Erol YARAŞ
Köşe Yazarı
Erol YARAŞ
 

Büyükşehirden başlayan değişim ilçelere de yansıyacak!

Yerel seçimlere yaklaşık 3 ay gibi bir süre kalırken, siyasetin nabzı esas 15 Ocak'tan sonra atmaya başlayacak. Partilerin aday belirleme süreçleri devam ederken, üç büyükşehirden İzmir odak noktasında. İYİ Parti'nin adayı Ümit Özlale aylar öncesinden açıklanırken, esas merakla beklenen CHP ve AK Parti'nin adaylarının kim olacağı?  Gazeteci Erol Yaraş, İzmir'de yaşanan yerel seçim trafiğinde partiler ve aday bazlı yaşananları değerlendirdi. Yerel seçimlere üç ay gibi kısa bir süre kaldı. İzmir özelinde partilerin aday belirleme sürecini nasıl değerlendiyorsunuz? İzmir'de ve ilçelerinde genelde Cumhuriyet Halk partili adaylar kazandığı için aday adaylığı bolluğu yaşanıyor. Urla aday adayı sayısı 50'ye yakın... Elbette aday olmak herkesin hakkıdır, kimse kimseyi niye aday adayı oluyorsun diye sorgulayamaz. Sonunda bunlar anayasal haktır ancak vatandaş beldesine en faydalı olacak aday gösterilsin istiyor. Çünkü 2019'da adaylar tamamen ahbap çavuş ilişkileriyle ve o günkü yetkililerin yakınlarının işe alınması gibi bir takım maddi sebeplerden dolayı kendi adaylarını bölgede yaşayan halk istememesine rağmen dayatmalar yaşandı. Bu adayların dayatılması neticesinde de Menemen, Foça, Menderes ve Urla'da 5 yıl İzmir tatsız olaylara sahne oldu.  MEMNUNİYETSİZLİK DİKKATE ALINMALI CHP'nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel, böyle bir dayatmacılığın olmayacağını, vatandaşın sesine kulak verileceğini ve memnuniyet anketleri yapılarak aday belirleneceğini söylüyor. Özel, inşallah bu sözlerinin arkasında durur. Mesela örnek vermek gerekirse, Karşıyaka'daki memnuniyet anketlerinden mevcut belediye başkanının çıkmadığını herkes görüyor ve yaşayanlar da biliyor. Eğer Özgür Özel, kendisini kurultaydan önce çıkıp destekledi diye Karşıyaka Belediye Başkanını tekrar aday gösterirse, bu sefer kendi sözüne de ters düşmüş olur. Aynı şey Büyükşehir Belediyesi için de geçerli. Yapılan memnuniyet anketlerinde mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yeterli oyu almadığını herkes artık biliyor. Sokağa çıktığınız zaman da kiminle konuşsanız memnuniyetin ne olup olmadığını çok rahat görüyorsunuz.  AK PARTİ’DE HAMZA DAĞ AK Parti açısından baktığımızda, kendi içlerinde memnuniyet anketi tarzında sandık kuruyorlar  ama çoğunlukla AK Parti Genel Merkezi'nin sandıklarla pek paralel doğrultuda hareket etmediğini görebiliyoruz. Ben, partili delegelere dayalı sandık olaylarında doğru adayın çıkacağına inanmıyorum çünkü sonunda aday ve oy veren delegeler belli bir şekilde iç içe geçmiş oluyorlar. Yani bir menfaat zincirinin en tepeden tabana doğru yayılması olarak şekilleniyor. Bu işler CHP'de de böyle oluyor. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tanıdıklarıyla konuşuyor ve sonunda sandıktan ne çıkarsa çıksın kendi kararını kendisi veriyor. Fakat benim beklentim, AK  Parti bu sefer yerelden bir kişi bulacak. Çünkü iki dönemdir hep İzmir dışından adaylar koydu, yüksek oy almalarına rağmen seçilemediler. Ama görünen ve Ankara’dan güvenilir kaynaklardan gelen bilgilere göre Ak Parti’nin çok büyük bir süpriz olmazsa Hamza Dağ. İYİ PARTİ İYİ Parti aylar öncesinden Ümit Özlale'nin adaylığını açıkladı. Ancak İzmir'de