Erol YARAŞ
Köşe Yazarı
Erol YARAŞ
 

Sıtkı Şükürer’e cevabımdır!

Öncelikle başka bir platformda devam eden bir tartışmanın cevabını BEN HABER ekranlarından verdiğim için konuyu bilmeyen ve merak edecek olan okuyucularımdan şimdiden özür diliyorum. Konu yaklaşık 400 kişiden fazla insanın bulunduğu ve İzmir’in birçok karar vericisinin yer aldığı bir platformda, bana haksız bir şekilde yazılan bir yazıya verdiğim cevabın sansürlenmesi. Onun için cevap hakkımı buradan kullanıyorum. Kim mi cevap yazımı sansürledi? Ağzından demokrasi, şeffaflık, basın özgürlüğü, insan hakları gibi evrensel değerleri her zaman çok sık kullanan ve birçok sivil toplum kuruluşunda başkanlık, onursal başkanlık, istişare kurulu başkanlığı yapan Sıtkı Şükürer. Tartışma dün benim yazdığım “İzmir’e Buğra Gökçe” yazısı ile başladı. Bu yazımın bahsettiğimiz platformda yayınlanmasından sonra demokratlıkta mangalda kül bırakmayan Sıtkı Şükürer, yazım üzerinden bana bir cevap verdi. Benim de ona karşı yazdığım cevap yazısını, yönetici olduğu platformda anında silerek tek taraflı bir tutum sergiledi. Yine aynı iddiamı tekrarlayarak yazıyorum; adaylıkta bir numarada Buğra Gökçe vardır. Anlamakta zorlandığım şu anda Tunç Soyer’in bir numaralı destekçisi olan ve hatta parti meclisine ve milletvekiliği için belediyeye uğruna 5 bin kişi alınmış Rıfat Nalbantoğlu’ndan daha fazla, göğsünü Soyer için siper eden Sıtkı Şükürer’in gözünün bu kadar karardığı. Şükürer’in, Buğra Gökçe yazımdan sonra bana verdiği cevapta “Buğra Bey’in siyasete heyecan duymadığını, Tunç Soyer dururken CHP Genel Merkezi'nin başka bir adaya yöneleceğine ihtimal vermediğini, belediye başkanları için ikinci dönemin bir gelenek olduğunu, başka bir ismi de İzmirlinin istemeyeceğini, en önemlisi de beni masa başında araştırmadan yazı yazan gazeteciler sınıfına sokup Gökçe’den teyit alınmadan adının speküle edilememesi gerektiğini’’ yazdı. Şimdi sondan başlıyorum.  Sayın Şükürer, siz benim Buğra Gökçe ile görüşüp görüşmediğimi nereden biliyorsunuz? Buğra Gökçe ile bir dostluğumuz vardır ve her zaman görüşürüz. Anlayacağınız dilden yazıyorum. Biz Buğra Bey ile görüşüyoruz! İkinci argümanınız belediye başkanları için ikinci dönemin bir gelenek olduğu görüşünüz. Hangi parti belediye başkan adayını belirlerken ona “iki dönem aday yapılacağının” sözünü verir. Tunç Soyer’e CHP, 2019 yılında böyle bir söz verdi de biz mi bilmiyoruz? İzmirlinin yeni bir ismi hoş görmeyeceğini belirtiyorsunuz. Siz hangi hak ve yetki ile İzmirliler adına konuşuyorsunuz? Bu cesareti ve ayrıcalığı size hangi İzmirli grup verdi? Ve son yanlışınız, Buğra Gökçe’nin yıllardır siyaset yapmak gibi bir düşüncesi vardır ve bunu dostları ile daima paylaşmıştır. Siz Gökçe ile dostluk ilişkiniz yoksa, bilmemeniz normal. O da sizin kaybınız ve sorununuz. Şimdi aydınlatılması gereken çok önemli sorularım var, yazımın başında da yazdım. Demokratlık konusunda mangalda kül bırakmayan Sıtkı Şükürer, neden beğenmediği yazıları yöneticisi olduğu WhatsApp gurubun da sansürlüyor? Ama kendisinin yazdığı veya aslanlar gibi Tunç Soyer’i savunan yazılara hiç sesini çıkartmıyor, sansür sistemini hiç uygulamıyor. Şimdi size daha açık soruyorum? Tunç Soyer’i ölümüne desteklemenizin sebebi nedir? Bir de bu konuda yanınızda, Hamdi Türkmen’in ölümünden sonra adı çok şerefliye çıkan bir büzük taşınız var. Tam Türkçesini yazayım b… yedi başı. Tunç Soyer bir daha aday olmazsa, siz ve bu çok şerefli adam neler kaybedeceksiniz? Ben neler kaybedeceğinizi biliyorum. Cevaplarımı sansürlediğiniz dün geceden beri de oluşturduğunuz platformdaki birçok kişi Tunç Soyer aday olmazsa Sıtkı Şükürer’in neler kaybedeceğini bana yazıyorlar. Yazılanları okudukça sizin için “Tarzan zorda’’ deyimini kullanıyorum. Özellikle size şunu yazayım İzmir’de birçok STK’da üst düzey görev almış bir Sıtkı Şükürer’e bu tavrı yakıştıramıyorlar. İnsanlar bazen kazançlarından fedakârlık yapmasını bilmelidirler. Her şey para pul değildir. Yanınızdaki çok şerefli adam bunu bilmez ama siz o seviyelerde değilsiniz. Soyer koltuktan gittiği zaman maddi ve manevi kayıplarınızın çok olacağı görülüyor.  Ama bu kârdan kayıplar, yıllardır İzmir’de bu güne kadar çektiğiniz çizginin sorgulanmasına yol açmamalıdır. Sayın Şükürer, size daha çok yazabilirim. Buraya kadar yazdıklarımdan siz ne demek istediğimi anlayacak zekâdasınız. Yanınızdaki çok şerefli, bu kavramları pek bilmez! Size son tavsiyem, Tunç Soyer’e göğsünüzü siper etmekteki dozunuzu biraz düşürün. Soyer aday olmazsa, sizin için dünyanın sonu gelmez.  Son not: Israrla yazıyorum İzmir için CHP’nin birinci sırasındaki  adayı Buğra Gökçe’dir. Önümüzdeki hafta Ekrem İmamoğlu ile son değerlendirme yapılıp nihai karar verilecektir. İmamoğlu “Sen 5 yıl daha burada kal’’ derse ikinci adayı da yazacağım. Fakat CHP Genel Merkezi’nde kesinlikle Tunç Soyer ismi ikinci dönem için yoktur. 
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2023 - Çarşamba
Erol YARAŞ

