İZTO'da gelen gideni, arattı!

Erol Yaraş: İzmir projeye nasıl dahil olacak? Ne gibi girişimlerde bulundunuz, nasıl gelişme sağladınız? En önemlisi de 30-40 bin kapasiteli stad için çalışmalar hangi aşamada?

Abone Ol

Türkiye, 2032 yılında Avrupa Şampiyonası'na ev sahipliği yapacak. Bir sene önce İzmir'de yapılan Spor Zirvesi'nde, İZTO Başkanı Mahmut Özgener, “2032'de mutlaka biz de ev sahibi olalım” sözlerinin üzerinden tam bir yıl geçti. Gazeteci Erol Yaraş da İZTO Başkanı Özgener'e seslenerek, “İzmir projeye nasıl dahil olacak? Ne gibi girişimlerde bulundunuz, nasıl gelişme sağladınız? En önemlisi de 40-50 bin kapasiteli stat için çalışmalar hangi aşamada?” dedi.

2032 yılında Türkiye, İtalya ile birlikte Avrupa Futbol Şampiyonası'nı düzenleyecek. Türkiye'nin UEFA'YA bildirdiği şehirler arasında İzmir'in stadı olmadığı için listede yoktu. Geçen sene 8 Ekim 2024 tarihinde yapılan spor zirvesinde 2032 yılında İzmir'in mutlaka bu şampiyonada yer alması gerektiği gündeme geldi. Spor Zirvesi'nin üzerinden 1 yıl geçti, bu konuda siz herhangi bir gelişme görüyor musunuz, neler söyleyeceksiniz?

2032 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın İtalya ile birlikte düzenleneceği belli olduktan sonra Türkiye Futbol Federasyonu, UEFA'ya statları uygun olan 10 tane şehrin ismini gönderdi. Ne yazık ki, bunların içinde İzmir yoktu. 10 Ekim 2023 tarihinde şampiyonanın Türkiye’de olacağı belli olduğu dönemde, ben ve benim gibi birkaç İzmir aşığı gazeteci bu konuyu çok irdeledik. İzmir gibi 3'üncü büyük kentin, Türkiye'nin ilk defa organize edeceği büyük bir organizasyonda yer almamasının ayıbının sorumlusu olarak; İzmir'i o dönem ve önceki dönemlerde yöneten, İzmir'i temsil eden yetkili kişiler, iktidar ve muhalefet milletvekillerini, belediye başkanları, oda temsilcilerini görebiliriz. Hatta bu şehirden başbakan bile çıktı. Gazeteciler olarak, “Bu şehire UEFA kriterlerinde stadı yapmayanların büyük günahı var” demiştik.

İZMİR, AVRUPA ŞAMPİYONASI'NA NASIL DAHİL OLACAK?
Geçen sene tam bu zamanlarda İzmir'de güzel bir spor zirvesi düzenlendi. Olumlu geçen bir zirve oldu. Katılımcıları ve takip edenleri tatmin edecek sözler aradan geçen bir yıl içinde olumlu bir gelişmeye evrilmedi. İZTO Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde yapılan Spor Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, “2032'de mutlaka biz de ev sahibi olalım” dedikten sonra da “Avrupa Şampiyonası ile ilgili kararın gözden geçirilmesi için gerekli girişimlerin hep beraber gerçekleştirilmesi gerektiğini, ülkemizin ilk kez Avrupa Şampiyonası'na ev sahipliği yaparken, tarihi ve kültürel mirasıyla, Ege-Akdeniz coğrafyasının buluşma noktası olması, yurt dışına uzanan lojistik ağ ile İzmir'in altın değeri taşıdığına inanıyorum” diyerek aynen bu cümleleri kullanmış. Özgener, İzmir neden bu organizasyonda olmalı, bunun için hep beraber çalışalım, biz de bunun bir ayağı olalım diye bir konuşma yaptı.

Şimdi bir İzmirli olarak soruyorum; aradan tam bir yıl geçti, Sayın Mahmut Özgener, 1 yılda İzmir Ticaret Odası olarak ne gibi bir girişimde bulundunuz, nasıl bir gelişme sağladınız, yaptığınız girişimlerden geriye dönüşler aldınız mı, İzmir projeye nasıl dahil olacak? En önemlisi de en az 40-50 bin kapasiteli stadı nereye yapacaksınız? Zaten böyle bir stat için bugün yola çıksanız, öyle bir stadın yapılması 3-4 yıl sürer. UEFA ekipleri belli bir süre sonra gelip Türkiye'deki statları belirleyecekler. Siz stat yapsanız bile geç kalacaksınız ama bir senede nasıl bir çalışma yaptınız merak ediyorum.

