Erol YARAŞ
Köşe Yazarı
Erol YARAŞ
 

Altılı Masa=Kaos

Ben Haber Genel Yayın Yönetmeni Erol Yaraş, Altılı Masa'yı değerlendirdi. * Davutoğlu'na soruyorum: “Elinizden başbakanlık alındığı zaman kriz çıkaramadınız, şimdi yüzde 1'lik oyunuzla neyin krizini çıkaracaksınız.” * 4 parti lideri İYİ Parti ve CHP listelerinden seçimlere girecekler. Eğer kendilerini kriz çıkaracak kadar güçlü hissediyorlarsa ve masaya bir güç kazandırdıklarını düşünüyorlarsa, listelerin birinci sıralarından aday olmasınlar. Örnek mi; Konya'da CHP'nin geçen seçimlerden 2 milletvekili var. Şu anda CHP ivme kazandığı için 3 milletvekili çıkarma durumu var. Davutoğlu'nu kendi memleketi olan Konya'da 4.sıradan yazsınlar. Madem gücün var, 4.sıradan Konya Milletvekili olarak parlamentoya gelsin. * Demokrat Partili Uysal'ın, İzmir'den millletvekili olacağı söyleniyor. Uysal'ın siyasi görüşüne göre İYİ Parti'den aday gösterilebilir. İYİ Parti her iki bölgeden üçer milletvekili çıkarma iddiasında ve gidişat onu gösteriyor. O zaman Sayın Uysal, 1. ve 2. bölgeden 4.sırayı kabul ederse gelsin. Tüm Türkiye'de yüz bin oyu olmayan insan gelip İzmir'in birinci sırasından milletvekili olamaz. * Altılı masada bugünlerde yaşananlar en çok İYİ Parti'de rahatsızlık yaratıyor. Meral Akşener'in, “Bu masaya neden oturdum, keşke oturmasaydım, masa başıma bela olmaya başladı” gibi bir düşünceye sahip olduğunu düşünüyorum. Zaten dün gece geçirdiği kalp rahatsızlığını da bu strese bağlıyorum. Elinde olsa bu masadan kalkar. Altılı Masa'nın gidişatı ve son günlerde Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı çıkışlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Altılı Masa ilk kurulduğunda Cumhur İttifakı'na karşı muhalefet olarak gördüğümüz kesimde umut olarak görülmüştü. Herkes bu masanın birlik ve beraberliğiyle Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çok başarılı olabileceğini düşünmüştü. Fakat bu şekilde yola çıkılan beraberlikte seçimlere 5 ay kala şunu görüyorum, masanın hemen dağılması lazım. Hakikaten masanın cılkı çıktı.  Masanın dağılmasını neden düşünüyorsunuz? Altılı masada barajı çok rahat geçebilen iki parti var. Son aylarda İYİ Parti'nin yükselişiyle iki partinin toplam oy oranı yüzde 40'ları geçiyor. Şimdi geriye kalan yüzde 1-1,5'luk partiler, hatta bir tanesinin Türkiye'de yüz bin oyu bile bulamayan bir orana sahip. Bu oy oranlarına sahip partiler, öyle demeçler vermeye başladılar ki, hakikaten insanı rahatsız ediyor. Önce DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan başladı. Babacan, “Cemaatler kurumsal hale gelsin, yasası yeniden düzenlensin” dedi. Hem de böyle bir söylemi, 6 yaşında bir kız çocuğuna yapılan tacizden sonra açıklaması tam bir hayal kırıklığıydı. Ardından parti olarak Türklük kavramını tartışmaya açtılar. Tam bunlar tartışılırken devreye Davutoğlu girdi. Davutoğlu, “Altı genel başkan da ortak imzaya sahip olacak, ortak kararlar verilecek” dedi. Bir anlamda seçilecek cumhurbaşkanını topluma kukla gibi göstermeye çalıştı. Yani güçsüz bir cumhurbaşkanı ve onu yönetecek altı tane kişi arkada yer alacak. Bu yetmedi arkasından “Her parti genel başkanı ve partiler eşit temsil edilerek aldıkları oy oranında bakanlığa sahip olacaklar, milletvekili