Sıtkı Şükürer’e cevabımdır!

Öncelikle başka bir platformda devam eden bir tartışmanın cevabını BEN HABER ekranlarından verdiğim için konuyu bilmeyen ve merak edecek olan okuyucularımdan şimdiden özür diliyorum.

Konu yaklaşık 400 kişiden fazla insanın bulunduğu ve İzmir’in birçok karar vericisinin yer aldığı bir platformda, bana haksız bir şekilde yazılan bir yazıya verdiğim cevabın sansürlenmesi.

Onun için cevap hakkımı buradan kullanıyorum.

Kim mi cevap yazımı sansürledi?

Ağzından demokrasi, şeffaflık, basın özgürlüğü, insan hakları gibi evrensel değerleri her zaman çok sık kullanan ve birçok sivil toplum kuruluşunda başkanlık, onursal başkanlık, istişare kurulu başkanlığı yapan Sıtkı Şükürer.

Tartışma dün benim yazdığım “İzmir’e Buğra Gökçe” yazısı ile başladı. Bu yazımın bahsettiğimiz platformda yayınlanmasından sonra demokratlıkta mangalda kül bırakmayan Sıtkı Şükürer, yazım üzerinden bana bir cevap verdi. Benim de ona karşı yazdığım cevap yazısını, yönetici olduğu platformda anında silerek tek taraflı bir tutum sergiledi.

Yine aynı iddiamı tekrarlayarak yazıyorum; adaylıkta bir numarada Buğra Gökçe vardır.

Anlamakta zorlandığım şu anda Tunç Soyer’in bir numaralı destekçisi olan ve hatta parti meclisine ve milletvekiliği için belediyeye uğruna 5 bin kişi alınmış Rıfat Nalbantoğlu’ndan daha fazla, göğsünü Soyer için siper eden Sıtkı Şükürer’in gözünün bu kadar karardığı.

Şükürer’in, Buğra Gökçe yazımdan sonra bana verdiği cevapta “Buğra Bey’in siyasete heyecan duymadığını, Tunç Soyer dururken CHP Genel Merkezi'nin başka bir adaya yöneleceğine ihtimal vermediğini, belediye başkanları için ikinci dönemin bir gelenek olduğunu, başka bir ismi de İzmirlinin istemeyeceğini, en önemlisi de beni masa başında araştırmadan yazı yazan gazeteciler sınıfına sokup Gökçe’den teyit alınmadan adının speküle edilememesi gerektiğini’’ yazdı.

