İzmirli vekillerin tek derdi; gelecek dönem koltuk sevdası

CHP İzmir’de gerçekleştirilen il kongresinin hemen ardından yeni il başkanı Çağatay Güç’e, CHP İzmir Vekilleri ‘sahada yoklar’ diye şikayet edildi. Gazeteci Erol Yaraş, "CHP'li başkanlar çok haklılar, bir iki milletvekili hariç, İzmir'e sahip çıkan yok. Cemil Tugay'ı arenada ortaya atmışlar, gelen giden başkana saldırıyor.” dedi.

Abone Ol

Son haftalarda ilçe başkanları ve ilçe belediye başkanları CHP İl Başkanı Çağatay Güç’e milletvekilleriyle ilgili bir takım sıkıntılarını dile getirdiler. Son olarak Cemil Tugay da bu konu hakkında görüşlerini iletti. Sizin değerlendirmeniz nasıl olur?

CHP İzmir Milletvekilleri arasında bir iki ismi hariç tutuyorum, diğerlerinin kente sahip çıktıkları söylenemez. Bu sorun Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘ithal’ diye tabir ettiğimiz vekilleri İzmir'e doldurmasıyla başladı. İzmir'de geçmişte ön seçimle listeye girebilenler, İzmir'in haklarını ellerinden geldiğince savunmuşlardı. Özellikle de büyükşehir belediye başkanıyla da ortak çalışmalar yapmışlardı. ‘Değişim CHP’sinde biliyorsunuz gölge bakanlıklar kuruldu. İzmirli bazı milletvekilleri de gölge bakan oldular. Ancak şunu çok net görüyoruz ki, galiba bu isimler kendilerini gölge değil, gerçek bakan olarak görüyorlar. İzmir'le hiçbir ilgileri kalmadı.

CHP ilçe belediye başkanları ve ilçe başkanları, vekillerin İzmir'in haklarını koruyacak, sıkıntılarını dile getirecek şekilde İzmir'i temsil etmediklerini söylüyorlar ki, bu çok doğru bir serzeniştir. Çünkü İzmir’de muhalefet parti konumunda olan AK Parti bunu çok güzel yapıyor. Her hafta bir iki milletvekili ya da il başkanı çıkıp, İzmir'le ilgili eleştirilerini dile getiriyorlar. Ama karşılarında muhatap olarak, hep Cemil Tugay'ı buluyorlar. Bu eleştirilere karşı milletvekillerinden ne bir ses, ne bir nefes var.

Başkan Tugay’ın AK Partili milletvekilleriyle birlikte Bakan ziyaretini eleştirdiler. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bu ortak çalışma güzel bir gelişme. İzmir'in sorunlarını Ankara'da ortak dile getirmeleri, İzmir adına çok yapıcı bir tavırdır. Bunu eleştirmek, işgüzarlıktan öte bir şey değildir. Cemil Tugay'a “Muhalefet edelim de nasıl edersek edelim” zihniyetinin bir ürünüdür. Başkan Tugay, şehri yöneten bir kişi olarak, kentin sorunlarını çözebilecek her türlü adımları atmak zorundadır. Burada tuhaf olan, bu çalışmalar yapılırken de bazı basın organlarında, geçmiş dönemde Tunç Soyer ile çok sıkı çalışmış gazetecilerden, her nedense çok farklı eleştiriler alıyor. O kadar ileri gidiyorlar ki, “Cemil Tugay AK Parti'ye mi geçecek” dedikodularını yaymaktan çekinmiyorlar. Bu muhalefet değil, sadece karalama kampanyasıdır.
Vekillerden Deniz Yücel'e baktığımızda kendisini tamamen yüksek siyaset yapan bir kimlik içinde görüyor. Parti Sözcüsü olduğu için, ona göre artık İzmir'de siyaset yapmak basit geliyor. Murat Bakan deseniz o da kendini gerçek İçişleri Bakanı gibi görüp, İzmir'in sorunlarını tartışmak ona göre hafif kalıyor.

