Erol YARAŞ
Köşe Yazarı
Erol YARAŞ
 

Gururumuz Göztepe fakat, çok büyük bir eksik vardı

Dün Göztepe ile bir İzmirli olarak gurur duydum. Basın bölümünde maç öncesi tribünleri seyrederken aldığım keyfin tarifi olamaz. Göztepe seyircisi bana göre Türkiye’nin en uyumlu, en medeni ve kendisiyle en barışık futbol severleridir. Gürsel Aksel Stadı’nı dolduran binlerce futbolsever yıllardır bir akraba havasında birbirlerini kucaklarlar. Genç kızlar, kadınlar, sevgili veya eşi ile gelmiş çiftler kucaklarında 6 aylık bebekleriyle anne ve babalar bambaşka bir Türkiye fotoğrafı seyrettirir insana. İnanın Göztepe maçlarına gitme nedenlerimin başında tribünlerin ahenk içinde takımlarına verdiği müthiş desteğin görsel şöleni vardır. Bazen maçı unutur tribünlerdeki coşkuyu seyrederim.  O nasıl bir uyumdur. Kale arkası, açık ve kapalı tribün görülmeyen bir maestro tarafından müthiş bir beraberlik içinde takımını destekler. Göztepe marşını söylerken kadınlı, erkekli tüm seyircilerin içtenlikleri ve renklerine bağlılıklarının tarifi mümkün değildir. Hele  “İsyan Marşı” başladı mı, benim dünya ile ilişkim kesilir. Kendimi o müthiş atmosfere teslim ederim. Dün tribün şovunu izlemek için maça bir saat erken gittim. Yollar, sokaklar, her yer sarı-kırmızıydı. Gürsel Aksel Stadı’na girenler kendilerini çok şanslı sayıyorlardı. Tüm sarı-kırmızılılar Göztepe’nin mutlu gününü kutlamaya hazırdı. Tribün Show çok güzel gidiyordu. Takımlar sahaya çıkarken heyecan doruktaydı ve binlerce Göztepeli hep bir ağızdan “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye haykırmaya başladı. Atalarını anmadan maça başlamak adetleri değildi. En zorlu deplasmanlarda bile bir avuç Göztepeli taraftar gittikleri stadı bu sloganla inletmişlerdi. Göztepelilerin Atatürk’e bağlılıkları, saygı ve sevgileri tartışılmaz.  Tüm Göztepelilerin kırmızı çizgisi Atalarıdır. Bazı hoşlanmadıkları konulara hoş görülü yaklaşabilirler ama Mustafa Kemal Atatürk için hiç düşünmeden dünyayı yakarlar. Atatürk tüm Türkiye’nin ortak değeridir ama özellikle Göztepeliler için o Sarı Saçlı Mavi Gözlü Dev Adam ayrı bir kıymetlidir. Atatürk’ün katıksız Göztepeli askerleri dün futbol için mabetleri olan Gürsel Aksel’de Atalarına olan sevgilerini haykırırken statta bir eksik vardı.  Hem de çok, çok, çok büyük bir eksik. Göztepeli askerlerin Başkomutanı Atatürk’ün tek bir bayrağı veya posteri tribünlerde yoktu. Çatıdan birçok Göztepe bayrağı sarkıtılmıştı ama dev bir Atatürk bayrağı yoktu. Gözüme çok ufak bir Türk bayrağı takıldı. Türkiye’nin hemen hemen tüm statlarında Atatürk’ün bayrakları dalgalanırken Göztepe’de bu neden eksikti? Ben mi göremiyorum diye yanımdaki gazeteci arkadaşıma da sordum oda şöyle dikkatle tüm tribünlere baktı ve “Evet yok” dedi. Atatürk ve Cumhuriyet için hiç düşünmeden canını verecek olan binlerce Göztepeli, dün Başkomutanlarının bayrağı olmadan şampiyonluk sevincini yaşadılar. Basın tribününde Göztepe Kulubü’nün basın temsilcileri vardı. Aynı soruyu onlara da sordum. “Atatürk’ün bayrağı neden yok” diye. Genç gazeteci kardeşlerim de bir yanıt veremedi. Bu yazıyı yazıp yazmamayı çok düşündüm. Yazmamanın tribünlerde gırtlaklarını yırtarcasına “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen genç kardeşlerime haksızlık olacağını düşündüm. Burada büyük bir ihmal söz konusudur. Bu ihmalin sorumluları başta kulüp yönetimi olmak üzere bu işlerden sorumlu yönetim kurulu üyesidir. Göztepe’nin şampiyonluğu ile gurur duydum fakat, yalan yok stattan buruk ayrıldım. Şimdi tüm Göztepeli taraftarlara düşen görev, son maçta ellerinde Başkomutanları Atatürk bayraklarıyla tribünleri doldurmak ve her defasında olduğu gibi gırtlaklarını yırtarcasına “MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ’’ diye haykırmak.  Yönetime düşen görev de, bu haftaki ayıplarını unutturmaz ama dev bir Atatürk posteri ile Gürsel Aksel Stadı’na yakışacak dev bir Türk bayrağını çatılardan dalgalandırarak, SARI ŞAÇLI MAVİ GÖZLÜ kurtarıcıyı anmak.
Ekleme Tarihi: 29 Nisan 2024 - Pazartesi
Erol YARAŞ

Gururumuz Göztepe fakat, çok büyük bir eksik vardı

Dün Göztepe ile bir İzmirli olarak gurur duydum.