Şimdi sondan başlıyorum. 

Sayın Şükürer, siz benim Buğra Gökçe ile görüşüp görüşmediğimi nereden biliyorsunuz?

Buğra Gökçe ile bir dostluğumuz vardır ve her zaman görüşürüz. Anlayacağınız dilden yazıyorum. Biz Buğra Bey ile görüşüyoruz!

İkinci argümanınız belediye başkanları için ikinci dönemin bir gelenek olduğu görüşünüz.

Hangi parti belediye başkan adayını belirlerken ona “iki dönem aday yapılacağının” sözünü verir.

Tunç Soyer’e CHP, 2019 yılında böyle bir söz verdi de biz mi bilmiyoruz?

İzmirlinin yeni bir ismi hoş görmeyeceğini belirtiyorsunuz. Siz hangi hak ve yetki ile İzmirliler adına konuşuyorsunuz? Bu cesareti ve ayrıcalığı size hangi İzmirli grup verdi?

Ve son yanlışınız, Buğra Gökçe’nin yıllardır siyaset yapmak gibi bir düşüncesi vardır ve bunu dostları ile daima paylaşmıştır.

Siz Gökçe ile dostluk ilişkiniz yoksa, bilmemeniz normal. O da sizin kaybınız ve sorununuz.

Şimdi aydınlatılması gereken çok önemli sorularım var, yazımın başında da yazdım.

Demokratlık konusunda mangalda kül bırakmayan Sıtkı Şükürer, neden beğenmediği yazıları yöneticisi olduğu WhatsApp gurubun da sansürlüyor?

Ama kendisinin yazdığı veya aslanlar gibi Tunç Soyer’i savunan yazılara hiç sesini çıkartmıyor, sansür sistemini hiç uygulamıyor.

Şimdi size daha açık soruyorum? Tunç Soyer’i ölümüne desteklemenizin sebebi nedir?

Bir de bu konuda yanınızda, Hamdi Türkmen’in ölümünden sonra adı çok şerefliye çıkan bir büzük taşınız var.

Tam Türkçesini yazayım b… yedi başı.

Tunç Soyer bir daha aday olmazsa, siz ve bu çok şerefli adam neler kaybedeceksiniz?

Ben neler kaybedeceğinizi biliyorum.

Cevaplarımı sansürlediğiniz dün geceden beri de oluşturduğunuz platformdaki birçok kişi Tunç Soyer aday olmazsa Sıtkı Şükürer’in neler kaybedeceğini bana yazıyorlar.

Yazılanları okudukça sizin için “Tarzan zorda’’ deyimini kullanıyorum.

Özellikle size şunu yazayım İzmir’de birçok STK’da üst düzey görev almış bir Sıtkı Şükürer’e bu tavrı yakıştıramıyorlar.

İnsanlar bazen kazançlarından fedakârlık yapmasını bilmelidirler. Her şey para pul değildir.

Yanınızdaki çok şerefli adam bunu bilmez ama siz o seviyelerde değilsiniz.

Soyer koltuktan gittiği zaman maddi ve manevi kayıplarınızın çok olacağı görülüyor. 

Ama bu kârdan kayıplar, yıllardır İzmir’de bu güne kadar çektiğiniz çizginin sorgulanmasına yol açmamalıdır.

Sayın Şükürer, size daha çok yazabilirim.

Buraya kadar yazdıklarımdan siz ne demek istediğimi anlayacak zekâdasınız. Yanınızdaki çok şerefli, bu kavramları pek bilmez!

Size son tavsiyem, Tunç Soyer’e göğsünüzü siper etmekteki dozunuzu biraz düşürün.

Soyer aday olmazsa, sizin için dünyanın sonu gelmez. 

Son not: Israrla yazıyorum İzmir için CHP’nin birinci sırasındaki  adayı Buğra Gökçe’dir. Önümüzdeki hafta Ekrem İmamoğlu ile son değerlendirme yapılıp nihai karar verilecektir.
İmamoğlu “Sen 5 yıl daha burada kal’’ derse ikinci adayı da yazacağım.

Fakat CHP Genel Merkezi’nde kesinlikle Tunç Soyer ismi ikinci dönem için yoktur. 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.