Erol YARAŞ
Köşe Yazarı
Erol YARAŞ
 

Soyer de, maalesef körfezde 'yüzemeyecek'

İzmir halkının yıllardır şikayetçi olduğu koku problemiyle ilgili neler söylemek istersiniz? İzmir’deki kötü kokuyu her mevsim duyuyoruz. Yazın sadece sahil kesimleri değil bütün İzmir, kokudan rahatsız oluyor. Maalesef zamanında yanlış yapılan projelerden kaynaklı sorunu çekiyoruz. Sorunun birinci nedeni; Rahmetli Ahmet Priştina zamanında yapılan kanalların ayrı kanal olarak döşenmesi istendi. Fakat rahmetli Ahmet Priştina, o zamanlar hızla deniz temizlensin diye, düşünülen projenin bazı parçalarını çıkartarak, atık sularla yağmur sularının aynı kanalda toplanmasını sağlayan bir sistem oluşturdular. Bu sistem pek tutmadı. Yalnız kokuyla ilgili değil, İzmir Körfezi’nin de temizlenmemesinin nedeni bu. Fazla yağmurlarda ya da kapasite fazla geldiği zaman tahliye kapakçıkları açılıyor ve atık sular yine denize bırakılıyor. İkinci nedeni ise, koku tamamen Çiğli tarafından geliyor. Oradaki arıtma tesisinin atık çamurunun iyi kurutulmaması nedeniyle, özellikle yaz aylarında güneşle birlikte yoğunlaşan kokular ortaya çıkıyor. Ve tabii dere ağızlarının kokuları İzmir’i sarıyor.  KOCAOĞLU'NUN PROJESİ MAALESEF DEVAM ETMİYOR Şu görünüyor ki Aziz Kocaoğlu zamanında, bu konularda özellikle ayrık sisteme ilişkin projeyle ilgili çalışmalar yapılıyordu. Bu dönemde bunun hızlı yapıldığını ve devam ettiğini pek düşünmüyorum. Bunun yanından bir de kanallar ve rögarlar temizlenmiyor. Bir rögarın başında durduğunuz zaman bile oradan kokunun geldiğini duyuyorsunuz. Bu da şunu gösteriyor ki sonbaharda temizlenmesi gereken rögarlar temizlenmiyor, içinde atıklar kalıyor, yağmurlarla birlikte o atıklar farklı etkileşime giriyo ve yaz aylarında da kuruyunca koku yapıyor.  KOKUNUN NEDENİ; YEREL YÖNETİMLERİN BECERİKSİZLİĞİ Bu koku, turistik bir şehre hiç yakışmıyor. 'Deniz kenarındayız' savunmasını kabul etmiyorum. Çünkü dünyada kıyı şehri olarak yüzlerce şehir var. Kanalın içinde olan Venedik başta olmak üzere, Cannes, Nice, Barcelona, Malaga’da hiçbir koku duyamazsınız. Demek ki bu çözülebilen bir sorun. Kendimi bildim bileli, yıllardır İzmir halkı önce Salhane denen yerden başlayarak, hep koku problemi yaşamıştır, yaşamaya da devam ediyor. Ne yazık ki 30-40 yıldır yerel yönetimler bu sorunu çözemediler. 40 sene önce bazı teknolojiler yoktu, eksiklikler çözülemiyordu diyebiliriz. Ancak artık günümüzün dünyasında bunun çözülmesi lazım. Bana göre bu yerel yönetimlerin beceriksizliği. ‘Yüzülebilir Körfez’ projesinin gerçekleşebileceğine inanıyor musunuz? Her gelen belediye başkanı ‘Körfezde yüzeceğim’ der. Ancak daha yüzen belediye başkanı görmedik. Aynı sözleri Tunç Soyer de söyledi. Ancak Soyer, Aziz Kocaoğlu zamanından kalan körfez temizliğine yönelik projeleri durdurdu. Bir senesi kalan Sayın Soyer, 'Yüzeceğim’ diyor ama körfezde o da yüzemeyecek.  İZMİR CHP'NİN KALESİ DEĞİL Seçimlere bir sene kaldı diyebiliriz, siyaset kulislerindeki hareketlilik de devam ediyor. Türkiye genelinde İYİ Parti’nin yükselişi bariz bir şekilde görülüyor. İzmir bazlı baktığınız zaman nasıl değerlendirirsiniz? 10 yıldır söylüyorum ve yine tekrar ediyorum. Burası bir kale değil ve İzmir’i hiçbir zaman CHP’nin kalesi olarak görmedim. İzmir’in AK Parti’ye bakış açısından dolayı, alternatif bir parti olmadığı için İzmirli CHP’ye oy verdi. Ancak İYİ Parti, merkez sağda alternatif bir parti olarak Türkiye’de yükselişte. Bütün yapılan anketlerde İYİ Parti’nin yüzde 18-20 arasında oyunun olduğu görülüyor. Genel seçimlerde İYİ Parti, ana muhalefet partisi olabilir ve CHP’nin yerini alabilir.  