İZMİR HAMASETÇİ KONUŞMACILARDAN KAYBEDİYOR
Çıkıp da kürsüden konuşmak kolay, hamasi laflar etmek, bunun siyasetini yapmak, siyasetini yaparak da İzmirliler’den puan toplama çok kolay. Ancak bu söylemlerin devamını getiremiyorsanız, bu konuşmalara “Altı boş, temeli olmayan söylemler” denir. Zaten İzmir ne kaybediyorsa, günübirlik popülist politikalar yapan yöneticiler yüzünden kaybediyor. Çünkü, söylediklerinin arkasında durup, “Ben bunları söylemiştim, projeye nasıl dönüştüreceğiz, nasıl bir yol izleyeceğiz, İzmirliler olarak gelin hep beraber bir konsorsiyum yapalım, Ankara'ya gidelim” demezseniz, gerekli atılımları ve çalışmaları yapmazsanız, size "hamasetçi konuşmacı" derler. İzmir bundan dolayı hep yaralı bir kent…

EGİAD'DAN TEK BİR SES YOK! SİZ NASIL GENÇ İŞ İNSANLARISINIZ!
Düşünebiliyor musunuz? 2032 Avrupa Şampiyonası 2023 tarihinde belli oluyor, bugünün Genç İş Adamları Derneği'ndeki üyeler, 2032 yılında sanayi, ticaret ya da siyaset anlamında kenti yöneten iş insanları olacak, ancak bu konu gündeme geldiğinden beri EGİAD'dan tek bir cümle, tek bir kelime çıkmadı! Siz nasıl gençlersiniz, nasıl genç iş insanlarınız ki, İzmir'in sorunlarından ve konularından bu kadar uzaksınız! (Basından ufak tefek bazı projelerinizin olduğunu okuyorum)

2032 yılı geldiğinde televizyonun karşısına geçtiğinizde, maç Türkiye’nin başka bir şehrinde oynandığı zaman hiç mi içiniz cız etmeyecek? Ya da o gün çocuklarınız “Baba bu maçlar neden İzmir'de oynanmıyor” sorusunu yönelttiği zaman çocuğunuza nasıl bir cevap vereceksiniz? “Evet biz zamanında gerekli girişimlerde bulunmuştuk ama elimizden bir şey gelmedi” demek var, bir de “Bizler çok havalı EGİAD üyeleriydik, güzel kokteyller, yıl dönümleri ve geceler düzenliyorduk. Her nedense o yıllarda İzmir’in geleceğini çok net göremedik” diyerek sizler de çocuklarınız gibi organizasyonu televizyondan mı seyredeceksiniz? İşte zurnanın zırt dediği yer bu… 2032 yılında o günün söz sahibi iş insanları olarak, böyle bir tablo size yakışacak mı? Öyle 2032'ye daha çok var diye bakmayalım, biliyorsunuz ki yıllar çok çabuk geçiyor.

İZMİR'İ İKİ SEMT STADIYLA ÇIRAK ÇIKARDILAR
Maalesef görünen o ki, 2032 yılında İzmirliler olarak Avrupa Şampiyonası'nı televizyon başında seyredeceğiz. Bu ayıp o gün geldiğinde de İzmir'in gündemi olacak. O yıllarda İzmir'i yöneten valinin, iktidar ve muhalefet İzmir milletvekillerinin, Büyükşehir Belediye Başkanlarının, EBSO, İZTO, İTB, sivil toplum örgütlerini yönetenlerin hepsinin kulakları çınlayacak ama bu çınlama pek olumlu olmayacak. Bu süreç içerisinde görev yapan herkes suçludur.

Ne kadar üzücüdür ki İzmir, iki tane semt stadı yapılarak çırak çıkarıldı. Karşıyaka Stadı’nın arazisi de tarla gibi orada duruyor. Ama buna karşılık Anadolu'da UEFA ve FIFA kriterlerinde stadı olmayan neredeyse tek bir şehir kalmadı. Yukarıda söylediğim gibi, bunun ayıbı da geçmişte İzmir'i yönetenlerin suçu olacaktır.

İZMİR LİMAN KENTİ Mİ?
Madem futboldan konuyu açtık, Spor Zirvesi'nden İzmir Ticaret Odası'na geldik. Ticaret Odası’nı çok yakından ilgilendiren, yine İzmir'in gelişimini ve vizyonuna dair çarpıcı bir örnek daha vermek istiyorum. Esasında bu örnekleri çoğaltmak da mümkündür. Bu güzel şehir için hep şu cümle kullanılır; “İzmir liman kenti, biz neden turizmde öne çıkmıyoruz, neden yeterince bu şehre turist gelmiyor, kruvaziyer turizm pastasından neden İzmir yeterli payı almıyor” diye tartışırız.

Şimdi biraz geriye giderek ve üzülerek bu konuyu İzmirli'nin gündemine getireceğim. Limanın daha yoğun çalışıp, İzmir'e daha çok turist getirilmesi hep bu kentin tartıştığı konudur. Yıllardır bu konuda tam başarılı olduğumuz söylenemez, zaman zaman yapılan olumlu çalışmalarla parlak geçen yıllar var. Rakamlarla bu konuyu daha iyi anlayabiliriz.