hep 'oylar bölünmesin' diye bir düşünce olmuştur. Özellikle ilçelerde bazı adaylara sırf oylar bölünmesin diye oy verildiğini biliyoruz. Açıkçası Ümit Özlale'nin şansının pek olduğunu düşünmüyorum. Oylar bölünmesin diye CHP'nin adayı güçlü olacaktır. Ancak CHP'nin çıkaracağı adayın kimliği de çok önemli bir rol oynayacak. Bazı anket şirketlerinin yayımladığı sonuçları gerçekçi buluyor musunuz, nasıl yorumlarsınız? Bazı anket şirketleri çok komik bir durumda. Mevcut belediye başkanlarını İzmir'de açık ara birinci göstermeye başladılar. Yani bu nedir? Parayı verdin mi, 'Erol Yaraş, İzmir'i en iyi toparlayacak aday' diye anketten çıkartırım. Bunu yapan anket şirketlerinin yanında düzgün yapan anket şirketleri de var. Düşündüğünüz mevcut isimleri topluma sormalısınız, partilinize değil. Çünkü partili sonunda kendi geleceği doğrultusunda kararlar verebiliyor. Halk kimi istiyor? İzmir'de 5 yılda yapılanlarla ilgili halk kimi düşünüyor? Bağımsız anket şirketlerine yaptırırsınız, çapraz sorgulatırsınız. Sonunda da açık ara birinci çıkan adayı İzmirli'ye gösterirsiniz. Genel başkanların her şehirde tanıdığı vardır ve bunlar siyaset dışı insanlardır. Siyasetle hiçbir beklentileri olmadığı için o kişiler genel başkana doğruları söylerler. Kendiniz de araştırırsınız, gelen neticelerle onları karşılaştırırsanız ve karar verirsiniz. İzmir'in mevcut belediye başkanı Soyer'i başarılı buluyor musunuz? CHP'ye gelirsek, mevcut belediye başkanıyla devam edileceğini düşünmüyorum. Bunu zaten açık açık belli ediyorlar. Bazıları “mevcut başkanın 2 dönem hakkıdır” diye söylüyorlar, ileriki günlerde Ben Haber olarak o konuya ayrıntılı olarak gireceğiz. Ancak şu anda açıkça söyleyebilirim ki, iki dönem falan diye böyle yazılı bir kural yok. Eğer halk memnun değilse, memnuniyet anketlerinde de bu başkan çıkmıyorsa öyle hak falan olamaz. Ayrıca mevcut başkan Tunç Soyer'in de öyle çok büyük projeler yaptığına inanmıyorum. Yapılanların hepsi zaten Aziz Kocaoğlu döneminde projelendirip ihalesi yapılmış ve yola çıkmış projeler, kimisi de projesi yapılmış onay bekleyenler. Arıtma tesisleri dahil hepsi çalışan bir şehir, Soyer döneminde kokan şehire dönüştü. Esasında Tunç Soyer, bu şehirde çok farklı konularda araştırılıp eleştirilebilecek bir 5 yıl geçirdi. Onun için ben Tunç Soyer'in ikinci dönem devam edeceğini düşünmüyorum. İzmir'de bir değişiklik olacak. Mevcut adaylar içinden mutlaka bir tanesini genel merkez araştırıyordur.  BUĞRA GÖKÇE'YE “İTHAL” DEMEK BÜYÜK HAKSIZLIK Aday adayları arasından Buğra Gökçe'yi ithal aday olarak görmüyorum. Yaşamının belli bir bölümünü İzmir'de geçirmiş, büyükşehirde görev almış ve ondan evvel de İzmir'i çok iyi bilen bir bürokrat. Zaten anadan babadan doğma İzmirli mi arıyoruz? Aziz Kocaoğlu İzmirli miydi? Yıllar evvel gelmiş, İzmir'e yerleşmiş belediye başkanlığı yaptı. Burhan Özfatura doğma büyüme İzmirli miydi? Artık bu kavramı ortadan kaldırmamız lazım. Yani insanın doğduğu değil, doyduğu yer önemlidir. Benim için İzmir'e bakış açısı önemlidir. Bu bakımdan dolayı Buğra Bey ile ilgili ithal aday cümlelerine katılmıyorum. Diğer adaylar kadar onun da aday olma hakkı vardır.  