çıkarılacak, eğer bunlar olmazsa kriz çıkarırız ” gibi daha saçma açıklamalar yaptı. Şimdi Davutoğlu'na şunu sormak isterim, “Elinden başbakanlık alındığı zaman kriz çıkarmayan bir adam, yüzde 1'lik bir parti olarak neyin krizini çıkaracak, neyin havasını atıyorsun. Şu anda görülüyor ki, masadaki 4 parti, İYİ Parti ve CHP sıralarından seçimlere girecekler. Benim de burada 4 parti liderine bir teklifim var. Diyelim ki Konya'da CHP iki milletvekili çıkarıyor ancak CHP bir ivme kazanmış 3 milletvekili çıkarabilir, Davutoğlu'nu 4.sıraya koysunlar. Eğer senin kriz çıkaracak kadar gücün varsa, o halde 4.sıradan Konya Milletvekili olarak parlamentoya gel. Gücün varsa, kendini 1.sıradan koydurtma bakalım. Bu diğer parti genel başkanları için de geçerli. Ali Babacan Ankara'da CHP veya İYİ Parti'den mi girecek. Bir önceki seçimlerde iki parti kaç milletvekili çıkardı, şu anda artan oylarıyla birlikte ne çıkarması muhtemel, diyelim ki 2 veya 3 çıkaracak, Babacan, kendini 4.sıraya yazdırsın. Aynı şekilde istedikleri bazı kurmaylar İstanbul, Ankara ve İzmir'den listelere konmak isteniyor İzmir'de CHP 7 milletvekili çıkarıyor, onları 8.sıraya yazacaksın. Böyle bir planlamada CHP ve İYİ Parti tabanındaki rahatsızlığı ortadan kaldırırsın. Çünkü bu partilerin tabanında müthiş bir rahatsızlık var. MERAL AKŞENER, "MASAYA NEREDEN OTURDUM, KEŞKE OTURMASAYDIM" Babacan ve Davutoğlu'nun açıklamalarının seçmen üzerinde nasıl bir rahatsızlık yarattığını düşünüyorsunuz? İktidarın yaptığı yanlışlara karşı kendini muhalefet olarak gören vatandaşların belli çizgileri var. Bu çizgileri CHP de dahil, Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği başörtüsü konusu ve başdanışmanının ekranlara çıktığında Türk bayrağını kaldırması konusu, parti başkanlarının söylemlerini bir araya getirdiğimiz zaman yıldızı yükselen İYİ Parti'de büyük rahatsızlık yarattığını görüyoruz. İYİ Parti, sürekli masa ortaklarının söylemlerini düzeltmeye çalışarak ömrünü geçirmeye çalışıyor. Şahsen şunu hissediyorum; Meral Akşener, “Bu masaya nereden oturdum, keşke oturmasaydım, bu masa başıma bela olmaya başladı” gibi düşünceye sahip olmaya başladığını düşünüyorum. Hatta dün gece geçirdiği kalp rahatsızlığını da bu streslere bağlıyorum. Çünkü baktığımız zaman bu söylemlerde en çok zararı İYİ Parti görüyor. Artık şunu da düşünmeye başladı. Babacan ve Davutoğlu'nun söylemleri sanki “Cumhur İttifakı kazansın” gibi bir eylem içine girdiler. Çünkü artık altılı masanın beraberliğinden mutlu olan ve masadaki partilerden CHP ve İYİ Parti'ye oy verecek birçok seçmende söylemlerden dolayı soru işaretleri oluşmaya başladı. Hatta AK Parti veya MHP'den kopacak olan insanlarda da “Biz ne yapıyoruz, ettikleri laflara bak, acaba biz yerimizde mi kalsak” şeklinde soru işaretleri oluşmaya başladı. Seçimleri de tehlikeye sokabilecek söylemlerle ekranlara çıkmaya başladılar. Ben bu parti başkanlarına “Altılı masaya gelmiş truva atı gibi adamlar” diyorum. Şunu hissediyorum, Meral Akşener'in elinde olsa bugün bu masadan kalkar.  "KILIÇDAROĞLU, EVLATLARINI KURBAN VEREBİLECEK BİR BABA" Meral Akşener, başbakanlık için bu söylemlere karşı rahatsızlığını baskılıyor olabilir mi? Zaten Meral Akşener, başbakan olmak istediğini söylüyor. Seçimlere de kazanacak bir adayla gidilmesi gerektiğini üstüne basa basa söylüyor. Parlamenter sisteme geçileceği zaman seçimlerde iddialı olduğunu ve başbakanlığa aday olduğunu dile getiriyor. Ancak masaya baktığımızda illa ki “Ben cumhurbaşkanı adayı olacağım” diyen bir Kemal Kılıçdaroğlu var. Hatta öyle bir konuma geldi ki, bu uğurda evlatlarını kurban verebilecek bir baba rolünde. Neden bu şekilde ifade ettiniz? Çünkü Ekrem İmamoğlu'na bir takım davalar açılıyor ve görevden alınmak üzere, ancak Kılıçdaroğlu'nun saman alevi gibi parlayan bir tepkisi oldu ve sesini çıkarmıyor. Sanki kendi kendine kaldığı zaman devamlı haberlere bakıp, “İmamoğlu'nu ne zaman görevden alacaklar” diye düşünüyor. Çünkü önündeki en büyük engellerden birini İmamoğlu olarak görüyor. Aynı şekilde Mansur Yavaş'a da bu şekilde yaklaşıyor. Kılıçdaroğlu geçmişte Muharrem İnce'yi harcayıp nasıl yediyse ki bu bir gerçek. Herkes cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İnce'nin kazanamayacağını biliyordu. Ancak kendisi de kazanamayacak bir kişinin kendisine ileride genel başkanlıkta rakip olacağını bildiği için seçimler hiç umrunda olmadan Muharrem İnce'yi harcamak uğruna böyle bir senaryoyu uyguladı. Şimdi aynı stratejiyi Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üzerinden de yapıyor. Kılıçdaroğlu, benim gözümde evlatlarını yiyen bir baba rolünde. Burada aklı selimin galip gelebilmesi için ya İYİ Parti masadan kalkacak, bu işe restini çekecek, “Bu kadar saçmalıkların içerisinde ben yokum” diyecek. Ya da Davutoğlu ve Babacan, diğer partilerin felsefesine ve ilkelerine aykırı laflar etmeyecekler. Madem ki kendilerini bu kadar güçlü hissediyorlar, kendi şehirlerinde girecekleri listelerde mevcut partilerin o şehirde alacağı milletvekillerinin sayısının bir alt rakamından listeye girmeleri lazım. O zaman İYİ Parti ve CHP'nin tabanında, seçmende de hiçbir rahatsızlık olmaz. Çünkü artı bir oy getirecekleri için, partilerde iç huzur oluşur ve herkes bu konularda ayağını denk alır.  "TÜRKİYE'DE 100 BİN OYU OLMAYAN İNSAN BİRİNCİ SIRADAN YAZILACAK, NE AKLA, NE VİCDANA SIĞAR" Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın İzmir'den milletvekili olacağı konuşuluyor? Tamam Gültekin Bey İzmir'e gelsin. Kendisinin siyasi görüşüne göre İYİ Parti'den aday gösterilebilir. İYİ Parti İzmir'de her iki bölgede de 3'er milletvekilliğini çıkarma iddiasında ve gidişat da onu gösteriyor. O zaman Gültekin Uysal, 1. veya 2. bölgeden 4.sırayı kabul ederse gelsin. Yoksa gelip de İYİ Parti'nin 1.sırasına yazılacak, İYİ Parti'ye bu şehirde yıllarca emek ve kavgasını vermiş, İYİ Parti'yi anlatmaya çalışmış, partinin tabanında çalışmış birçok insan geri plana itilecek. Tüm Türkiye'de yüz bin oyu olmayan bir insan, gelip İzmir'in birinci sırasından milletvekili olacak. Bu ne vicdanlara sığar ne de matematiğe sığar, hiçbir siyasi literatüre de sığmaz. Böyle bir saçmalık olamaz. O zaman altılı masa dağılsın. Bütün bu tabloya baktığımız zaman bir tabir vardır ya ekmeğine yağ sürülüyor diye. Bütün bu söylem ve eylemlerin hepsi Cumhur İttifakı'na yarıyor esas oradaki çözülmeyi engelliyor, bilakis karşı tarafta saflar sıklaşıyor.
Ekleme Tarihi: 16 Ocak 2023 - Pazartesi
Erol YARAŞ

