Ali Ekber Yıldırım: Kuraklık, su sıkıntısı, girdi fiyatları soframızı tehdit ediyor!
Ali Ekber Yıldırım: Kuraklık, su sıkıntısı, girdi fiyatları soframızı tehdit ediyor!
Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım: "Kuraklık, su sıkıntısı, girdi fiyatları soframızı tehdit ediyor. Çukurova’da Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği’ne güzlük ekim yaparlarsa su verilemeyeceği bildirildi. Soru sorunu nedeniyle üretim azalacak."
Adana Çukurova’da yaşanan su sorunu Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşandığını söyleyen Yıldırım, “Su sorunu nedeniyle gelecekte üretim azalacak, verim düşecek. Bunun için gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Öncelikle yaşanan sorunları kabul ederek tarımda acil önlemler paketi hazırlayıp, çiftçinin zararını telafi ederek üretim yapabileceği koşulları sağlamaktır. Bu yapılmazsa hani hep soruluyor ya, aç kalır mıyız? Kıtlık olur mu? Üretmezsek açlık da olur, kıtlık da.” dedi.
Türkiye, tarımda en zor, en sıkıntılı dönemini yaşıyor. İklim krizine bağlı olarak kuraklık, aşırı sıcak, don, su sıkıntısı ve üretim maliyetlerindeki artış, üretimi her geçen gün zorlaştırıyor. Yüksek girdi fiyatlarının maliyetine katlanarak zor şartlara rağmen üreten çiftçi ürününü değerinde satamadığı için zarar ediyor.
Özellikle bu sezon çiftçi hangi ürünü hasat etse zarar ediyor. Geçmiş yıllarda bir üründen zarar etse bir başka üründen kazandığı ile dengeleyebiliyordu. Bu yıl her üründen zarar ediyor.
Daha da önemlisi üretici ürününe alıcı bulamıyor. Bulduğunda ise çok düşük fiyatlar teklif ediliyor. Bu nedenle geçmişte hiç görmediğimiz kadar ürün tarlada kaldı. Ürününü hasat etmeden tarlayı sürenler oldu. Ürünü bedava dağıtanlar, yollara dökenler oldu. Uzun yıllardır görülmeyen çiftçi eylemleri oldu.
Tüketici açısından bakıldığında alım gücü düştüğü için pazarda, markette tarım ürünlerinin çok pahalı olduğunu alamadığını söylüyor. Tüketici alamadığı için tarladaki ürünler satılamıyor. Turizm sezonunun da kötü gitmesi, tarım ürünlerine talebi azalttı. Türkiye’den tatil yapabilenler fiyatı daha uygun diye Yunan adalarına gitti. İçerde tüketim de azaldı.
Sorun sadece arz talep sorunu da değil. İklim krizi de artık soframızı doğrudan etkiliyor. Kuraklık geçmişte 10 yılda bir yaşanırken artık her yıl yaşanmaya başlandı. Suyun yüzde 77’si tarımda kullanılıyor. Tarımdaki su verimli kullanılmıyor. Su sorunu her yıl daha çok hissedilmeye başlandı. Birçok ilde, ovada su kısıtlaması uygulanıyor.
"EKMEYİN, SU VEREMEYİZ!"
Yıllardır yapılan tüm uyarılara rağmen su konusunda gerekli yatırımların yapılmaması ve mevcut suyun yönetilememesi nedeniyle Türkiye’nin en verimli ovalarından Çukurova’da su bitti. Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği köy muhtarlıklarına ve ilgili birimlere yazı göndererek güzlük ekim için su verilemeyeceğini bildirdi. Yani “ekmeyin su veremeyiz” denildi.
