Erol YARAŞ
Köşe Yazarı
Erol YARAŞ
 

Google farikası Nedim Atilla

Nedim Atilla sana çok ama çok ağır bir yazı yazmak için klavyenin başına oturdum. Google ile ne kadar marifetli işler yaptığını tek tek sıralayıp İzmir’e senin gerçek yüzünü gösterecektim. (Bu hakkım saklı) Sonra düşündüm. Senin gibi bir şerefliye değmez dedim. Bak, dün 45 yıllık kardeşim, dostum, yoldaşım olan harika bir insanı toprağa verdim. Hamdi Türkmen… Hani onun ölümünden sonra bir yazı yazdın ya… Şimdi, şerefli Nedim sana soruyorum; Hamdi’den madem bu kadar nefret ediyordun, neden onun sağlığında hakkında tek kelime yazmadın. Fani olmuş bir adamın arkasından atıp tutmak kolay. Çünkü o senin gibi şereflilere cevap veremez Yazında benden de bahsetmişsin Hadi sıkıysa, adamsan, bana da rahmetli Hamdi’ye attığın çamur ve iftiraları atsana. Var mı sende öyle bir yürek? Karanlıkların korkak cücesi! Yazdıklarının bir kelimesi bile doğru değil, EGE TV’de yaptğımız bütün haftalık programının CD’leri bende var. Hepsinde Hamdi ve benim karşımda ‘korkak tavşan’ gibiydin. Google’dan dersini çalışıp gelirdin, ona rağmen yine de konularını savunamazdın. Hatta reklam arasında bize ‘Abi bana çok yüklenmeyin’ cümlen hala kulaklarımda duruyor. Esas cahil sensin! Merak ediyorum, google olmasaydı bu hayatta ne yapacaktın? Sende vicdan ve insan sevgisinin olmadığı, Hamdi’ye yazdığın yazının son cümlesinde açıkça var. Buraya o cümleyi tekrar yazayım da, herkes senin ne kadar şerefli bir adam olduğunu bir kez daha anlasın. Adeta sevgili Türkmen’in yıllardır yaşadığı, kötü hastalıktan ve çektiği acılardan zevk alır gibi, şöyle yazmışsın: ‘’Son beş yıldır cehennemi dünyada yaşadı’’ İnsan düşmanına böyle bir söz sarf etmez! Ama sen, insanlıktan nasibini almadığın için olmayan kalbinden bunları geçirip, yazıya döküp paylaşmışsın. Mekanı cennet olsun, Hamdi’nin sana yaptığı iyilikleri tüm eski Yeni Asır çalışanları ve basın camiası çok iyi bilir. Yaa... Şerefli Nedim, benim sana yaptıklarım... Yazıda hiç utanmadan benden de bahsetmişsin. EGE TV’de iki kere kapıma geldin, benden ağlayarak iş istedin. İkisinde de sana EGE TV’nin kapılarını açtım. (Çok üstüme gelirsen neden ağladığını da bir sonraki yazımda açıklarım) Anlamadığım, yaşamında sana çok büyük iyilikler yapmış, Ben ve Hamdi’ye bu kinin nereden geliyor? Rahmetli ve ben, sana iyilik ve ekmekten başka bir şey vermedik. Olmayan kuyruk acını daha açık yaz da, tüm İzmir yeniden senin nasıl bir mal olduğunu anlasın. Yazında değindiğin konulardan bir tanesini, yıllardır senin gibi temeli olmadan iddia eden şahıs hapis cezası aldı. İstiyorsan aynı iddiaları sen de devam ettir, seni de mahkemede titrerken görmek bana ayrı bir zevk verecektir. Şerefli Nedim... Sana çok ağır hakaretlerle bu yazıyı tamamlardım, ama o zaman senin seviyene düşmüş olacaktım... İnanıyorum ki, sevgili kardeşim Hamdi de şu anda bana cennetten ‘Ellerine sağlık Erol kardeş, ben de altına imzamı atıyorum’ diyordur. Yazımı Erdal İzgi’nin Hamdi için yazdığın yazıdan sonra bana attığı mesaj ile bitirmek istiyorum. İzgi senin için diyor ki; “Muhatap alınacak kişi değil. İsmi cismi çoktan bitmiş, iflas etmiş. Her dönem birinin kapısında tescilli... İyilik cezasız kalmaz. Nankör olduğu ortada, sal ipini gitsin.” Yazında ismi geçen Erdal İzgi’nin de seninle ilgili düşünceleri böyle... Bak Şerefli Nedim, yazımın sonuna birçok fotoğraf ekledim. İzmirliler sevgili Hamdi’yi nasıl bağırlarına bastılar gör diye... Sana en güzel cevabı aslında İzmirliler verdi. Hamdi’ye, siyasetçisinden iş insanına, oda başkanlarından birçok sivil toplum örgütü üyelerine, en önemlisi de tüm meslektaşları ve İzmirliler sahip çıktı. Şerefli Nedim, bu sevgiyi, bu saygıyı, bu minneti, bu vefayı ancak insan olan anlar...
Ekleme Tarihi: 09 Ağustos 2022 - Salı
Erol YARAŞ

Google farikası Nedim Atilla

Nedim Atilla sana çok ama çok ağır bir yazı yazmak için klavyenin başına oturdum.