CHP’liler hiçbir zaman bu soruyu kendilerine sormadılar ve sormuyorlar da. Başta ekonominin, dış politikanın bu kadar kötü gittiği ortamda ana muhalefetin her şekilde oy alabileceği bir ortamda CHP, hala yüzde 25-26’yı niye geçemiyor? AK Parti’nin oylarının yüzde 30’a geldiği söyleniyor, yüzde 18’lik bir erime söz konusu. Ancak bu yüzde 18’lik erimenin hiçbiri CHP’ye gelmiyor. Buna karşılık İYİ Parti, yüzde 10’lardan yüzde 20’lere gelmiş durumda. Demek ki halk alternatif parti arıyor.  İYİ PARTİ İZMİR'İ İSTİYOR CHP’nin son yıllarda yerel yönetimlerde ve millletvekillerinde dayatmacılığı karşısında İzmir’de CHP’ye karşı bir bıkkınlık var. İnsanlarda şöyle bir duygu var. Alternatifi olduğu zaman ‘Ben seni cezalandıracağım’ diyor. CHP’nin de alternatifi görünen o ki İYİ Parti. Genel seçimlerde İYİ Parti, yüzde 20'nin üzerinde oy alırsa, yerel yönetimlerde seçimlere kendi başına girecek demektir. Çünkü CHP’yi geçmiş bir İYİ Parti ya tek başına seçime girmek isteyecek ya da ‘Sen beni artık destekle’ diyecek. O zaman İYİ Parti şunu söyleyebilecek, 'Ankara senin İstanbul benim, İzmir senin Adana benim gibi paylaşım yapalım' diyecekler. Mutlaka ve mutlaka İYİ Parti İzmir’i isteyecek. Zaten bunu İYİ Parti’nin şu andaki milletvekilleri ve il başkanı da dahil olmak üzere, tüm yetkilileri bir dahaki dönemde İzmir’de seçime yalnız girmek istiyorlar, ittifak halinde girmek istemiyorlar. Çünkü onlar da artık görüyorlar ki İzmir’de CHP’den bir bıkkınlık, yılgınlık var. O yılgınlığın getirdiği pişmanlıkla İzmir’de çok farklı bir netice elde edeceklerini görüyorlar. Bana göre de bunu yapacaklar. Genel seçimler bunun göstergesi olacak. İYİ Parti genel seçimlerde de İzmir’de birinci parti çıkarsa kimse şaşırmasın.  İZMİR'DE İZMİRLİLER LİSTESİ OLMALI Artık önümüzdeki seçimlerde listelerin ağırlığı önem kazanacak. Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Ankara’dan Adana’dan Trabzon’dan kişileri getirdim İzmir’e koydum. Bunları seçin, bana gönderin’ diyemeyecek. Gerçek İzmirlinin hakettiği şekilde listeler olursa, CHP’ye belki farklı bir bakış açısı olabilir. Ancak görüyorum ki İYİ Parti başta olmak üzere İzmir’i İzmirlilerden oluşabilecek bir liste çok farklı neticeler alacaktır. İZMİR SÜPER LİGSİZ KALDI İzmir sporu hakkında neler söylemek istersiniz? İzmir sporunda Altay çok zor durumda. Eskiden Altaylı bilinen önemli işadamları kulübe başkanlık yapmak için ortaya çıkarlardı ve kulübü sırtlarlardı. Bu seçimlerde kulüp taraftarların arasından çıkan bir yönetime kaldı. Günümüz ekonomi devri, Altay’ın inanılmaz borçları var. Bu borçların altından yönetimin kalkması mümkün değil. Altay 1.Lig’de de çok zor günler yaşayacak. Takım kurmakta çok zorluk çekecek. Altay’a gönül vermiş İzmirli işadamları, bir araya gelse borçları kapatamazlar. Göztepe düştü, İzmir Süper ligsiz kaldı. Şu anda yeni yönetim gelecek, kulüpte değişiklik olacak. Mutlaka iddialı bir takım kuracaklardır. Önümüzdeki yıl Süper Lig’e dönebilecek bir tek Göztepe’yi düşünebiliriz. Altınordu düşmekten zor kurtuldu. Mehmet Seyit Özkan’ın hiçbir şekilde iddialı bir takım kurma gibi düşüncesi yok. Özkan, ‘Süper Lig’e çıkmak istemiyoruz’ demişti.  Menemenspor 2.Lig’e düştü. Karşıyaka yıllardır belli bir yerde ve ‘Çabalama kaptan ben gidemem’ gibi ekonomik sıkıntılardan bir yere gelemiyor. Karşıyaka, futbolda mutlu olamıyor ama basketbolda çok mutlular. Yıllardır da söylenen bir şey var, ‘Karşıyaka’yı futbolda tasfiye edelim, tamamen basketbola yönelelim ve bir basket şehri olalım. Futbola harcayacağımız paranın tamamını baskete verelim.'  Bana göre de güzel bir proje... Spor demek illa ki futbol demek değil. Karşıyaka’nın basket maçlarını izlerken inanılmaz keyif alıyorum. Türkiye’de hiçbir kulübe nasip olmayan bir basket seyircisi var. İnşallah aklı selim galip gelir, sırf basketbol üzerine yoğunlaşarak İzmir’in adını baskette daha farklı duyurur.
Ekleme Tarihi: 21 Haziran 2022 - Salı
Erol YARAŞ