TUGAY, ARENADA TEK BAŞINA MÜCADELEDE
Cemil Tugay’ı kamuoyu önünde ‘savunmak’ demek, Cemil Tugay ile ortak hareket ediliyor anlamına gelmez. Şu anda belediyeler üzerinde bir baskı olduğunu artık sağır sultan bile biliyor. Fakat İzmir'de bütün zorlukları Cemil Tugay tek başına göğüslemeye çalışıyor. Bu bir anlamda Cemil Tugay'a haksızlıktır. Siz, parti içi politikalarda birbirinizle mücadele edebilir, birbirinizle iktidar kavgası yapabilirsiniz. Bu kavgaları da İzmirliler neden yaptığınızı çok iyi biliyor, gelecek dönem için koltuklarınızı garantiye alma mücadelesidir. İzmirliler sizi parti içi muhalefet edesiniz diye değil, İzmir'e hizmet edesiniz, haklarını savunasınız, sorunlarına sahip çıkmanız adına bu göreve getirdiler. Bir örnek vermek gerekirse, Cemil Tugay arenada ortaya atılmış, her gelen giden ona saldırıyor.

ÖZGÜR ÖZEL GELDİĞİ ZAMAN, MENEMEN BARDAKLARI GİBİ DİZİLİYORLAR
Özgür Özel, İzmir'e geldiği zaman hepsi menemen bardakları gibi yan yana diziliyorlar. Başta Deniz Yücel, Murat Bakan ve Atatürk karşıtı milletvekili olmak üzere hepsi oradalar. Fakat İzmir'de Cemil Tugay açılış yapsa, ortada tek bir milletvekili ortada yok. Açılışları bırakın, 9 Eylül gibi İzmir'in en önemli gününde İzmir'de milletvekili yoktu!

CHP ARTIK İZMİR’İN OYLARINI SÖMÜRÜYOR
Yaşanan bu vurdumduymazlıkları İzmirlinin CHP'ye oy vermesinin sömürüsü olarak görüyorum. “İzmir'e kimi koyarsam koyayım, nasıl olsa seçilecek' zihniyeti son 20 yıldır CHP üst yönetiminin İzmir'e bakış açısı olmuştur. Bu düşünce Kemal Kılıçdaroğlu ile doruk noktasına çıkmıştı. İzmirliler sineye çekerek, Atatürk'e hakaret dolu yazılar yazmış, aykırı bir adamı İzmir'den vekil seçip Ankara'ya gönderdiler. İzmir'den milletvekili olan bu zatı, şimdi İzmir'de gören, İzmir ile ilgili herhangi bir savunmasını, çalışmasını gören, duyan yok! CHP üst yönetiminin İzmir'e layık gördüğü bu duruma, açık ve net bir isim koymak gerekirse, bunun adı "şımarıklık ve yüzsüzlük" olur.

SOYER, KÖTÜ BİR MİRAS BIRAKTI
Tunç Soyer döneminin kötü mirasının faturasını şu anda Cemil Tugay ödemektedir. Onun gibi birçok ilçede belediye başkanları da çok kötü bir miras devraldılar. Özellikle Cemil Tugay, büyükşehirde Tunç Soyer'in büyük personel alımları, har vurup harman savurduğu paralardan dolayı bütçesel açık, en son yayınlanan Sayıştay raporlarında görüldü. Raporlarda, kitap basımlarından tutun da medyaya verilen hak edilmeyen destekler, yapılan sosyal sorumluluk projelerinden birçok yönetimsel hatalar, Sayıştay raporlarında açıkça belirtilmiştir. Cemil Tugay son yaptığı açıklamada, Sayıştay raporlarında usulsüzlüklerle ilgili üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini söyledi. Bu da zaten olması gereken bir karardır.

Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, olayların üzerine gittiği zaman da aynı kooperatif davasındaki gibi okların hedefi olabilir mi?
Cemil Tugay’a düşen görev, kanunların ve yönetmeliklerin çizdiği çerçevede görev yapmaktır. Ortada bir usulsüzlük veya yolsuzluk varsa, kimse kimsenin pisliğini örtmek zorunda değildir. Eğer bu işlere sebep veren kişiler hesap vermezlerse de gelecek olan nesiller için kötü örnek olur.