Bir takım kesimler Buğra Bey'i ciddi olarak rakip gördükleri için belden aşağı vuruyorlar. Ben belden aşağı kimsenin yıpratılmasına razı gelmem, prensibim de değildir. Buğra Bey'in ithal olduğunu, İzmir'de yaşamadığını söylüyorlar. Halbuki İstanbul'a gittiği zaman bile ailesi burada kaldı ve İzmir'den bağını koparmadı. Ondan evvel zaten 9-10 yıl Büyükşehir Belediyesi'nde çalıştı. Şimdi bu kişiye 'Sen İzmirli değilsin, dışarıdan geldin' demek haksızlık olur. Yoksa milletvekilliğinde İzmir'in birinci sırasına Atatürk'le sıkıntısı olan adamı koydular ve İzmirli'ye seçtirdiler. Bunlara karşıyım. Ama Buğra Gökce'nin konumu İzmir'in birinci sırasından seçilen Atatürk'e her türlü yazıları yazmış, gazeteci gibi değil, onu ayırt edelim.  İZMİR'DE ÖN PLANDA OLAN İSİMLER VAR 15 Ocak'ta çıkacak gazetemizde kimlerin ipi göğüsleyeceğini isim vererek rahatça konuşabilirim. Şu anda mevcut 2-3 kişi ön plana çıkıyor. O 2-3 kişiden hangilerinin eleneceğini, hangisinin elenmeyeceğini önümüzdeki günlerdeki gelişmeler gösterecek. Ama hemen hemen şu anda ipi göğüsleyecek olan 3 kişi belli. Bunu artık İzmirli de partili de biliyor ama son yapılacak olan anketler kimi işaret edecek 15-20 gün içinde göreceğiz.  İzmir'de bir değişim olacaktır, bunun altını çizmek lazım. Değişim de büyükşehirden başlayacak bazı ilçelere kadar etkili olacaktır. Hatta ilçeleri de açıkça söyleyeyim, Foça, Menemen, Menderes, Karaburun, Balçova ve Kemalpaşa'da değişim bekliyorum. Mesela Çeşme'ye herkes yüzde 100 kesin gözüyle bakıyor, ancak ben bakmıyorum, Çeşme'de bir değişim olabilir. KILIÇDAROĞLU KAYBETMEYİ HAZMEDEMEDİ Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu arasında çatışma yok gibi gösterilse de arkadan İmamoğlu'nun bu süreci yürüttüğü söyleniyor. Siz bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz? Kemal Kılıçdaroğlu'nu zamanında destekleyen ve hala ilişkisi olan bir takım medyanın bu konuyu köpürttüğüne inanıyorum. Çünkü Kemal Bey, o koltuğu kaybetmeyi hala hazmedemedi. Onun için de eğer böyle iki başlılık Cumhuriyet Halk Partisi'nde olur ve bu iki başlılıkla Cumhuriyet Halk Partisi seçimlere girer, başarısız bir sonuç çıkarsa, yeniden bir kurultay yaparım ve yeniden genel başkan olurum düşüncesinde. Bugüne kadar Cumhuriyet Halk Partisi'ne yaptığı kötülükler yetmiyormuş gibi şu anda da bu şekilde bir planının olduğuna inanıyorum. Ben, Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel'in kendi aralarında değil ama basın tarafından kavga ettirildiği imajının topluma yayıldığına inanıyorum. Elbette herkes biliyor ki, İmamoğlu bir dahaki dönemin Cumhurbaşkanı adayı, Özgür Özel ise Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı. Zaten İmamoğlu'nun genel başkanlıkta gözü olsaydı adaylığını koyardı. Şimdi böyle bir hedefe baktığınız zaman niye Özgür Özel ile çatışsınlar? Sonunda Özgür Özel de kendi partisinden birinin Cumhurbaşkanı olmasını istemez mi? İkisinin de hedefi farklı... Mevki kavgası olmadıktan sonra niye ikisi birbirleriyle rakip olsunlar? Bu benim mantığımın kabul etmediği bir olay. Bunu tamamen farklı bir şekilde kavgalıymış gibi topluma yansıtıp Cumhuriyet Halk Partisi hala işte genel başkanını seçemedi, bir tane eş başkan var havası yaratıp, Özgür Özel'i ve CHP'yi yıpratarak başarısız olmasını sağlayıp, tekrardan kurultayla Kemal kılıçdaroğlu'nun başa gelmesini sağlamak, tamamen hedef bu.
Ekleme Tarihi: 02 Ocak 2024 - Salı
Erol YARAŞ