Altılı Masa=Kaos

Ben Haber Genel Yayın Yönetmeni Erol Yaraş, Altılı Masa'yı değerlendirdi.

* Davutoğlu'na soruyorum: “Elinizden başbakanlık alındığı zaman kriz çıkaramadınız, şimdi yüzde 1'lik oyunuzla neyin krizini çıkaracaksınız.”

* 4 parti lideri İYİ Parti ve CHP listelerinden seçimlere girecekler. Eğer kendilerini kriz çıkaracak kadar güçlü hissediyorlarsa ve masaya bir güç kazandırdıklarını düşünüyorlarsa, listelerin birinci sıralarından aday olmasınlar. Örnek mi; Konya'da CHP'nin geçen seçimlerden 2 milletvekili var. Şu anda CHP ivme kazandığı için 3 milletvekili çıkarma durumu var. Davutoğlu'nu kendi memleketi olan Konya'da 4.sıradan yazsınlar. Madem gücün var, 4.sıradan Konya Milletvekili olarak parlamentoya gelsin.

* Demokrat Partili Uysal'ın, İzmir'den millletvekili olacağı söyleniyor. Uysal'ın siyasi görüşüne göre İYİ Parti'den aday gösterilebilir. İYİ Parti her iki bölgeden üçer milletvekili çıkarma iddiasında ve gidişat onu gösteriyor. O zaman Sayın Uysal, 1. ve 2. bölgeden 4.sırayı kabul ederse gelsin. Tüm Türkiye'de yüz bin oyu olmayan insan gelip İzmir'in birinci sırasından milletvekili olamaz.

* Altılı masada bugünlerde yaşananlar en çok İYİ Parti'de rahatsızlık yaratıyor. Meral Akşener'in, “Bu masaya neden oturdum, keşke oturmasaydım, masa başıma bela olmaya başladı” gibi bir düşünceye sahip olduğunu düşünüyorum. Zaten dün gece geçirdiği kalp rahatsızlığını da bu strese bağlıyorum. Elinde olsa bu masadan kalkar.


Altılı Masa'nın gidişatı ve son günlerde Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı çıkışlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Altılı Masa ilk kurulduğunda Cumhur İttifakı'na karşı muhalefet olarak gördüğümüz kesimde umut olarak görülmüştü. Herkes bu masanın birlik ve beraberliğiyle Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çok başarılı olabileceğini düşünmüştü. Fakat bu şekilde yola çıkılan beraberlikte seçimlere 5 ay kala şunu görüyorum, masanın hemen dağılması lazım. Hakikaten masanın cılkı çıktı. 