Soyer de, maalesef körfezde 'yüzemeyecek'

İzmir halkının yıllardır şikayetçi olduğu koku problemiyle ilgili neler söylemek istersiniz?

İzmir’deki kötü kokuyu her mevsim duyuyoruz. Yazın sadece sahil kesimleri değil bütün İzmir, kokudan rahatsız oluyor. Maalesef zamanında yanlış yapılan projelerden kaynaklı sorunu çekiyoruz. Sorunun birinci nedeni; Rahmetli Ahmet Priştina zamanında yapılan kanalların ayrı kanal olarak döşenmesi istendi. Fakat rahmetli Ahmet Priştina, o zamanlar hızla deniz temizlensin diye, düşünülen projenin bazı parçalarını çıkartarak, atık sularla yağmur sularının aynı kanalda toplanmasını sağlayan bir sistem oluşturdular. Bu sistem pek tutmadı. Yalnız kokuyla ilgili değil, İzmir Körfezi’nin de temizlenmemesinin nedeni bu. Fazla yağmurlarda ya da kapasite fazla geldiği zaman tahliye kapakçıkları açılıyor ve atık sular yine denize bırakılıyor.

İkinci nedeni ise, koku tamamen Çiğli tarafından geliyor. Oradaki arıtma tesisinin atık çamurunun iyi kurutulmaması nedeniyle, özellikle yaz aylarında güneşle birlikte yoğunlaşan kokular ortaya çıkıyor. Ve tabii dere ağızlarının kokuları İzmir’i sarıyor. 

KOCAOĞLU'NUN PROJESİ MAALESEF DEVAM ETMİYOR

Şu görünüyor ki Aziz Kocaoğlu zamanında, bu konularda özellikle ayrık sisteme ilişkin projeyle ilgili çalışmalar yapılıyordu. Bu dönemde bunun hızlı yapıldığını ve devam ettiğini pek düşünmüyorum. Bunun yanından bir de kanallar ve rögarlar temizlenmiyor. Bir rögarın başında durduğunuz zaman bile oradan kokunun geldiğini duyuyorsunuz. Bu da şunu gösteriyor ki sonbaharda temizlenmesi gereken rögarlar temizlenmiyor, içinde atıklar kalıyor, yağmurlarla birlikte o atıklar farklı etkileşime giriyo ve yaz aylarında da kuruyunca koku yapıyor. 