Büyükşehirden başlayan değişim ilçelere de yansıyacak!

Yerel seçimlere yaklaşık 3 ay gibi bir süre kalırken, siyasetin nabzı esas 15 Ocak'tan sonra atmaya başlayacak. Partilerin aday belirleme süreçleri devam ederken, üç büyükşehirden İzmir odak noktasında.

İYİ Parti'nin adayı Ümit Özlale aylar öncesinden açıklanırken, esas merakla beklenen CHP ve AK Parti'nin adaylarının kim olacağı? 

Gazeteci Erol Yaraş, İzmir'de yaşanan yerel seçim trafiğinde partiler ve aday bazlı yaşananları değerlendirdi.

Yerel seçimlere üç ay gibi kısa bir süre kaldı. İzmir özelinde partilerin aday belirleme sürecini nasıl değerlendiyorsunuz?
İzmir'de ve ilçelerinde genelde Cumhuriyet Halk partili adaylar kazandığı için aday adaylığı bolluğu yaşanıyor. Urla aday adayı sayısı 50'ye yakın... Elbette aday olmak herkesin hakkıdır, kimse kimseyi niye aday adayı oluyorsun diye sorgulayamaz. Sonunda bunlar anayasal haktır ancak vatandaş beldesine en faydalı olacak aday gösterilsin istiyor. Çünkü 2019'da adaylar tamamen ahbap çavuş ilişkileriyle ve o günkü yetkililerin yakınlarının işe alınması gibi bir takım maddi sebeplerden dolayı kendi adaylarını bölgede yaşayan halk istememesine rağmen dayatmalar yaşandı. Bu adayların dayatılması neticesinde de Menemen, Foça, Menderes ve Urla'da 5 yıl İzmir tatsız olaylara sahne oldu. 

MEMNUNİYETSİZLİK DİKKATE ALINMALI
CHP'nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel, böyle bir dayatmacılığın olmayacağını, vatandaşın sesine kulak verileceğini ve memnuniyet anketleri yapılarak aday belirleneceğini söylüyor. Özel, inşallah bu sözlerinin arkasında durur. Mesela örnek vermek gerekirse, Karşıyaka'daki memnuniyet anketlerinden mevcut belediye başkanının çıkmadığını herkes görüyor ve yaşayanlar da biliyor. Eğer Özgür Özel, kendisini kurultaydan önce çıkıp destekledi diye Karşıyaka Belediye Başkanını tekrar aday gösterirse, bu sefer kendi sözüne de ters düşmüş olur. Aynı şey Büyükşehir Belediyesi için de geçerli. Yapılan memnuniyet anketlerinde mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yeterli oyu almadığını herkes artık biliyor. Sokağa çıktığınız zaman da kiminle konuşsanız memnuniyetin ne olup olmadığını çok rahat görüyorsunuz. 

AK PARTİ’DE HAMZA DAĞ
AK Parti açısından baktığımızda, kendi içlerinde memnuniyet anketi tarzında sandık kuruyorlar  ama çoğunlukla AK Parti Genel Merkezi'nin sandıklarla pek paralel doğrultuda hareket etmediğini görebiliyoruz. Ben, partili delegelere dayalı sandık olaylarında doğru adayın çıkacağına inanmıyorum çünkü sonunda aday ve oy veren delegeler belli bir şekilde iç içe geçmiş oluyorlar.

Yani bir menfaat zincirinin en tepeden tabana doğru yayılması olarak şekilleniyor. Bu işler CHP'de de böyle oluyor. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tanıdıklarıyla konuşuyor ve sonunda sandıktan ne çıkarsa çıksın kendi kararını kendisi veriyor. Fakat benim beklentim, AK  Parti bu sefer yerelden bir kişi bulacak. Çünkü iki dönemdir hep İzmir dışından adaylar koydu, yüksek oy almalarına rağmen seçilemediler. Ama görünen ve Ankara’dan güvenilir kaynaklardan gelen bilgilere göre Ak Parti’nin çok büyük bir süpriz olmazsa Hamza Dağ.