Tarımsal üretimde Türkiye’nin en verimli ovalarından Çukurova’da Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği’nin 24 Temmuz 2024 tarih ve 13743023.956-1313 sayılı yazıda aynen şöyle deniliyor:
“12.07.2024 tarihi itibariyle Seyhan Barajı’nda 357.31 hm3(hm3, hektometre küp demek. 1 hektometre küp 1 milyon metreküpe eşit) sulamada kullanılabilir su bulunmakta olup bu miktarın ancak çok yıllık bitkilerin (Narenciye, her çeşit meyve bahçesi, her çeşit fidan vb.) su ihtiyaçlarını karşılayabileceğinden, güzlük ekim (Soğan-sarımsak-patates, her çeşit sebze vb.) yapılması halinde çok yıllık bitkilere su verilmemesi riski oluşacağından, kendi imkanı ile sulama yapabilecek çiftçiler haricinde (Dere yatağı ve drenaj kanalından sulama yapanlar hariç) güzlük ekim için su verilmesi mevcut su bütçesi ile mümkün görülmemektedir.
Bu kapsamda güzlük ürün ekilmesi durumunda mevcut su bütçesi ile su verilemeyeceği
konusunun mahalle halkına duyurulması hususunda;
Bilgilerinizi ve gereğini arz/rica ederim”
Birlik Başkanı Yunus Karaömerlioğlu, Birlik Müdürü Oktay Duraktekin’in imzası ile bu yazı Ceyhan, Yüreğir, Sarıçam ve Karataş’a bağlı 102 köy muhtarına gönderildi. Açıkça çiftçilere güzlük ekim yapmayın, yaparsanız su veremeyeceğiz deniliyor.
Adana Çukurova’da yaşanan su sorunu Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşanıyor. Su sorunu nedeniyle gelecekte üretim azalacak, verim düşecek. Bunun için gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.
KIŞ VE SONRASI ÇOK ZOR GEÇECEK
Geçmişte yani “eski Türkiye”de tarla üretiminin olduğu yaz döneminde sebze ve meyve fiyatları düşerdi. Şimdi tarlada düştü ama tüketici yine pahalıya tüketiyor. Türkiye, gıda enflasyonunda Avrupa’da ilk sırada, dünyada ilk 5 içerisinde.
Yaşananlara bakılırsa önümüzdeki kış ve sonrası çok daha zor geçecek. Çiftçi her üründen zarar ettiği için ne üreteceğini bilmiyor. “Üretime para yatırıp zarar edeceğime parayı bankaya koyar faiz ile geçinirim” diye düşünmeye başladı. Bu bir ülke tarımı için en ciddi tehlikedir.
Sadece bitkisel üretimde değil çiğ sütte, ette de sorun var. Talep olmadığı için sanayiciler çiğ süt alımını azalttı. Ulusal Süt Konseyi’nin litre başına 14 lira 65 kuruş olan çiğ süt referans fiyatını sanayiciler 1 lira aşağı çekti. Et ve Süt Kurumu piyasaya girerek arz fazlası sütü alarak süt tozuna çevirmeye başlayınca süt üreticisi eylem yapmadı.
ÜRETMEZSEK AÇLIK DA KITLIK DA OLUR
Özetle, tarımda olağandışı bir yıl yaşanıyor. Çiftçi ürettiği ürününü satamıyor. Alıcı yok. Birçok üründe teklif edilen fiyat ürünü toplama fiyatından düşük. Çiftçi zarar ediyor. Sesini duyurmak için traktörleri ile yol keserek eylemler yapıyor. Tüketici ise pazara daha az ürün gelmesinden, fiyatların çok yüksek olmasından şikayet ediyor. Üretici geçmişte ürünün fiyatına bakarak üretime karar veriyordu. Bu yıl tüm ürünlerde çiftçideki fiyat düşük. Çiftçi, ne ekeceği konusunda da kararsız. Çiftçi: “Ürettikçe batıyorum. Paramı bankaya yatırsam faizden çok para kazanırdım” diye düşünmeye başladı. Ülke tarımı için en ciddi tehlike de budur. Yapılması gereken öncelikle yaşanan sorunları kabul ederek tarımda acil önlemler paketi hazırlayıp, çiftçinin zararını telafi ederek üretim yapabileceği koşulları sağlamaktır. Bu yapılmazsa hani hep soruluyor ya, aç kalır mıyız? Kıtlık olur mu? Üretmezsek açlık da olur, kıtlık da.