Özçelik’in “Kooperatif üyelerinin kimlerden oluştuğunu tam olarak bilmemekle birlikte kooperatifin unvanına göre iş insanlarının yanı sıra seçilmiş veya belirlenmiş kişilerin de buraya üye yapılmış olabileceğini düşünüyorum. Bu işlerin tamamında yüklenici İZBETON A.Ş.’dir. İZBETON A.Ş. yukarıda arz ettiğim gibi işleri kooperatiflere vermiştir. Ancak kooperatifler maalesef bu işlerde yeterince organize olamamıştır. Yukarıda arz ettiğim üzere Örnekköy’de yaşanan sıkıntıların büyük bir kısmı aynen İZBETON’a devredilen tüm işlerde de söz konusudur. Benim belirttiğim hususlar kapsamında, İZBETON tarafından gerekli kontrollerin yapılarak hatalı işlemlerin tespit edilmesi halinde düzeltilmesi gerekirdi” ifadesinin de sorulduğu Aslanoğlu şu yanıtı verdi:
ASLANOĞLU: “ÖZÇELİK SÖZLEŞMELERİN İPTALİ İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPTI”
Ayşe Arzu ÖZÇELİK isimli şahıs Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanıdır. En başından itibaren kentsel dönüşüm işinin kendisinin istediği müteahhitlere verilmemesi sebebiyle kooperatifler, yani vatandaşın kendisinin yapması onu fazlasıyla rahatsız ettiği için bütün süreci yavaşlatmaya, geciktirmeye, iş ve işlemlerin tamamlanmaması için kötü niyet ile hareket eden bir şahıstır. Bu sebeple Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç SOYER tarafından durum tespit edilmiş, Daire Başkanlıkları kapatılmış, adı geçen hanım efendi o görevden uzaklaştırılmıştır. Bundan duyduğu kin ve nefret ile beyanat vermiştir. Daha sonra çok istediği şekilde, belediye başkanı değiştiğinde Sayın Cemil TUGAY tarafından tekrar Daire Başkanı yapılmıştır. Göreve geldiği günden beri kooperatifler ile ilgili sözleşmenin iptali için elinden geleni yapmıştır. Sözleşmeler iptal edilir edilmez, yüzde 32’ mi, yüzde 55’ mi bittiği henüz tartışma konusu olan inşaatın bir müteahhit tarafından yaptırılması için gayret göstermiştir.
Aslanoğlu mağdurların ifadesinin sorulması üzerine ise şahısları tanımadığını belirterek, “İnanılmaz ciddiyetsiz bir suçlamadır. Mevcut kooperatif yöneticisi elinin altındaki kendisinde bulunan hakkedişleri incelemekten aciz davranmış, hangi hakedişde, hangi birim fiyat ya da metrajda bir usulsüzlük olduğunu söylememiş, tahmin ediyorum diye, kişilik haklarına saldırıda bulunuyor. Buna ilişkin ileride şikayet hakkımı saklı tutuyorum. Zaten hakedişler ile ilgili bir suçlamada yoktur. Bir kez daha benden sonraki kooperatif genel kurulunda ibra edildiğimi hatırlatmak istiyorum” yanıtını verdi.
Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Birincisi kooperatif başkanlığı yaptığım yerde, alt yüklenici olduğumuz dönemde, bizim de alt yüklenicimize iş vermek ihale değildir. Dolayısıyla ihaleye fesat karıştırma konusu ile ilgili suçlanamam. Gelelim Nitelikli Dolandırıcılık konusu ise, sahte kooperatif kurmuş, oraya üyeler kaydetmiş, insanlara ev yapmayı amaçlamadan üye yapmış olsam, ya da kaçmış olsam bu suçlamadan bahsedilebilir. Zaten tüm Türkiye’ nin bildiği vatandaşa konut yapmak amacında olmuş, gerçek üyelerden ve gerçek yöneticilerden oluşan bir kooperatif vardır. Ayrıca mühürlenene kadar inşaat da yapılmıştır. Ben bu kooperatifte sadece 1 yıl süre ile kooperatif başkanı olarak görev yaptım. Ben ayrıldıktan sonra da yeni yönetim tarafında ibra edildim. Ayrıca ben bıraktıktan sonra da inşaatlar devam etmiştir. Bütün belirttiğim hususlar doğrultusunda da ortada dolandırıcılık konusu yoktur. Ayrıca inşaatın gecikmesi de hukuk davalarının konusudur. Her bir vatandaş alacaklı olduğunu düşündüğü konularda hukuk davası açabilir. Hakkımda açılmış hiçbir hukuk davası yoktur. Tarafıma sorulan soruların hiçbirinde benim hakkedişlerim ile ilgili suçlama yoktur. Ben yargılanmaktan kaçmıyorum. Ben hukuk önünde her türlü ifade verip, kendimi savunurum. Tüm bu olaylarda ceza soruşturması yapılacak ve gözaltı süreci uygulanacak bir konu yoktur. Benim burada gözaltında kalmam da adaletli değildir.