HAKKINI TESLİM EDELİM; EKREM DEMİRTAŞ BU KONUDA BAŞARILIYDI
2013 yılında İzmir'e 191 gemi ile yaklaşık 500 bin turist gelmiş. Bu başarı kime ait biliyor musunuz, aramın hiçbir zaman iyi olmadığı o günkü İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş'a… Herkes hatırlar Demirtaş, “Ayak bastı paralarını İZTO olarak biz vereceğiz” dedi ve kruvaziyerler rotalarını İzmir'e döndürdüler. En yüksek noktayı da 2013 yılında Ekrem Demirtaş sayesinde yakaladık. Aradan 12 yıl geçmiş, bu rekora erişmeyi bırakın, yakınına bile gelmek mümkün olmamış.

İzmir Deniz Ticaret Odası'nın 2025'in ekim ayına kadar, bu konuda tüm raporları var. İzmir'e şu ana kadar, 29 gemi ile toplam 54 bin turist gelmiş. Şimdi, nerede 2013, nerede 2025? Aradan 12 yıl geçmiş, biz ileriye gideceğimize şehri geriye götürmüşüz. Bunun en sorumlularından bir tanesi İzmir Ticaret Odası'dır. Şimdi 2013 yılında dünyada politik atışmalar var ama hiçbir yerde savaş falan yok. Son 3-4 yıldır Orta Doğu'da ve Ukrayna'da ciddi bir savaş var. Özellikle Ortadoğu'daki savaştan dolayı, o ülkelere olan kruvaziyerler rotalarını başka limanlara çevirdi. Bu çok büyük bir fırsattı! Eğer İzmir, bundan faydalanamadıysa, bu şehirde ticaret yapanların, esnafın açıkçası bu konunun kendilerini ilgilendirdiği herkesin şu cümleyi açık ve net şekilde kullanması lazım; ‘Suçlu ayağa kalk”

KOLTUKTAN GÜÇ ALIYORLAR, KOLTUĞA GÜÇ VEREMİYORLAR
Kim suçlu? Bana göre başta İzmir Ticaret Odası olmak üzere, bu konularda gerekli girişimleri yapması gereken kurumlar sorumludur. Ekrem Demirtaş döneminde 2013 yılında 500 bin turist geliyor, bugün ise yaklaşık 55 bin turist ziyaret ediyorsa, yani neredeyse 2013 yılının 10'da biri... Bu tüm İzmir’in kanaat önderlerinin şapkalarını önlerine koyarak, düşünmeleri gereken bir sorundur.

Bana göre oturduğunuz koltuk size güç vermez, etiket sahibi yapar. Evet, o koltukta bir güç vardır. O güce kendi enerjinizi de katarsanız başarılı olursunuz. Ama bunu gerçekleştiremiyorsanız, başarısızsınızdır. İşte İzmir, zaten hep bundan kaybediyor... Koltukta oturanlar, koltuktan güç alıyorlar, koltuklarına ne yazık ki güç veremiyorlar.

ÖZGENER VE EKİBİNİN KAPASİTE SORUNU!
Soruyorum; Bu yaşananlardan İzmir Ticaret Odası Başkanı ve yönetimi hiç mi rahatsız olmuyor? Önlerine bu rakamlar gelmiyor mu? Kurmayları “Sayın Başkan bu şekilde çalışmalar yapalım, İzmir’in vizyonunu daha ileriye taşıyalım” diye öneriler getirmiyorlar mı? Diyelim ki, Özgener çok yoğun bunları akıl edemiyor, peki kurmaylarına ne demeli? Bir yöneticinin ekibinin çok iyi olması lazımdır. Eğer ekibinizi ben, sen, bizim oğlan mantığıyla oluşturursanız başarı diye bir şey beklemeyin.

Demek ki, Mahmut Özgener'in belli bir kapasitesi var, ekibi de o kapasiteye ayak uyduruyor! Başka türlü bu rakamları, bana kimse izah edemez! Hele bu savaş ortamında, kruvaziyer gemiler rahat gidecekleri liman, destinasyon ararken, Kuşadası Limanı rekor kırarken, İzmir'in bu konuda geriye gitmesi ve geçmişi aratması bunun göstergesidir. Kimse kusura bakmasın, gerçekler acıdır ve acıtır!

GELEN GİDENİ ARATTI!
Benim gördüğüm ve son yazdığım yazılardan sonra bana dönüş yapan okurlarımın söylemleri şöyle; “Biz Ekrem Demirtaş'ın vizyonunu arar hale geldik”. Bu cümleler bana ait değil, beni arayan dostlarıma ait ama bir gerçeği de belirtmeliyim, ben de bu görüşlere katılmıyor değilim. Bu çok acı bir şey... Bu düşüncenin Türkçe’deki karşılığı, “Gelen gideni aratır”... Maalesef İZTO'da da gelen gideni aratmaya başladı. İzmir'i düşünen, geniş vizyona sahip ve proje üretebilen yöneticiler bu koltuklara gelmedikleri sürece, İzmir yerinde saymaya devam edecektir.