Masanın dağılmasını neden düşünüyorsunuz?
Altılı masada barajı çok rahat geçebilen iki parti var. Son aylarda İYİ Parti'nin yükselişiyle iki partinin toplam oy oranı yüzde 40'ları geçiyor. Şimdi geriye kalan yüzde 1-1,5'luk partiler, hatta bir tanesinin Türkiye'de yüz bin oyu bile bulamayan bir orana sahip. Bu oy oranlarına sahip partiler, öyle demeçler vermeye başladılar ki, hakikaten insanı rahatsız ediyor. Önce DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan başladı. Babacan, “Cemaatler kurumsal hale gelsin, yasası yeniden düzenlensin” dedi. Hem de böyle bir söylemi, 6 yaşında bir kız çocuğuna yapılan tacizden sonra açıklaması tam bir hayal kırıklığıydı. Ardından parti olarak Türklük kavramını tartışmaya açtılar. Tam bunlar tartışılırken devreye Davutoğlu girdi. Davutoğlu, “Altı genel başkan da ortak imzaya sahip olacak, ortak kararlar verilecek” dedi. Bir anlamda seçilecek cumhurbaşkanını topluma kukla gibi göstermeye çalıştı. Yani güçsüz bir cumhurbaşkanı ve onu yönetecek altı tane kişi arkada yer alacak. Bu yetmedi arkasından “Her parti genel başkanı ve partiler eşit temsil edilerek aldıkları oy oranında bakanlığa sahip olacaklar, milletvekili çıkarılacak, eğer bunlar olmazsa kriz çıkarırız ” gibi daha saçma açıklamalar yaptı. Şimdi Davutoğlu'na şunu sormak isterim, “Elinden başbakanlık alındığı zaman kriz çıkarmayan bir adam, yüzde 1'lik bir parti olarak neyin krizini çıkaracak, neyin havasını atıyorsun. Şu anda görülüyor ki, masadaki 4 parti, İYİ Parti ve CHP sıralarından seçimlere girecekler. Benim de burada 4 parti liderine bir teklifim var. Diyelim ki Konya'da CHP iki milletvekili çıkarıyor ancak CHP bir ivme kazanmış 3 milletvekili çıkarabilir, Davutoğlu'nu 4.sıraya koysunlar. Eğer senin kriz çıkaracak kadar gücün varsa, o halde 4.sıradan Konya Milletvekili olarak parlamentoya gel. Gücün varsa, kendini 1.sıradan koydurtma bakalım. Bu diğer parti genel başkanları için de geçerli. Ali Babacan Ankara'da CHP veya İYİ Parti'den mi girecek. Bir önceki seçimlerde iki parti kaç milletvekili çıkardı, şu anda artan oylarıyla birlikte ne çıkarması muhtemel, diyelim ki 2 veya 3 çıkaracak, Babacan, kendini 4.sıraya yazdırsın. Aynı şekilde istedikleri bazı kurmaylar İstanbul, Ankara ve İzmir'den listelere konmak isteniyor İzmir'de CHP 7 milletvekili çıkarıyor, onları 8.sıraya yazacaksın. Böyle bir planlamada CHP ve İYİ Parti tabanındaki rahatsızlığı ortadan kaldırırsın. Çünkü bu partilerin tabanında müthiş bir rahatsızlık var.

MERAL AKŞENER, "MASAYA NEREDEN OTURDUM, KEŞKE OTURMASAYDIM"

Babacan ve Davutoğlu'nun açıklamalarının seçmen üzerinde nasıl bir rahatsızlık yarattığını düşünüyorsunuz?
İktidarın yaptığı yanlışlara karşı kendini muhalefet olarak gören vatandaşların belli çizgileri var. Bu çizgileri CHP de dahil, Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği başörtüsü konusu ve başdanışmanının ekranlara çıktığında Türk bayrağını kaldırması konusu, parti başkanlarının söylemlerini bir araya getirdiğimiz zaman yıldızı yükselen İYİ Parti'de büyük rahatsızlık yarattığını görüyoruz. İYİ Parti, sürekli masa ortaklarının söylemlerini düzeltmeye çalışarak ömrünü geçirmeye çalışıyor. Şahsen şunu hissediyorum; Meral Akşener, “Bu masaya nereden oturdum, keşke oturmasaydım, bu masa başıma bela olmaya başladı” gibi düşünceye sahip olmaya başladığını düşünüyorum. Hatta dün gece geçirdiği kalp rahatsızlığını da bu streslere bağlıyorum.

Çünkü baktığımız zaman bu söylemlerde en çok zararı İYİ Parti görüyor. Artık şunu da düşünmeye başladı. Babacan ve Davutoğlu'nun söylemleri sanki “Cumhur İttifakı kazansın” gibi bir eylem içine girdiler. Çünkü artık altılı masanın beraberliğinden mutlu olan ve masadaki partilerden CHP ve İYİ Parti'ye oy verecek birçok seçmende söylemlerden dolayı soru işaretleri oluşmaya başladı. Hatta AK Parti veya MHP'den kopacak olan insanlarda da “Biz ne yapıyoruz, ettikleri laflara bak, acaba biz yerimizde mi kalsak” şeklinde soru işaretleri oluşmaya başladı. Seçimleri de tehlikeye sokabilecek söylemlerle ekranlara çıkmaya başladılar. Ben bu parti başkanlarına “Altılı masaya gelmiş truva atı gibi adamlar” diyorum. Şunu hissediyorum, Meral Akşener'in elinde olsa bugün bu masadan kalkar. 