KOKUNUN NEDENİ; YEREL YÖNETİMLERİN BECERİKSİZLİĞİ

Bu koku, turistik bir şehre hiç yakışmıyor. 'Deniz kenarındayız' savunmasını kabul etmiyorum. Çünkü dünyada kıyı şehri olarak yüzlerce şehir var. Kanalın içinde olan Venedik başta olmak üzere, Cannes, Nice, Barcelona, Malaga’da hiçbir koku duyamazsınız. Demek ki bu çözülebilen bir sorun. Kendimi bildim bileli, yıllardır İzmir halkı önce Salhane denen yerden başlayarak, hep koku problemi yaşamıştır, yaşamaya da devam ediyor. Ne yazık ki 30-40 yıldır yerel yönetimler bu sorunu çözemediler. 40 sene önce bazı teknolojiler yoktu, eksiklikler çözülemiyordu diyebiliriz. Ancak artık günümüzün dünyasında bunun çözülmesi lazım. Bana göre bu yerel yönetimlerin beceriksizliği.

‘Yüzülebilir Körfez’ projesinin gerçekleşebileceğine inanıyor musunuz?
Her gelen belediye başkanı ‘Körfezde yüzeceğim’ der. Ancak daha yüzen belediye başkanı görmedik. Aynı sözleri Tunç Soyer de söyledi. Ancak Soyer, Aziz Kocaoğlu zamanından kalan körfez temizliğine yönelik projeleri durdurdu. Bir senesi kalan Sayın Soyer, 'Yüzeceğim’ diyor ama körfezde o da yüzemeyecek. 

İZMİR CHP'NİN KALESİ DEĞİL

Seçimlere bir sene kaldı diyebiliriz, siyaset kulislerindeki hareketlilik de devam ediyor. Türkiye genelinde İYİ Parti’nin yükselişi bariz bir şekilde görülüyor. İzmir bazlı baktığınız zaman nasıl değerlendirirsiniz?
10 yıldır söylüyorum ve yine tekrar ediyorum. Burası bir kale değil ve İzmir’i hiçbir zaman CHP’nin kalesi olarak görmedim. İzmir’in AK Parti’ye bakış açısından dolayı, alternatif bir parti olmadığı için İzmirli CHP’ye oy verdi. Ancak İYİ Parti, merkez sağda alternatif bir parti olarak Türkiye’de yükselişte. Bütün yapılan anketlerde İYİ Parti’nin yüzde 18-20 arasında oyunun olduğu görülüyor. Genel seçimlerde İYİ Parti, ana muhalefet partisi olabilir ve CHP’nin yerini alabilir. 

CHP’liler hiçbir zaman bu soruyu kendilerine sormadılar ve sormuyorlar da. Başta ekonominin, dış politikanın bu kadar kötü gittiği ortamda ana muhalefetin her şekilde oy alabileceği bir ortamda CHP, hala yüzde 25-26’yı niye geçemiyor? AK Parti’nin oylarının yüzde 30’a geldiği söyleniyor, yüzde 18’lik bir erime söz konusu. Ancak bu yüzde 18’lik erimenin hiçbiri CHP’ye gelmiyor. Buna karşılık İYİ Parti, yüzde 10’lardan yüzde 20’lere gelmiş durumda. Demek ki halk alternatif parti arıyor. 

İYİ PARTİ İZMİR'İ İSTİYOR

CHP’nin son yıllarda yerel yönetimlerde ve millletvekillerinde dayatmacılığı karşısında İzmir’de CHP’ye karşı bir bıkkınlık var. İnsanlarda şöyle bir duygu var. Alternatifi olduğu zaman ‘Ben seni cezalandıracağım’ diyor. CHP’nin de alternatifi görünen o ki İYİ Parti. Genel seçimlerde İYİ Parti, yüzde 20'nin üzerinde oy alırsa, yerel yönetimlerde seçimlere kendi başına girecek demektir. Çünkü CHP’yi geçmiş bir İYİ Parti ya tek başına seçime girmek isteyecek ya da ‘Sen beni artık destekle’ diyecek.