Basın bölümünde maç öncesi tribünleri seyrederken aldığım keyfin tarifi olamaz.

Göztepe seyircisi bana göre Türkiye’nin en uyumlu, en medeni ve kendisiyle en barışık futbol severleridir.

Gürsel Aksel Stadı’nı dolduran binlerce futbolsever yıllardır bir akraba havasında birbirlerini kucaklarlar.

Genç kızlar, kadınlar, sevgili veya eşi ile gelmiş çiftler kucaklarında 6 aylık bebekleriyle anne ve babalar bambaşka bir Türkiye fotoğrafı seyrettirir insana.

İnanın Göztepe maçlarına gitme nedenlerimin başında tribünlerin ahenk içinde takımlarına verdiği müthiş desteğin görsel şöleni vardır.

Bazen maçı unutur tribünlerdeki coşkuyu seyrederim. 

O nasıl bir uyumdur.

Kale arkası, açık ve kapalı tribün görülmeyen bir maestro tarafından müthiş bir beraberlik içinde takımını destekler.

Göztepe marşını söylerken kadınlı, erkekli tüm seyircilerin içtenlikleri ve renklerine bağlılıklarının tarifi mümkün değildir.

Hele  “İsyan Marşı” başladı mı, benim dünya ile ilişkim kesilir. Kendimi o müthiş atmosfere teslim ederim.

Dün tribün şovunu izlemek için maça bir saat erken gittim. Yollar, sokaklar, her yer sarı-kırmızıydı.

Gürsel Aksel Stadı’na girenler kendilerini çok şanslı sayıyorlardı.

Tüm sarı-kırmızılılar Göztepe’nin mutlu gününü kutlamaya hazırdı.

Tribün Show çok güzel gidiyordu. Takımlar sahaya çıkarken heyecan doruktaydı ve binlerce Göztepeli hep bir ağızdan “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye haykırmaya başladı.

Atalarını anmadan maça başlamak adetleri değildi. En zorlu deplasmanlarda bile bir avuç Göztepeli taraftar gittikleri stadı bu sloganla inletmişlerdi.

Göztepelilerin Atatürk’e bağlılıkları, saygı ve sevgileri tartışılmaz. 

Tüm Göztepelilerin kırmızı çizgisi Atalarıdır.

Bazı hoşlanmadıkları konulara hoş görülü yaklaşabilirler ama Mustafa Kemal Atatürk için hiç düşünmeden dünyayı yakarlar.

Atatürk tüm Türkiye’nin ortak değeridir ama özellikle Göztepeliler için o Sarı Saçlı Mavi Gözlü Dev Adam ayrı bir kıymetlidir.

Atatürk’ün katıksız Göztepeli askerleri dün futbol için mabetleri olan Gürsel Aksel’de Atalarına olan sevgilerini haykırırken statta bir eksik vardı. 

Hem de çok, çok, çok büyük bir eksik.

Göztepeli askerlerin Başkomutanı Atatürk’ün tek bir bayrağı veya posteri tribünlerde yoktu.

Çatıdan birçok Göztepe bayrağı sarkıtılmıştı ama dev bir Atatürk bayrağı yoktu.

Gözüme çok ufak bir Türk bayrağı takıldı.

Türkiye’nin hemen hemen tüm statlarında Atatürk’ün bayrakları dalgalanırken Göztepe’de bu neden eksikti?

Ben mi göremiyorum diye yanımdaki gazeteci arkadaşıma da sordum oda şöyle dikkatle tüm tribünlere baktı ve “Evet yok” dedi.

Atatürk ve Cumhuriyet için hiç düşünmeden canını verecek olan binlerce Göztepeli, dün Başkomutanlarının bayrağı olmadan şampiyonluk sevincini yaşadılar.

Basın tribününde Göztepe Kulubü’nün basın temsilcileri vardı. Aynı soruyu onlara da sordum. “Atatürk’ün bayrağı neden yok” diye.

Genç gazeteci kardeşlerim de bir yanıt veremedi.

Bu yazıyı yazıp yazmamayı çok düşündüm.

Yazmamanın tribünlerde gırtlaklarını yırtarcasına “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen genç kardeşlerime haksızlık olacağını düşündüm.

Burada büyük bir ihmal söz konusudur.

Bu ihmalin sorumluları başta kulüp yönetimi olmak üzere bu işlerden sorumlu yönetim kurulu üyesidir.

Göztepe’nin şampiyonluğu ile gurur duydum fakat, yalan yok stattan buruk ayrıldım.

Şimdi tüm Göztepeli taraftarlara düşen görev, son maçta ellerinde Başkomutanları Atatürk bayraklarıyla tribünleri doldurmak ve her defasında olduğu gibi gırtlaklarını yırtarcasına “MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ’’ diye haykırmak. 

Yönetime düşen görev de, bu haftaki ayıplarını unutturmaz ama dev bir Atatürk posteri ile Gürsel Aksel Stadı’na yakışacak dev bir Türk bayrağını çatılardan dalgalandırarak, SARI ŞAÇLI MAVİ GÖZLÜ kurtarıcıyı anmak.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.