İYİ PARTİ
İYİ Parti aylar öncesinden Ümit Özlale'nin adaylığını açıkladı. Ancak İzmir'de hep 'oylar bölünmesin' diye bir düşünce olmuştur. Özellikle ilçelerde bazı adaylara sırf oylar bölünmesin diye oy verildiğini biliyoruz. Açıkçası Ümit Özlale'nin şansının pek olduğunu düşünmüyorum. Oylar bölünmesin diye CHP'nin adayı güçlü olacaktır. Ancak CHP'nin çıkaracağı adayın kimliği de çok önemli bir rol oynayacak.

Bazı anket şirketlerinin yayımladığı sonuçları gerçekçi buluyor musunuz, nasıl yorumlarsınız?
Bazı anket şirketleri çok komik bir durumda. Mevcut belediye başkanlarını İzmir'de açık ara birinci göstermeye başladılar. Yani bu nedir? Parayı verdin mi, 'Erol Yaraş, İzmir'i en iyi toparlayacak aday' diye anketten çıkartırım. Bunu yapan anket şirketlerinin yanında düzgün yapan anket şirketleri de var. Düşündüğünüz mevcut isimleri topluma sormalısınız, partilinize değil. Çünkü partili sonunda kendi geleceği doğrultusunda kararlar verebiliyor. Halk kimi istiyor? İzmir'de 5 yılda yapılanlarla ilgili halk kimi düşünüyor? Bağımsız anket şirketlerine yaptırırsınız, çapraz sorgulatırsınız. Sonunda da açık ara birinci çıkan adayı İzmirli'ye gösterirsiniz. Genel başkanların her şehirde tanıdığı vardır ve bunlar siyaset dışı insanlardır. Siyasetle hiçbir beklentileri olmadığı için o kişiler genel başkana doğruları söylerler. Kendiniz de araştırırsınız, gelen neticelerle onları karşılaştırırsanız ve karar verirsiniz.

İzmir'in mevcut belediye başkanı Soyer'i başarılı buluyor musunuz?
CHP'ye gelirsek, mevcut belediye başkanıyla devam edileceğini düşünmüyorum. Bunu zaten açık açık belli ediyorlar. Bazıları “mevcut başkanın 2 dönem hakkıdır” diye söylüyorlar, ileriki günlerde Ben Haber olarak o konuya ayrıntılı olarak gireceğiz. Ancak şu anda açıkça söyleyebilirim ki, iki dönem falan diye böyle yazılı bir kural yok. Eğer halk memnun değilse, memnuniyet anketlerinde de bu başkan çıkmıyorsa öyle hak falan olamaz. Ayrıca mevcut başkan Tunç Soyer'in de öyle çok büyük projeler yaptığına inanmıyorum. Yapılanların hepsi zaten Aziz Kocaoğlu döneminde projelendirip ihalesi yapılmış ve yola çıkmış projeler, kimisi de projesi yapılmış onay bekleyenler. Arıtma tesisleri dahil hepsi çalışan bir şehir, Soyer döneminde kokan şehire dönüştü. Esasında Tunç Soyer, bu şehirde çok farklı konularda araştırılıp eleştirilebilecek bir 5 yıl geçirdi. Onun için ben Tunç Soyer'in ikinci dönem devam edeceğini düşünmüyorum. İzmir'de bir değişiklik olacak. Mevcut adaylar içinden mutlaka bir tanesini genel merkez araştırıyordur. 

BUĞRA GÖKÇE'YE “İTHAL” DEMEK BÜYÜK HAKSIZLIK
Aday adayları arasından Buğra Gökçe'yi ithal aday olarak görmüyorum. Yaşamının belli bir bölümünü İzmir'de geçirmiş, büyükşehirde görev almış ve ondan evvel de İzmir'i çok iyi bilen bir bürokrat. Zaten anadan babadan doğma İzmirli mi arıyoruz? Aziz Kocaoğlu İzmirli miydi? Yıllar evvel gelmiş, İzmir'e yerleşmiş belediye başkanlığı yaptı. Burhan Özfatura doğma büyüme İzmirli miydi? Artık bu kavramı ortadan kaldırmamız lazım. Yani insanın doğduğu değil, doyduğu yer önemlidir. Benim için İzmir'e bakış açısı önemlidir. Bu bakımdan dolayı Buğra Bey ile ilgili ithal aday cümlelerine katılmıyorum. Diğer adaylar kadar onun da aday olma hakkı vardır. 