Google ile ne kadar marifetli işler yaptığını tek tek sıralayıp İzmir’e senin gerçek yüzünü gösterecektim. (Bu hakkım saklı)

Sonra düşündüm.

Senin gibi bir şerefliye değmez dedim.

Bak, dün 45 yıllık kardeşim, dostum, yoldaşım olan harika bir insanı toprağa verdim.

Hamdi Türkmen…

Hani onun ölümünden sonra bir yazı yazdın ya…

Şimdi, şerefli Nedim sana soruyorum;

Hamdi’den madem bu kadar nefret ediyordun, neden onun sağlığında hakkında tek kelime yazmadın.

Fani olmuş bir adamın arkasından atıp tutmak kolay.

Çünkü o senin gibi şereflilere cevap veremez

Yazında benden de bahsetmişsin

Hadi sıkıysa, adamsan, bana da rahmetli Hamdi’ye attığın çamur ve iftiraları atsana.

Var mı sende öyle bir yürek?

Karanlıkların korkak cücesi!

Yazdıklarının bir kelimesi bile doğru değil, EGE TV’de yaptğımız bütün haftalık programının CD’leri bende var.

Hepsinde Hamdi ve benim karşımda ‘korkak tavşan’ gibiydin.

Google’dan dersini çalışıp gelirdin, ona rağmen yine de konularını savunamazdın.

Hatta reklam arasında bize ‘Abi bana çok yüklenmeyin’ cümlen hala kulaklarımda duruyor.

Esas cahil sensin!

Merak ediyorum, google olmasaydı bu hayatta ne yapacaktın?

Sende vicdan ve insan sevgisinin olmadığı, Hamdi’ye yazdığın yazının son cümlesinde açıkça var.

Buraya o cümleyi tekrar yazayım da, herkes senin ne kadar şerefli bir adam olduğunu bir kez daha anlasın.

Adeta sevgili Türkmen’in yıllardır yaşadığı, kötü hastalıktan ve çektiği acılardan zevk alır gibi, şöyle yazmışsın:

‘’Son beş yıldır cehennemi dünyada yaşadı’’

İnsan düşmanına böyle bir söz sarf etmez!

Ama sen, insanlıktan nasibini almadığın için olmayan kalbinden bunları geçirip, yazıya döküp paylaşmışsın.

Mekanı cennet olsun, Hamdi’nin sana yaptığı iyilikleri tüm eski Yeni Asır çalışanları ve basın camiası çok iyi bilir.

Yaa... Şerefli Nedim, benim sana yaptıklarım...

Yazıda hiç utanmadan benden de bahsetmişsin.

EGE TV’de iki kere kapıma geldin, benden ağlayarak iş istedin. İkisinde de sana EGE TV’nin kapılarını açtım. (Çok üstüme gelirsen neden ağladığını da bir sonraki yazımda açıklarım)

Anlamadığım, yaşamında sana çok büyük iyilikler yapmış, Ben ve Hamdi’ye bu kinin nereden geliyor?

Rahmetli ve ben, sana iyilik ve ekmekten başka bir şey vermedik.

Olmayan kuyruk acını daha açık yaz da, tüm İzmir yeniden senin nasıl bir mal olduğunu anlasın.

Yazında değindiğin konulardan bir tanesini, yıllardır senin gibi temeli olmadan iddia eden şahıs hapis cezası aldı.

İstiyorsan aynı iddiaları sen de devam ettir, seni de mahkemede titrerken görmek bana ayrı bir zevk verecektir.

Şerefli Nedim...

Sana çok ağır hakaretlerle bu yazıyı tamamlardım, ama o zaman senin seviyene düşmüş olacaktım...

İnanıyorum ki, sevgili kardeşim Hamdi de şu anda bana cennetten ‘Ellerine sağlık Erol kardeş, ben de altına imzamı atıyorum’ diyordur.

Yazımı Erdal İzgi’nin Hamdi için yazdığın yazıdan sonra bana attığı mesaj ile bitirmek istiyorum.

İzgi senin için diyor ki; “Muhatap alınacak kişi değil. İsmi cismi çoktan bitmiş, iflas etmiş. Her dönem birinin kapısında tescilli... İyilik cezasız kalmaz. Nankör olduğu ortada, sal ipini gitsin.”

Yazında ismi geçen Erdal İzgi’nin de seninle ilgili düşünceleri böyle...

Bak Şerefli Nedim, yazımın sonuna birçok fotoğraf ekledim.

İzmirliler sevgili Hamdi’yi nasıl bağırlarına bastılar gör diye...

Sana en güzel cevabı aslında İzmirliler verdi.

Hamdi’ye, siyasetçisinden iş insanına, oda başkanlarından birçok sivil toplum örgütü üyelerine, en önemlisi de tüm meslektaşları ve İzmirliler sahip çıktı.

Şerefli Nedim, bu sevgiyi, bu saygıyı, bu minneti, bu vefayı ancak insan olan anlar...

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.