"KILIÇDAROĞLU, EVLATLARINI KURBAN VEREBİLECEK BİR BABA"

Meral Akşener, başbakanlık için bu söylemlere karşı rahatsızlığını baskılıyor olabilir mi?
Zaten Meral Akşener, başbakan olmak istediğini söylüyor. Seçimlere de kazanacak bir adayla gidilmesi gerektiğini üstüne basa basa söylüyor. Parlamenter sisteme geçileceği zaman seçimlerde iddialı olduğunu ve başbakanlığa aday olduğunu dile getiriyor. Ancak masaya baktığımızda illa ki “Ben cumhurbaşkanı adayı olacağım” diyen bir Kemal Kılıçdaroğlu var. Hatta öyle bir konuma geldi ki, bu uğurda evlatlarını kurban verebilecek bir baba rolünde.

Neden bu şekilde ifade ettiniz?
Çünkü Ekrem İmamoğlu'na bir takım davalar açılıyor ve görevden alınmak üzere, ancak Kılıçdaroğlu'nun saman alevi gibi parlayan bir tepkisi oldu ve sesini çıkarmıyor. Sanki kendi kendine kaldığı zaman devamlı haberlere bakıp, “İmamoğlu'nu ne zaman görevden alacaklar” diye düşünüyor. Çünkü önündeki en büyük engellerden birini İmamoğlu olarak görüyor. Aynı şekilde Mansur Yavaş'a da bu şekilde yaklaşıyor. Kılıçdaroğlu geçmişte Muharrem İnce'yi harcayıp nasıl yediyse ki bu bir gerçek. Herkes cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İnce'nin kazanamayacağını biliyordu. Ancak kendisi de kazanamayacak bir kişinin kendisine ileride genel başkanlıkta rakip olacağını bildiği için seçimler hiç umrunda olmadan Muharrem İnce'yi harcamak uğruna böyle bir senaryoyu uyguladı. Şimdi aynı stratejiyi Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üzerinden de yapıyor. Kılıçdaroğlu, benim gözümde evlatlarını yiyen bir baba rolünde. Burada aklı selimin galip gelebilmesi için ya İYİ Parti masadan kalkacak, bu işe restini çekecek, “Bu kadar saçmalıkların içerisinde ben yokum” diyecek. Ya da Davutoğlu ve Babacan, diğer partilerin felsefesine ve ilkelerine aykırı laflar etmeyecekler. Madem ki kendilerini bu kadar güçlü hissediyorlar, kendi şehirlerinde girecekleri listelerde mevcut partilerin o şehirde alacağı milletvekillerinin sayısının bir alt rakamından listeye girmeleri lazım. O zaman İYİ Parti ve CHP'nin tabanında, seçmende de hiçbir rahatsızlık olmaz. Çünkü artı bir oy getirecekleri için, partilerde iç huzur oluşur ve herkes bu konularda ayağını denk alır. 

"TÜRKİYE'DE 100 BİN OYU OLMAYAN İNSAN BİRİNCİ SIRADAN YAZILACAK, NE AKLA, NE VİCDANA SIĞAR"

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın İzmir'den milletvekili olacağı konuşuluyor?
Tamam Gültekin Bey İzmir'e gelsin. Kendisinin siyasi görüşüne göre İYİ Parti'den aday gösterilebilir. İYİ Parti İzmir'de her iki bölgede de 3'er milletvekilliğini çıkarma iddiasında ve gidişat da onu gösteriyor. O zaman Gültekin Uysal, 1. veya 2. bölgeden 4.sırayı kabul ederse gelsin. Yoksa gelip de İYİ Parti'nin 1.sırasına yazılacak, İYİ Parti'ye bu şehirde yıllarca emek ve kavgasını vermiş, İYİ Parti'yi anlatmaya çalışmış, partinin tabanında çalışmış birçok insan geri plana itilecek. Tüm Türkiye'de yüz bin oyu olmayan bir insan, gelip İzmir'in birinci sırasından milletvekili olacak. Bu ne vicdanlara sığar ne de matematiğe sığar, hiçbir siyasi literatüre de sığmaz. Böyle bir saçmalık olamaz. O zaman altılı masa dağılsın.

Bütün bu tabloya baktığımız zaman bir tabir vardır ya ekmeğine yağ sürülüyor diye. Bütün bu söylem ve eylemlerin hepsi Cumhur İttifakı'na yarıyor esas oradaki çözülmeyi engelliyor, bilakis karşı tarafta saflar sıklaşıyor.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.