Bir takım kesimler Buğra Bey'i ciddi olarak rakip gördükleri için belden aşağı vuruyorlar. Ben belden aşağı kimsenin yıpratılmasına razı gelmem, prensibim de değildir. Buğra Bey'in ithal olduğunu, İzmir'de yaşamadığını söylüyorlar. Halbuki İstanbul'a gittiği zaman bile ailesi burada kaldı ve İzmir'den bağını koparmadı. Ondan evvel zaten 9-10 yıl Büyükşehir Belediyesi'nde çalıştı. Şimdi bu kişiye 'Sen İzmirli değilsin, dışarıdan geldin' demek haksızlık olur. Yoksa milletvekilliğinde İzmir'in birinci sırasına Atatürk'le sıkıntısı olan adamı koydular ve İzmirli'ye seçtirdiler. Bunlara karşıyım. Ama Buğra Gökce'nin konumu İzmir'in birinci sırasından seçilen Atatürk'e her türlü yazıları yazmış, gazeteci gibi değil, onu ayırt edelim. 

İZMİR'DE ÖN PLANDA OLAN İSİMLER VAR
15 Ocak'ta çıkacak gazetemizde kimlerin ipi göğüsleyeceğini isim vererek rahatça konuşabilirim. Şu anda mevcut 2-3 kişi ön plana çıkıyor. O 2-3 kişiden hangilerinin eleneceğini, hangisinin elenmeyeceğini önümüzdeki günlerdeki gelişmeler gösterecek. Ama hemen hemen şu anda ipi göğüsleyecek olan 3 kişi belli. Bunu artık İzmirli de partili de biliyor ama son yapılacak olan anketler kimi işaret edecek 15-20 gün içinde göreceğiz. 

İzmir'de bir değişim olacaktır, bunun altını çizmek lazım. Değişim de büyükşehirden başlayacak bazı ilçelere kadar etkili olacaktır. Hatta ilçeleri de açıkça söyleyeyim, Foça, Menemen, Menderes, Karaburun, Balçova ve Kemalpaşa'da değişim bekliyorum. Mesela Çeşme'ye herkes yüzde 100 kesin gözüyle bakıyor, ancak ben bakmıyorum, Çeşme'de bir değişim olabilir.

KILIÇDAROĞLU KAYBETMEYİ HAZMEDEMEDİ

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu arasında çatışma yok gibi gösterilse de arkadan İmamoğlu'nun bu süreci yürüttüğü söyleniyor. Siz bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?
Kemal Kılıçdaroğlu'nu zamanında destekleyen ve hala ilişkisi olan bir takım medyanın bu konuyu köpürttüğüne inanıyorum. Çünkü Kemal Bey, o koltuğu kaybetmeyi hala hazmedemedi. Onun için de eğer böyle iki başlılık Cumhuriyet Halk Partisi'nde olur ve bu iki başlılıkla Cumhuriyet Halk Partisi seçimlere girer, başarısız bir sonuç çıkarsa, yeniden bir kurultay yaparım ve yeniden genel başkan olurum düşüncesinde. Bugüne kadar Cumhuriyet Halk Partisi'ne yaptığı kötülükler yetmiyormuş gibi şu anda da bu şekilde bir planının olduğuna inanıyorum. Ben, Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel'in kendi aralarında değil ama basın tarafından kavga ettirildiği imajının topluma yayıldığına inanıyorum. Elbette herkes biliyor ki, İmamoğlu bir dahaki dönemin Cumhurbaşkanı adayı, Özgür Özel ise Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı. Zaten İmamoğlu'nun genel başkanlıkta gözü olsaydı adaylığını koyardı. Şimdi böyle bir hedefe baktığınız zaman niye Özgür Özel ile çatışsınlar? Sonunda Özgür Özel de kendi partisinden birinin Cumhurbaşkanı olmasını istemez mi? İkisinin de hedefi farklı... Mevki kavgası olmadıktan sonra niye ikisi birbirleriyle rakip olsunlar? Bu benim mantığımın kabul etmediği bir olay. Bunu tamamen farklı bir şekilde kavgalıymış gibi topluma yansıtıp Cumhuriyet Halk Partisi hala işte genel başkanını seçemedi, bir tane eş başkan var havası yaratıp, Özgür Özel'i ve CHP'yi yıpratarak başarısız olmasını sağlayıp, tekrardan kurultayla Kemal kılıçdaroğlu'nun başa gelmesini sağlamak, tamamen hedef bu.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.