O zaman İYİ Parti şunu söyleyebilecek, 'Ankara senin İstanbul benim, İzmir senin Adana benim gibi paylaşım yapalım' diyecekler. Mutlaka ve mutlaka İYİ Parti İzmir’i isteyecek. Zaten bunu İYİ Parti’nin şu andaki milletvekilleri ve il başkanı da dahil olmak üzere, tüm yetkilileri bir dahaki dönemde İzmir’de seçime yalnız girmek istiyorlar, ittifak halinde girmek istemiyorlar. Çünkü onlar da artık görüyorlar ki İzmir’de CHP’den bir bıkkınlık, yılgınlık var. O yılgınlığın getirdiği pişmanlıkla İzmir’de çok farklı bir netice elde edeceklerini görüyorlar. Bana göre de bunu yapacaklar. Genel seçimler bunun göstergesi olacak. İYİ Parti genel seçimlerde de İzmir’de birinci parti çıkarsa kimse şaşırmasın. 

İZMİR'DE İZMİRLİLER LİSTESİ OLMALI

Artık önümüzdeki seçimlerde listelerin ağırlığı önem kazanacak. Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Ankara’dan Adana’dan Trabzon’dan kişileri getirdim İzmir’e koydum. Bunları seçin, bana gönderin’ diyemeyecek. Gerçek İzmirlinin hakettiği şekilde listeler olursa, CHP’ye belki farklı bir bakış açısı olabilir. Ancak görüyorum ki İYİ Parti başta olmak üzere İzmir’i İzmirlilerden oluşabilecek bir liste çok farklı neticeler alacaktır.

İZMİR SÜPER LİGSİZ KALDI

İzmir sporu hakkında neler söylemek istersiniz?
İzmir sporunda Altay çok zor durumda. Eskiden Altaylı bilinen önemli işadamları kulübe başkanlık yapmak için ortaya çıkarlardı ve kulübü sırtlarlardı. Bu seçimlerde kulüp taraftarların arasından çıkan bir yönetime kaldı. Günümüz ekonomi devri, Altay’ın inanılmaz borçları var. Bu borçların altından yönetimin kalkması mümkün değil. Altay 1.Lig’de de çok zor günler yaşayacak. Takım kurmakta çok zorluk çekecek. Altay’a gönül vermiş İzmirli işadamları, bir araya gelse borçları kapatamazlar.

Göztepe düştü, İzmir Süper ligsiz kaldı. Şu anda yeni yönetim gelecek, kulüpte değişiklik olacak. Mutlaka iddialı bir takım kuracaklardır. Önümüzdeki yıl Süper Lig’e dönebilecek bir tek Göztepe’yi düşünebiliriz.

Altınordu düşmekten zor kurtuldu. Mehmet Seyit Özkan’ın hiçbir şekilde iddialı bir takım kurma gibi düşüncesi yok. Özkan, ‘Süper Lig’e çıkmak istemiyoruz’ demişti. 

Menemenspor 2.Lig’e düştü.

Karşıyaka yıllardır belli bir yerde ve ‘Çabalama kaptan ben gidemem’ gibi ekonomik sıkıntılardan bir yere gelemiyor.
Karşıyaka, futbolda mutlu olamıyor ama basketbolda çok mutlular. Yıllardır da söylenen bir şey var, ‘Karşıyaka’yı futbolda tasfiye edelim, tamamen basketbola yönelelim ve bir basket şehri olalım. Futbola harcayacağımız paranın tamamını baskete verelim.' 

Bana göre de güzel bir proje... Spor demek illa ki futbol demek değil. Karşıyaka’nın basket maçlarını izlerken inanılmaz keyif alıyorum. Türkiye’de hiçbir kulübe nasip olmayan bir basket seyircisi var. İnşallah aklı selim galip gelir, sırf basketbol üzerine yoğunlaşarak İzmir’in adını baskette daha farklı duyurur.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.